Figen Yüksekdağ: İktidar gölgesini ve baskısını yargı üzerinde kullanmaktadır

  • 16:06 18 Aralık 2019
  • Hukuk
ANKARA - Yargılandığı davanın duruşmasında konuşan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Siyasi iktidar gölgesini ve baskısını yargı üzerinde kullanmaktadır. Hukuksuzluk, haksızlık, siyasi iktidar tarafından kullanılarak, cezalandırma aracı olarak yargı kullanılmaktadır. Yargı kurumu da buna direnmemekte ve kamusal güç olan yargı ayaklar altına alınmaktadır” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini ve Türk yargısını aşağılamak"  iddiasıyla hakkında açılan davanın 2’nci duruşması görüldü. Ankara 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Figen Yüksekdağ Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken duruşmada avukatları hazır bulundu.
 
Kimlik tespiti ardından görülen dava dosyasında iddia makamı davanın yetkisizlikle Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine yönelik yapılan itirazın reddedilmesini ve yargılamanın devamını talep etti.
 
İddia makamının talebini kabul eden mahkeme heyeti açık yargılamanın devamına karar verdi.
 
‘Siyasi iktidar gölgesini ve baskısını yargı üzerinde kullanmakta’
 
Mahkeme heyetinin kararı sonrası söz alan Figen, “Ben öncelikle mahkemenin bana suçumu ve haklarımı anlatması, usul ve hukuka uygun davranması hususunda teşekkürlerimi iletirim. Lakin bu aşamadan önceki yargılama süreçleri bir tiyatrodan ibarettir. Siyasi iktidar gölgesini ve baskısını yargı üzerinde kullanmaktadır. Ben vekilliği, eş genel başkanlığı gasp edilen, halk nezdinde hala vekilliği devam eden bir milletvekiliyim. Bana milletvekilliği hakkını da millet vermiştir. Bu tiyatro kapsamında birileri durumu kurtarmaya çalışmaktadır. Hukuksuzluk, haksızlık, siyasi iktidar tarafından kullanılarak, cezalandırma aracı olarak yargı kullanılmaktadır. Yargı kurumu da buna direnmemekte ve kamusal güç olan yargı ayaklar altına alınmaktadır” dedi.
 
Figen, savunmasının SEGBİS ile kayıt altına alınmasını talep etti. Mahkeme heyeti savunmanın uzun olacağı ve yanlış yazımların olabileceği gerekçesiyle Figen’in talebini kabul etti.
 
‘Algı yaratılıyor’
 
SEGBİS kaydı alınarak, devam eden duruşmada Figen, “Ne yazık ki elimizde olmayan sebeplerden dolayı kamuoyundaki algı ve baskı savunmalarımıza yansıyor. Kendimizi anlatamayacak duruma geliyoruz. Şu andaki aşamada öyle bir yere gelindi ki savunmamı geniş kapsamlı yapamıyorum” dedi.
 
‘Türkiye halklarının tutunacak dalı kalmadı’
 
Hükümetin HDP’li siyasetçilerin mahkemeleri üzerinde yönlendirme yaptığını belirten Figen, “Bizi bırakmayacaklarını zaten iktidar yetkilileri kendileri söylüyor. Ben iki kez tutukluyum. Avrupa halkı, Türkiye halkları da tutuklanmamızın, hukuksuzlukların farkındadır. Bu kötü süreçlerde yaşayan bizler ve halkımızın bu toplumda bir güven mekanizması kalmadıysa, bir ülkenin tutulacak dalı yargı da kalmadıysa bundan hayır beklenilmez. Siyasi iktidar bu toplumu hayırlı olmayan bir sürece sürüklemiştir” ifadesinde bulundu.
 
‘Dostluk ve düşmanlık da mertçe olabilse’
 
Dosyanın içeriğinin Türkiye’nin karanlık tarihine dair söylemlerden oluştuğunu vurgulayan Figen, şunları söyledi: “Yapılan on dakikalık konuşmalarım yargılama konusu yapılmıştır. Ben o konuşmamda 1980’li ve 1990’lı yıllarda ülkede yaşananlardan bahsediyorum. Ben hukuka değil hakkaniyete güveniyorum. Bu ülkenin hukukuna güvenmiyorum. Benimle hukuk tartışması yaparken bazı çerçevelerden alınsın, ben siyaset yaparken ileriye gidebilmek için hukuk normlarını kullanırım. Bu toplumun ihtiyaç duyduğu yasalar ve yerinde yapılan yasalar olmalıdır ve benim söylediğim şeyler bunlardır.
 
Biz bu süreçte yeni anayasa, demokratik bir sistem ve hukuk mücadelesi veriyoruz. Ama biz bu mücadeleyi verirken siyasi iktidar sizi bizle kendisi arasına koyuyor. Keşke şairin dediği gibi ‘Dostluk ve düşmanlık da mertçe olabilse.’ Keşke muhataplarla yüzleşsek ama muhataplarımız öyle doğru değil. Bugün dosyada yargılandığım konuşmada aslında Türkiye’deki karanlık dönemle yüzleşilmesi ve güncelle bağlantısını kurduğum bir konuşmadır. Bu dava Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gerekirken bir anda çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile yasal düzenleme yapıldı. Temel hukuk yasaları KHK’yle mi düzenlenir? OHAL döneminde çıkarılan KHK kararlarının hükmünü ve hukuksal boyutunu tartışsak işin içinden çıkamayız. Benim sorularımı bu konuda hiçbir hukuk kitabı da yanıtlayamaz.”
 
‘Ülke KHK’lerle yönetilemez’
 
KHK’lerle getirilen bir düzenleme ile Asliye Ceza Mahkemeleri’nde görülmesi gerekirken davanın Ağır Ceza Mahkemeleri’nde görülmesinin HDP’li siyasetçiler için özel getirildiğine dikkat çeken Figen, “Kanun hükmünde kararnamelerle bize siyasi bir operasyon yapılmıştır. Bugün siyasi iktidar kendi faaliyetlerini süzgeçten geçirmek zorunda kalıyor çünkü yarın bir gün başına bela olacak. Böyle bir kanun düzeni olmaz. KHK’lerle ülke yönetilmez. Tam bir kaosa dönüştürdüler” diye konuştu.
 
Figen, dava dosyasının Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini, bu talebi kabul edilmediği takdirde Ankara 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ana davası ile birleştirilmesini talep etti.
 
Duruşma sırasında gerginlik yaşandı
 
Mahkeme başkanının Figen’in savunması sırasında araya girmesi ile kısa süreli gerginlik yaşandı. Mahkeme başkanına tepki gösteren Figen, “Ben Türkçe konuşuyorum. Usule ilişkin konuştum. Beni dinlemek istemiyorsanız gideyim” dedi. Mahkeme başkanı da “Ben ne yaptığımı çok iyi bilen bir hakimim burası laf söyleme yeri değil. Savunmanızın bittiğini sandım buyurun devam edin” dedi.
 
Figen, “Beni dinlemek istemiyorsunuz beni geriyorsunuz bunun farkındayım ama buna gelmeyeceğim. Usule ilişkin son sözüm, yargılama sağlıklı bir şekilde devam edecek ve bize özel uygulama yapılmayacak ise ana dosyam ile birleştirilmesini talep ediyorum. Buna benzer sayısız dosyamın mahiyeti ve kapsamı bu ana davada olduğu için birleştirilmesini talep ediyorum” diyerek, savunmasını sonlandırdı.
 
Ardından söz alan Figen’in avukatı Kenan Maçoğlu, dava dosyasının ana dosya ile birleştirilmesini ve esasa ilişkin savunma yapmayacaklarını belirtti. Kenan, “Normalde bu davada derhal beraat kararı verilmesi gerekirken, ancak Adalet Bakanlığı soruşturma izni vermiştir. Birleştirme kararı sonrası esasa ilişkin bilgi ve belgelerimizi sunacağız” diye belirtti.
 
Avukat Maviş Aydın ise, müvekkilinin beyanlarına katıldığını belirterek, “Faili meçhuller Türkiye’nin karanlık bir geçmişidir. Müvekkilimin beyanları bu karanlık tarihe ilişkindir. Derhal beraat kararı verilmesi gerekir. Birleştirme hususunda karar verildikten sonra ayrıntılı beyanda bulunacağım” diye konuştu.
 
İddia makamı, avukatlar ve Figen’in birleştirme taleplerinin reddine karar verilmesini talep etti.
 
Duruşma ertelendi
 
Mahkeme heyeti Ankara 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nden esas sayılı dava dosyasının birleştirilme hususundaki ön mesele bakımından karar verebilmesi için dosyanın bir örneği ve birleşen dosyalara ait iddianame örneklerinin istenmesine karar vererek, duruşmayı 27 Şubat tarihine erteledi.