
‘Hiçbir mahpus tecrit ve izolasyon koşullarında tutulmamalıdır’
- 13:18 19 Aralık 2019
- Güncel
ADANA - “Hayata Dönüş Operasyonu"nun yıl dönümü dolayısıyla açıklama yapan İHD Adana Şubesi, “Tutuklu ve hükümlülerin haklarını ihlal eden, onlara işkence yapan, yaralayan ve öldüren kamu görevlileri hakkında davalar açılmalı, açılmış davalar bir an önce sonuca bağlanarak failler hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdır” talebinde bulundu.
Türkiye’de 20 cezaevinde F Tipi” cezaevlerine karşı eylemde olan tutsaklara dönük gerçekleştirilen ve 30 kişinin yaşamını yitirdiği “Hayata Dönüş Operasyonu”nun yıl dönümü dolayısıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Hapishaneler Komisyonu basın açıklaması düzenledi. Dernek binasında gerçekleşen açıklamada, "19 Aralık cezaevleri katliamlarını unutma, unutturma" pankartı asıldı. Açıklamaya çok sayıda siyasi parti ve kurum temsilcisi katılırken açıklamayı İHD Adana Şubesi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Avukat Zelal Demiray yaptı.
Dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün, "Toplumsal mutabakat sağlanmadan F Tipi Cezaevleri kullanıma açılmayacak" sözlerini hatırlatan Zelal, "Bu sözlere rağmen işlenen bu cinayetler, hem hukuki hem siyasi hem de toplumsal açıdan kabulü mümkün olmayan bir suç teşkil etmektedir. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlardan biri olmasına rağmen gereği gibi yargılama yapılmamış, failler cezasızlık politikaları eşliğinde korunmuş ve kollanmıştır" dedi.
'İhlallere karşı mücadele edeceğiz’
Hukuken kabulü mümkün olmayan insan hakları ihlalinin üzerinden 19 yıl geçtiğini de hatırlatan Zelal, cezasızlık politikasının devam ettiğini belirterek, bugün hala tutsak ve hükümlülere yönelik kötü muamele ve işkencenin sistematik bir şekilde devam ettiğini vurguladı. Zelal, cezaevlerinde her türlü hak ihlaline karşı mücadele edeceklerinin altını çizdi.
Zelal, açıklamada hükümetten şu taleplerde bulundu:
“*Tüm mahpusların insan onuruna saygı gösterilmelidir.
*Hiçbir mahpus tecrit ve izolasyon koşullarında tutulmamalıdır.
*19 Aralık katliamı davası sorumluları yargılanmalıdır. Zamanaşımı usulü ile uygulanan cezasızlık politikasına son verilmelidir.
*Adalet Bakanlığı kendisinin hazırlayıp yayınladığı 45/1 nolu Genelge'yi, hiçbir mazeret ileri sürmeden derhal uygulamalıdır.
*Tutuklu ve hükümlülerin haklarını ihlal eden, onlara işkence yapan, yaralayan ve öldüren kamu görevlileri hakkında davalar açılmalı, açılmış davalar bir an önce sonuca bağlanarak failler hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdır.
*Cezaevleri sivil izlemeye açık olmalıdır. Cezaevlerindeki mahpusların savunma, şiddete maruz kalmama, sağlık, eğitim, beslenme, aileleriyle, avukatlarıyla ve genel olarak dış dünya ile iletişim haklarına saygı gösterilmelidir.
*Yaklaşık 10 yıldır uygulanan tecrit koşulları insan haklarına aykırı olduğu için özel mevzuatla yönetilen tek kişilik İmralı Kapalı Cezaevi kapatılmalıdır.
*Yeni İnfaz Yasası, ilgili uzmanlık örgütleri ve insan hakları örgütlerinin görüşleri alınarak insan hakları hukukuna uygun değişikliklere uğratılmalıdır.
*Kadın Cezaevleri ve Çocuk Islahevleri, insan onurunun korunması bakış açısıyla yeniden düzenlenmelidir.
*Hiçbir surette ceza ve tutukevlerinde çocuklar bulundurulmamalıdır.
*Ceza ve tutukevlerinde kalanların sağlık durumu öncelikli olarak kabul edilmeli, tibbi tedaviye erişim hakları hiçbir biçimde engellenmemeli, hasta tutuklu ve hükümlülerin tedavilerinin ceza ve tutukevleri dışında yapılması temin edilmelidir."