Sibel’i katletmeye çalışan failin ilk duruşması görüldü

  • 20:09 17 Aralık 2019
  • Hukuk
İSTANBUL – Sibel Altınsöğüt’ü katletmeye çalışarak ağır yaralayan Soner Göztepe’nin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. 
 
İstanbul’un Sultangazi ilçesinde Eylül ayında 7 yıl önce boşandığı Sibel Altınsöğüt’ü katletme girişiminde bulunarak ağır yaralayan Soner Göztepe’nin yargılandığı davanın ilk duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya Sultangazi Kadın Dayanışma Platformu, Mor Dayanışma ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sultangazi İlçe Yöneticileri de takip etti. Tutuklu sanık Soner Göztepe ve müşteki Sibel Marzuka Altınsöğüt ve Cennet Göztepe hazır bulundu. Sanık avukatı ile müşteki avukatları Birsen Baş Topaloğlu ve Duran Kılıç hazır bulundu. Duruşmaya “Kasten öldürmeye teşebbüs”, “Yarama” ve “Tehtid” suçlarından yargılanan sanığın ifadesinin alınması ile başlandı. 
 
Sistematik şiddeti itiraf etti
 
Sanık Soner Göztepe, mahkemede 2013 yılında Sibel’in kardeşi Ali Altınsöğüt ile kavga ettiğini bu nedenle tutuklandığını ve olaydan 2 ay önce denetimli serbestlik ile cezaevinden çıktığını ileri sürdü. Sibel ile boşanmasından sonra da görüşmeye devam ettiğini ileri süren sanık, olaydan 10 gün önce Sibel ile tartıştıklarını ve barışmak için de denetimli serbestliği ihlal ettiğini iddia etti. Sanık daha sonra olay gününü anlatarak çocuklarının kendisine saldırdığını ve Sibel’i katletme amacının olmadığını sadece korkutma amacı olduğunu öne sürdü. Mahkeme başkanının “Daha önce eşine şiddet uyguladın mı?” sorusuna sanık, “Birbirimize sık sık şiddet uygularız” yanıtını verdi. 
 
Mahkeme başkanı olay sırasında yaralanan Sibel’in kızı Cennet’in beyanlarını ve sanığın beyanlarını içeren dilekçeyi dosyaya kabul ederek müştekilere ait tıbbi belgeleri okudu. 
 
‘Evi bastı’
 
Ardından Sibel’in ifadesi alındı. Şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini vurgulayan Sibel, olay gününü anlatarak, “Alkol aldıktan sonra beni arayıp küfür ediyor hakaret ediyordu. Bende bu yüzden olaydan on gün önce onu telefonda engellemiştim Gece saat 01.05’te oğlumu aradı. Oğlum telefonu açar açmaz telefon kapandı. Sonra kapının zili çaldı. Kızım kapıya koştu ‘anne babam kapıda’ dedi. Kızım kapıyı açtı içeri girmek istedi. Konuşup gideceğini söyledi. Ben de ‘bu saatte konuşulacak bir şey yok. Git yarın konuşuruz’ dedim. Sonra komşuların yardımı ile dışarı çıkarıldı. Biz geri döndük kapımızı kilitleyip yatacakken tekrar oğlumu aradı. Bir bardak su istedi. Oğlum suyu götürdü. Gider gitmez bardak kırılma sesi geldi. Ses üzerine aşağı indik. Gittiğimde oğlumun eli kan içindeydi. Oğlumu öyle görünce ona bağırdım kızdım. Çocuğu hastaneye götürdüm. Ben yoldayken komşular beni aradı abla arkanızdan geliyor elinde de bıçak var dediler” diye ifade etti. 
 
‘Hastane de kimse müdahale etmedi’
 
Hastanede acilde oğluna müdahale edildiği sırada sanığın hastaneye geldiğini kapıda kızını görünce ona şiddet uyguladığının altını çizen Sibel, şöyle devam etti: “Ben kızımın sesini duyunca yanına gittim. Kızıma vurduğunu görünce onu ittim yere düştü. Sonra ayağa kalktı cebindeki bıçağı çıkararak ‘bu gece bu iş bitecek’ dedi. Cebinden çıkardığı bıçağı bana doğru salladı. Bıçak iki kez karnıma saplandı. Bıçağın olduğu elini tutarak onu engellemeye çalıştım. Bu sırada epey yerde boğuştuk. Kızımda olaya müdahale etmeye çalışıyordu. Boğuşma esnasında üçümüz yalnızdık. Hastane yönetimi dahi müdahale etmedi. Boğuşma sırasında elindeki bıçak gevşeyince bir hemşire gelip bıçağı aldı. Daha sonra kızım beni alıp müşahade odasına götürdü. Onun nasıl gittiğini görmedim. Biz ambulansa bindirildiğimiz sırada ‘sizinle çok küçük bir hesabımız kaldı. Onu da en kısa zamanda hal edeceğim’ diyerek tehdit etti.  Boğuşma sırasında kızım sağ elinin 4 parmağı ve iki göğsünün arasından yaralandı.”  
 
Sanıktan müştekiye müdahale
 
Sibel sözlerini sürdürdüğü sırada sanık mahkeme başkanına “Bir şey söyleyebilir miyim” diye sordu. Mahkeme başkanı ise “Söyleyemezsin” diyerek Sibel’in ifadesini almaya devam etti. Sibel’in ifadesinin ardından sanık izin almadan “Eşimin ifadelerinde tutarsızlık vardır” demesi üzerine mahkeme başkanı “Tutarsızlığı biz tespit ederiz” dedi. 
 
‘2013 yılında bana saldırdığı için cezaevine girdi’
 
Mahkeme başkanı tekrar Sibel’e dönerek sanığın daha önce benzer eylemlerinin olup olmadığını sordu. 2013 yılında buna benzer şekilde sokakta kendisine saldırıldığını, yine yaralandığını olaydan iki ay önce de bu yüzden denetimli serbestlikten cezaevinden çıktığını belirten Sibel, ayrıldıklarından beri ise eş ilişkisinin hiç yaşanmadığının altını çizdi. 
 
Sibel’in ifadesi sırasında sanık sık sık araya girerek müdahale etmeye çalıştı. 
 
Ardından müşteki Cennet Göztepe’nin ifadesi alındı.  Annesinin anlattıklarını doğru olduğunu söyleyen Cennet, babasının daha önce annesini iki kez yaraladığını belirtti. 
 
‘Raporlardaki çelişki giderilsin’
 
Ardından müştekilerin talepleri alındı. Müşteki avukatı Birsen Baş Topaloğlu, Cennet ile ilgili verilen raporlar arasında çelişki olduğunu söyleyerek, ilk raporda hayati tehlike olduğunun belirtildiğini, sonraki raporda hayati tehlikeden söz edilmediğini bu nedenle çelişkinin giderilmesi için yeniden rapor alınmasını, yine Cennet’in elindeki yaralardan söz edilmediğini bunun içinde rapor alınmasını, olay yerinde hastane kayıtlarının silinmesi nedeniyle Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının delillerin karartılması yönünden soruşturma başlattığını ve kayıtlara el konulduğunu bilir kişi incelemesinde olduğunu, bu hususun savcılığına sorulmasını, Gaziosmanpaşa 3’cü Asliye Ceza Mahkemesi’nde sanığın Sibel’e yönelik tehdit eyleminden dolayı dosyası olduğunu bu dosyanın celbinin ve aynı dosyadaki görgü tanıklarının dinlenmesini taleplerinde bulundu.  
 
Avukat Birsen, sanığın eylemlerinin göz önüne alınarak tutukluluk halinin devamını talep etti. İddia makamı da müşteki müdafisinin taleplerini sıralayarak aynı taleplerde bulundu ve sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti. 
 
Dava ertelendi
 
Ardından mahkeme kısa bir ara verdi. Mahkeme avukatların taleplerini kabul etti. Heyet ayrıca sanığın tutukluluk halinin devamına da karar vererek bir sonraki duruşmayı 10 Mart 2020 tarihine erteledi. 
 
‘Adil yargılanma sağlanana kadar mücadele edeceğiz’
 
Duruşmanın ardından dava avukatı ve kadın örgütleri adliye önünde basına kısa bir açıklamada bulundu. Avukat Birsel sanığın Sibel’e yönelik bu güne kadar tehditleri ve darp olayının olduğunu söyleyerek, “Bu güne kadar hep bu infaz sisteminin caydırıcı olmaması yüzünden en son öldürmeye kast etmiştir. Biz adil yargılanma sağlanması ve sanığın hak ettiği cezayı alması için sonuna kadar mücadele edeceğiz” diye vurguladı. 
 
Ardından Sultangazi Kadın Dayanışması adına Sümeyye Aydoğan söz aldı. “Kadınlardan tacize göz yummaları, tecavüze, şiddete karşı susmaları, onların istediği kadar yaşamaları bekleniyor” diyen Sümeyye, “Erkek egemen iktidarınızı biliyoruz, kabul etmiyoruz. Biz kadınlar mahallelerden fabrikalara, sokaklardan erkek adaleti ürettiğiniz mahkeme salonlarına kadar her yerde olmaya devam edeceğiz. Davanın takipçisi olacağız” diye konuştu. 
 
Açıklama “Asla yalnız yürümeyeceksin” ve “Yaşasın kadın dayanışması” sloganlarıyla son buldu.