
Şule Çet davası için dayanışma çağrısı
- 09:05 2 Aralık 2019
- Güncel
Dilan Babat
ANKARA - Cinsel saldırıya maruz bırakıldıktan sonra bir plazanın 20'inci katından atılarak katledilen Şule Çet davasında mahkeme kararını 4 Aralık’ta verecek. Ankara Kadın Platformu üyesi Neslihan Duran, savcının mütalaasında erkek yargıyı yeniden gördüklerini belirterek, Berk Akand ve Çağatay Aksu’nun ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanması gerektiğini vurguladı.
Ankara’da Berk Akand ve Çağatay Aksu tarafından cinsel saldırıya maruz bırakıldıktan sonra bir plazanın 20’inci katından atılarak katledilen Şule Çet için açılan davasının 5’inci duruşmasında savcı mütalaasını okudu. Savcı, Çağatay Aksu için “kasten öldürme”, “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” ve “ cinsel saldırı” suçlarından müebbet hapis cezası isterken, Berk Akand için, “cinsel saldırı” ve “yardım yataklıktan” 21 yıla kadar hapis cezası istedi. 4 Aralık’ta Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek karar duruşması öncesinde Ankara Kadın Platform üyesi Neslihan Duran, adalet çağrısını yineledi.
‘Mütalaa erkek yargının göstergesi’
Bir yılı aşkın süredir savcının mütalaasını beklediklerini söyleyen Neslihan, iki sanığa da ağırlaştırılmış müebbet hapis verilmesi gerektiğini vurguladı. Erkek yargının kendisini bu davada da gösterdiğini belirten Neslihan, “Delillerin incelenmemesi, Türkiye’de aylarca bir dudak uzmanı bulunamaması ve aylar sonra delillerin incelenmesi gibi örnekler bunun yapılacağını gösteriyordu. Yardım etmek aynı suçla değerlendirilemez mi? Yardım etmek aynı suça ortak değil mi? Bunları sormak lazım. Aynı duruşma salonlarında, Şule’nin ‘gezen tozan, gece içen, başkalarının evinde kalan’ biri olduğunu söyleyip, cinsiyetçi söylemlerle savcıyı etkilemeye çalışıyorlardı. Doğal olarak da savcının hazırladığı mütalaa erkek yargının bir göstergesi oldu” ifadelerini kullandı.
‘Kadın adaletini sağlayacağız’
4 Aralık’taki karar duruşmasında da kadınların hep birlikte “gerçek adaleti” haykıracağını ifade eden Neslihan, şöyle konuştu: “Bu davaların emsal davalar olduğunu söyledik, söylemeye devam edeceğiz. Duruşma salonlarında katledilen kadınların ardından yapılan iftiralar son buluna kadar, mücadelemizi devam ettirip kadın adaletini sağlayacağız. Dünyada kadın mücadelesinin bu kadar çok öne çıkmasına rağmen biz bulunduğumuz ülkede hâlâ ‘mini etek giymenin, içki içmenin, esnek kadın olmanın’ tecavüzü meşrulaştırıldığını görüyoruz. Bunlar gerçek adalet değil. Katledilen kadınlar için verilen cezalar sanıkların aklandığı cezalardır. Berk Akand da Çağatay Aksu gibi tecavüzcüdür. İkisi de ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanmalıdır.”
‘Sanıklar kendilerini toplumun yapısına göre savunuyor’
Duruşma salonlarında sanıkların, kendilerini aklamak için toplumun yapısına göre savunmalar yaptığına dikkat çeken Neslihan, Ceren Damar duruşmasında olduğu gibi kadınların arkasından iftiralar atıldığını vurguladı. Sanıkların toplumun normları üzerinden oynamaya başladığını söyleyen Neslihan, “Ceren Damar evli bir kadındı ‘benimle birlikte oluyor’ gibi toplum yapısına ters düşen bir profil yaratılarak kadın cinayetleri meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Çağatay Aksu, ‘yemin ederim ben bir şey yapmadım’ diyerek kendini aklamaya çalışıyor. Sanıkların kadınlara bakarak pişkin pişkin gülmesi aslında erkek adaletin yanında olduğunu açıkça gösteriyor. Sanıklar kendilerini toplumun gelenek görenek yapısına göre savunuyorlar. Her duruşmada, katledilen kadınların arkalarından iftira atarak, ‘Ben bir şey yapmadım hatta onlar bizim ile ilişkiye giriyor. Bu topluma göre yaşamıyorlar’ diyerek ‘makbul kadın’ profilinin ne olduğunu anlatıyorlar. Bu da cezasızlığa neden olabiliyor” ifadelerinde bulundu.
‘Umuyoruz adaleti sağlayan kadınlar olur’
“Kadınlara ev kadınlığını, çocuk yapmayı, yemek yapmayı yakıştırıyoruz ama bir özgür olmasını yakıştıramıyoruz” diyen Neslihan, mahkeme salonlarında olan kadınların bu kalıpları yıkan kadınlar olduğunu ifade etti. Duruşma öncesi çağrı yapan Neslihan, “Özel olarak ‘gezip tozan eğlenen’ kadınları mahkemeye bekliyoruz. Katledilmek istemiyoruz, yaşamak istiyoruz. ‘Yaşamak istiyoruz’ diyen bütün kadınları, katledilen kadınların sesi olmak için 4 Aralık’ta Şule Çet duruşmasına bekliyoruz. Umuyoruz ki, bu Şule Çet davasında adaleti sağlayan kadınlar olur” dedi.