Şiddetle Mücadele Ağı 'şiddetsiz yaşam'ı konuştu

  • 09:15 1 Aralık 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - Geçtiğimiz günlerde düzenlenen “Kadınlar Şiddetsiz Bir Yaşamı Konuşuyor” çalıştayını değerlendiren Şiddetle Mücadele Ağı İHD temsilcisi Sosyolog Ezgi Sıla Demir, “Yaşadığımız süreçler bizler açısından zorlayıcı oldu ancak bir şekilde mücadele etmemiz gerekiyordu. Biz de Şiddetle Mücadele Ağı altında buluşarak, temas ederek daha fazla eylem ve etkinlik düzenlememiz gerektiği sonucuna vardık” dedi. 
 
Diyarbakır genelinde çalışma yürüten kurum ve meslek odalarıyla birlikte kadına yönelik şiddetle mücadele etmek amacıyla kurulan Şiddetle Mücadele Ağı’nın çalışmaları sürüyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında bir dizi eylem ve etkinlik düzenleyen Mücadele Ağı 23 Kasım günü birçok kurumdan kadının katılımıyla “Kadınlar Şiddetsiz Bir Yaşamı Konuşuyor” çalıştayı da gerçekleştirdi. 
 
Şiddetle Mücadele Ağı İnsan Hakları Derneği (İHD) temsilcisi sosyolog Ezgi Sıla Demir, çalıştaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Çalıştay bizim ilk etkinliğimizdi’
 
Şiddetle Mücadele Ağı kapsamında ayda bir toplantılar gerçekleştirdiklerini anlatan Ezgi, toplantılar kapsamında Diyarbakır’daki kadın gündemlerini konuşarak ne yapabileceklerini tartıştıklarını ifade etti. Ezgi “25 Kasım dolayısıyla gerçekleştirdiğimiz çalıştay bizim Şiddetle Mücadele Ağı olarak gerçekleştirdiğimiz ilk etkinliğimiz. Daha önce de kurumların çalışmaları oluyordu ancak ağın 25 Kasım’a özgün kurumsal temsiliyetlerden ziyade kadın kimliğiyle bir çalışma yürütmüş olduk. Biz pankartlarımızda dahi kurum amblemleri kullanmadık. Kadın temsiliyeti noktasında bir kapsayıcılık oldu. 25 Kasım, 8 Mart gibi günler kadın örgütleri için farkındalık yaratma noktasında önemli günler. Bizler de bu kapsamda neler yapabileceğimizi düşünürken çalıştay fikri açığa çıktı” diye belirtti.
 
‘İstanbul Sözleşmesi'ni konuştuk'
 
Kurum temsilcileriyle bir grup oluşturduklarını kaydeden Ezgi, çalıştayın yürütücülüğünü de bu grubun üstlendiğini belirtti. Ezgi, “Günün anlam ve önemi için şiddeti tartışmak önemliydi. Şiddet türleri ve mücadele yöntemleri üzerine bir başlık oluşturmaya karar verdik. Bölgede yaşanan sorunlardan kaynaklı savaş ve kadın diye bir başlık daha açma gereği hissettik. ‘Kadınlara dönük saldırılardan nasıl korunabiliriz?’ diyerek hukuk alanında mücadele yöntemlerini konuştuğumuz başka bir başlık daha oluşturduk. Bu başlıkta İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasayı konuştuk. Kadınların katılması noktasında kısmi olarak başarılı olduk. Her kurumdan katılımlar oldu. Nicelikten ziyade niteliği önemsiyoruz ancak tabii farklı kurumlardan kadınlarla dayanışabilmek adına çok kişinin olması bizim açımızdan güzeldi” dedi.
 
‘Günümüz çağında şiddetin türleri de değişiyor’
 
"Savaş ve kadın" oturumunda ağırlıklı olarak Êzidî kadınların yaşadıklarını ve bölgede yaşanan savaş sonucu kadınların mağduriyetlerden bahsedildiğini aktaran Ezgi şunları dile getirdi: “Şengal Katliamı anlatıldı. IŞİD’in istismar ettiği kadınlardan, yaşadıkları sıkıntılardan konuşuldu ve sayısal veriler paylaşıldı. İkinci oturumda şiddet türlerini ve mücadele yöntemlerini konuştuk. Günümüz çağında şiddetin türleri de değişiyor. Biz şiddeti bazı başlıklarda tanımlıyoruz ancak mobbing, siber zorba, dijital ortamda yaşanan şiddet türleri de mevcut. ‘Şiddet nedir?’,  ‘Türleri nedir?’, ‘Nasıl ortaya çıkmıştır?’ ve  ‘Şiddetin kendisi nasıl hiyerarşi ve güç üzerinden bizlere tesir ediyor?’ gibi sorulara yoğunlaştık. Tarihsel süreç içerisindeki kadın dayanışmaları, mücadeleleri anlatıldı. Amazon kadınlardan, Hintli kadınların örgütlenmesine kadar örnekler aktarıldı ve tartışıldı. Son olarak mücadele yöntemlerini tartıştık. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın içeriği konuşularak yeni yasa tasarısı değerlendirildi.”
 
‘Birbirimize daha fazla temas etmeliyiz’
 
Çalıştayın oldukça besleyici olduğuna kaydeden Ezgi, uzun zamandır kadınların öncülüğünde böylesi bir çalıştayın gerçekleşmediğine dikkat çekti. Ezgi, “Kadınlar birbirine bu kadar temas etmemişti ve bunun önemi açığa çıktı. Birbirimize daha fazla temas etmemiz gerektiğini konuştuk. Sonuç bildirgesi yayınlayacağız ama bunun öncesinde tekrar bir araya gelerek tartışma yürütecek ve yeni bir mücadele yöntemi açığa çıkarmayı hedefliyoruz. Son süreçte yaşanılanlara baktığımızda kayyımlar atandı, siyasetçilere, avukatlara, gazetecilere dönük tutuklamalar oldu, yeni bir seçim yaşandı, ardından yeniden tutuklama ve kayyım süreci gerçekleşti. Kadın temsiliyetine yönelik saldırılar vardı. Yaşadığımız şehirde kadın cinayetleri gerçekleşti. Kimisi avukattı, kimisi ev emekçisiydi. Tüm bu süreçler bizler açısından zorlayıcı oldu, ancak bir şekilde mücadele etmemiz gerekiyordu. Biz de Şiddetle Mücadele Ağı altında buluşarak temas ederek daha fazla eylem ve etkinlik düzenlememiz gerektiği sonucuna vardık. Çalıştayın bizim açımızdan en önemli çıktısı buydu” ifadelerini kullandı.
 
‘Çalışmalarımızı sürdüreceğiz’
 
Şiddetle Mücadele Ağı olarak kuruluşlarından bu yana çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Ezgi dönem dönem raporlarla bunu kamuoyu ile de paylaştıklarını hatırlattı. Ezgi, “Bundan sonraki süreçte ilk etapta ‘25 Kasım’da neler yaptık?’ ve ‘Çalışmalarımız nasıl geçti?’ üzerinden bir tartışma geliştirmeyi düşünüyoruz. Diyarbakır’da son süreçte 4 kadın cinayeti yaşandı. Bu süreçlerin etkin katılımı sağlanıyor. Takipleri yapılıyor. Başvurular geldikçe birbirimizle paylaşıp çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bundan sonra da çalışmalarımızı daha büyük bir moralle sürdüreceğiz” dedi.