Şebnem Korur Fincancı: Hasta mahpuslar göz göre göre ölüme terkediliyor
- 18:31 21 Aralık 2019
- Güncel
İSTANBUL - Wernicke-Korsakoflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi’nin 19-22 Aralık Katliamı konulu panelde konuşan TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, "Daha önce hastalıklarla boğuşan mahpusların en azından son dönemlerinde yakınlarıyla vedalaşabilecekleri koşullar oluşturulurken, bugün göz göre göre cezaevlerinde ölüme terkediliyor" dedi.
Wernicke-Korsakoflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi, 19-22 Aralık “Hayata dönüş” adı verilen katliamının yıl dönümü dolayısıyla İstanbul İstiklal Caddesi'nde bulunan Divriği Kültür Derneği’nde panel düzenledi. Moderatörlüğünü Ferit Barut'un yaptığı panele ölüm orucu direnişçisi Nihat Göktaş, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Prof. Dr. Hakan Gürvit, Gazeteci-Yazar Temel Demirer konuşmacı olarak katıldı.
“19'uncu yılında 19-22 Aralık Katılımını Unutmadık, unutturmayacağız" pankartı ve katliamda yaşamını yitiren tutsakların fotoğraflarının asıldığı panele 19 Aralık’ta yakınlarını kaybeden ailelerin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
Panelde ilk olarak ilk olarak konuşan Prof. Dr. Hakan Gürvit açlık grevinin tıbbi sonuçlarının derin bir tarihe sahip olduğunu belirterek açlık grevinde tanık olduğu sağlık sorunlarına değindi. Ardından söz alan 19 Aralık katliamı tanığı ve ölüm orucu direnişçisi Nihat Göktaş, F Tipi cezaevlerindeki tecrit ve izolasyon politikalarına dikkat çekerek, katliam günü maruz bırakıldıkları saldırıyı anlattı.
'TİHV'e başvuru sayıları arttı'
TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, 1990’lı yılların cezaevlerinde büyük hak ihlallerinin yaşandığı dönemler olduğunu söyleyerek, o dönemde TİHV’e yapılan başvuru sayılarının artışına dikkat çekti. 19 Aralık Katliamı’nda yaşananları hatırlatan Şebnem, cezaevlerindeki kötü uygulamaların hala sürdürüldüğünü vurguladı. Şebnem şöyle devam etti: “Daha önce hastalıklarla boğuşan mahpusların en azından son dönemlerinde yakınlarıyla vedalaşabilecekleri koşulların oluşturulurken, bugün göz göre göre cezaevlerinde ölüme terkediliyor. Dolayısıyla zaman içinde ne yazık ki bu yüzleşmeleri gerçekleştirilmediği, sorumluların yargılanması ve cezalandırılması mümkün olmadığı ve bir adalet mekanizmasının olmadığı veya işlemediği için daha ağır koşullarda yaşanmak zorunda bırakılıyor. Tabi 19 Aralık katliamı bu açıdan değerlendirilmesi gerekir. O süreçler yalnızca ölümlerle değil, pek çok sağlık sorunlarıyla boğuşmak zorunda bırakılan bir süreçti. Türkiye İnsan Hakları Vakfı olarak yaşananların ancak bir bölümüyle karşılaşabildik.”
Son olarak konuşan gazeteci yazar Temel Demirer ise dünyada yaşanan hak ihlallerinin karşılaştırmasını yaparak, Türkiye'nin dünya ülkeleri arasında en büyük hak ihlali sorumlusu olduğunu belirtti.
Panel soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.