
Ayşe Acar Başaran: Bu iktidar siyasetinde başarılı olamayacak
- 13:18 27 Kasım 2019
- Güncel
ANKARA - Gündem konularına ilişkin basın toplantısı düzenleyen HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyon Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, partilerine dönük gözaltı ve tutuklamalara tepki gösterdi. Ayşe, “Biz demirden leblebiyiz, bütün iktidarlar bizi bu yöntemlerle ezmeye çalıştı. Ama hiçbir iktidar bu saldırılardan sonuç alamadı. Bu iktidar da yargı eliyle bizleri çalışamaz duruma getirme siyasetinde başarılı olamayacak” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyon Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, partisinin Genel Merkez’inde gündeme dair basın toplantısı düzenledi.
‘Yargılama yapılmadan medya eliyle mahkum edilen bir operasyon yapıldı’
Ankara, Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Urfa ve Ağrı'da partililerine dönük yapılan gözaltılara tepki gösteren Ayşe, “Türkiye’de uzun süredir iktidar yargı ve medya eliyle demokratik siyaseti toplumsal muhalefeti bastırma yolunu tercih etmiş bulunuyor. Bugün de Diyarbakır, Ağrı, Batman, Ankara ve İzmir olmak üzere birçok ilde eş zamanlı olarak bu siyasi operasyonla onlarca kişi gözaltına alındı. Batman’da 20’den fazla kişi gözaltında alındı. Aralarında milletvekili adaylarımız, DTK delegeleri, HDP ve DTK yöneticilerimiz bulunmakta. Yine Ankara’da maalesef birkaç dakika önce medyaya yansıyan daha yargılama yapılmadan medya eliyle mahkum edilen bir operasyon yapıldı. Bunların arasında Behçet Yıldırım da bulunmakta. Yine İHD Ankara Şube Eşbaşkanı, DBP MYK üyemiz, SES MYK üyelerinin de olduğu 17 kişi gözaltına alındı” dedi.
Ayşe, uzun süredir yapılan operasyonlarda “gizli tanık” ifadeleri ile partilerine, diğer demokratik kitle örgütleri, insan hakları savunucuları ve avukatlara yönelik yoğun bir saldırı ile karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.
’25 Kasım bildirisi dağıtan 6 kadın arkadaşımız tutuklandı’
İktidarın politikalarını eleştiren Ayşe, “İktidarın kendini var etmenin, ayakta tutmanın bir yolu ve yöntemi olarak, HDP’yi kriminalize etme ve tasfiye etme siyaseti yürüttüğüne hepimiz tanıklık ediyoruz. Maalesef bunun adına hukuki operasyonlar deniliyor. Ama esasında HDP’ye karşı soykırım operasyonu olan yargıyla yargının ve medyanın ortaklaşa kurdukları kumpaslarla yaptığımız bütün çalışmalar illegalize ediliyor. Geçen hafta da Antep’te aralarında il eşbaşkanımızın da olduğu 54 kişi HDP’nin yürüttüğü parti çalışmaları nedeniyle gözaltına alındı. Partiye giriş çıkışları bir suç unsuru kabul edilerek yapılan toplantıları suç gibi göstererek toplam 24 kişi tutuklandı. Yine geçen hafta bu siyasi soykırım operasyonlarının bir parçası olarak 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle el ilanı dağıtan 6 kadın arkadaşımız tutuklandı” diye belirtti.
'Hiçbir iktidar bu saldırılardan sonuç alamadı’
Dün Kocaeli’nde aralarında partilerinin PM üyeleri ve avukatların da olduğu toplam 25 kişinin kapıları kırılarak gözaltına alındığını hatırlatan Ayşe, şöyle devam etti: “Şu anda iktidar bir tarafta demokratikleşme adımları attığını ileri sürerken, yargı reformları ile ülkeyi ileriye taşıdığını ileri sürerken, bir taraftan da HDP’nin yürüttüğü parti çalışmaları anayasaya, kanunlara aykırı bir biçimde engellenmektedir. Ve partimiz fiili olarak kapatılma ile yüz yüze bırakılmaktadır. Erdoğan geçen günlerde hatırlarsanız ‘Dişime göre bir muhalefet bulamadım’ dedi. Bizler biliyoruz ki; demokratik koşullarda HDP bu ülkenin bırakın muhalefeti iktidar partisi olabilecek kadar toplumsal bir karşılığı olan bir partidir. Yargı medya bütün devletin zor aygıtları ile bize saldırarak bizleri, ezme çalışmaları yürüttüklerini görüyoruz. Ama kendilerine buradan da ifade edelim; biz demirden leblebiyiz, bütün iktidarlar bizi bu yöntemlerle ezmeye çalıştı. Tıpkı daha önce partilerimize yönelik yapılan siyasi soykırım operasyonları gibi. Ama hiçbir iktidar bu saldırılardan sonuç alamadı. Bu iktidar da yargı eliyle bizleri çalışamaz duruma getirme siyasetinde başarılı olamayacak.”
'Tutuklanan 15 belediye eşbaşkanımızın 10’u kadın’
Her sabah gözaltı ve kayyım haberleriyle uyandıklarını söyleyen Ayşe, “31 Mart seçiminde biz bir strateji belirledik. AKP-MHP faşist iktidarına kaybettireceğiz, Kürdistan’da kazanacağız. Stratejimizi başarılı bir şekilde hayata geçirdik. Türkiye’de kaybettirdik, Kürdistan’da kazandık. Ama bunu hazmedemeyen sandıkla bizi yenemeyeceğini bilen iktidar yine kayyımlar eliyle 31 Mart’tan beri 3 büyükşehrimizin de içinde olduğu 24 belediyemize kayyım atadı. Bu belediyelerimiz daha eşbaşkanlar gözaltında iken, kendileri ile ilgili somut bir suçlama yokken, suçlamayı kendileri bile bilmezken eşbaşkanlarımıza görevden uzaklaştırıldıklarına dair yazılar tebliğ edildi. En son 3 eşbaşkanımız dün Mardin’de tutuklandı. Kendileri 12 gündür gözaltındaydı, düşünün ki; kayyım atanacak kadar delilin ellerinde olduğunu söyleyenler ifadeyi almak için 12 gün boyunca bekliyorlar. Bu da sindirme siyasetinin, geri adım attırma siyasetinin bir parçasıdır. Bugüne kadar toplamda 15 belediye eşbaşkanımız tutuklandı. Burada çok önemli bir detay var, 15 tutuklanan belediye eşbaşkanımızın 10’u kadın” diye ekledi.
‘Kürtler ve kadınlar diktatöryal sisteme karşı itirazlarını yükseltiyor’
İktidarın Kürt ve kadın düşmanlığını günden güne yükselttiğini belirten Ayşe, tutuklanmalara işaret ederek şunları kaydetti: “Daha gözaltına alınıp rehin alındıktan hemen sonra rink araçlarında başlayan işkenceler, saatlerce elleri kelepçeli sevk edilen siyasetçiler, kendilerine kitap verilmeyen askeri nizamlarla bu 80 darbesinin Diyarbakır Cezaevi pratiklerindendir. Askeri nizamda ayakta sayım yapılması yine özellikle revire çıkarmamak, doktora götürmemek en ağır hastaların cenazelerinin cezaevinden çıkmasını bekleyen bir yönelimle karşı karşıyayız. Dışarıda saldırı ve itaat ettirme, içeride de zapturapt altına alma. Bu yüzden bizim el ilanlarımızdaki ‘itaat etmiyoruz’ lafı iktidar için korku ifadesidir. Kendileri saldırıyorlar, yargı, kolluk, medya eliyle HDP’ye saldırı geliştiriyorlar. Toplumsal muhalefete saldırılar gerçekleştiriyorlar. Ama bunların karşısında yüksek sesle ‘itaat etmiyoruz’ diyen kadınlar ve Kürtler bu faşist diktatöryal sisteme itiraz ediyorlar, seslerini yükseltiyorlar.”
‘HDP’ye yapılan saldırıya ses çıkarmak hepimizin ortak görevi olmalı’
Türkiye’nin hukuk devleti olmaktan çıktığını söyleyen Ayşe, kanunların uygulanmadığını vurguladı. Ayşe, “Çıkardıkları yargı reformları ile ifade özgürlüğünün önünü açtığını söyleyenler en ufak bir demokratik etkinliği terörize ederek saldırı geliştiriyorlar. 25 Kasım’da yürüyen bütün illerdeki kadınlara karşı açık ya da kapalı şekilde saldırı gerçekleştirildiğini biliyoruz. En son halkasını bugün bağladılar. Bununla HDP’ye toplumsal muhalefete geri adım attıracağını söylüyorlar. Bizler de; sadece söylemekle kalmadık pratiğimizle alanda olarak halkın yanında el ele vererek direnerek iktidarın saldırı, siyasi soykırım itaat ettirme siyasetine boyun eğmeyeceğimizi defalarca kendilerine gösterdik. Bugün HDP’ye yapılan saldırıya ses çıkarmak hepimizin ortak görevi olmalıdır” dedi.
Avukatlara yönelik gözaltılara da tepki gösteren Ayşe, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Suç unsuru olarak dosyaya giren saldırılara karşı ses yükseltmek hepimizin en asli görevi olmalıdır. Bugün Türkiye’deki yıkım siyasetine dış siyasetteki bataklığa karşı toplumsal barış siyaseti yürütmek hepimizin görevi olmalıdır. Bugün işkenceye karşı cezaevlerinin toplama kampına dönmesine karşı cezaevlerinin iktidarın muhalefeti terbiye ettiği kamplara karşı çıkmak en temel görevimiz olmalıdır.”