Leyla Güven: Tüm kadınların özgür yaşadığı bir toplumu var edeceğiz

  • 19:09 25 Kasım 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında kadınlar yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş ardından yapılan açıklamada konuşan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, "Rojava kadınlarının direnişi, Kürt kadınlarının direnişi, Türkiye kadınlarının direnişi dünyaya örnek oluyor. Bir kadın bile şiddete uğruyorsa, tüm kadınlar şiddete uğruyordur. Tüm kadınların özgür yaşadığı bir toplum var edeceğiz" dedi.
 
Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesinde, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında kadınlar gece yürüyüşü gerçekleştirdi. Rosa Kadın Derneği öncülüğünde, Şiddetle Mücadele Ağı, Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP), Tevgera Jinên Azad (TJA) bileşenlerinin desteği ile düzenlenen yürüyüş Ofis kavşağında başladı. Ofis kavşağında bir araya gelen yüzlerce kadın, erbaneler eşliğinde halay çekti. Bekleyiş sırasında "Jin, jiyan, azadî", "Jin şer naxwaze, aşitî yê dixwaze", "Jinên ciwan dimeşe, erd û esman dihêje", "Erkek vuruyor, devlet koruyor" sloganları attı. Kadınlar yöresel kıyafetleri ile yürüyüşe katıldı.
 
Yürüyüş öncesi kadınların hazırladığı pankartlar, dövizler ve lolipoplar polis tarafından kontrol edilirken, eşbaşkanlığa dikkat çekilen yazılara el konuldu. Yürüyüşe Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili Leyla Güven, HDP Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz ve yüzlerce kadın katıldı. Kadınlar zılgıt ve sloganlarla yürüyüşe başladı.
 
Slogan ve zılgıtların yanı sıra, "Devlet ve erkek şiddetine karşı ayağa kalk, kendini savun ve örgütle", "Kadın yaşamdır, yaşam direnmektir", "Kadın, devrim, özgürlük" yazılı pankartlar ve "Sessizlik yaşamı öldürüyor", "Kadın konuşacak katilleri hesap verecek", "Özgür kadın özgür toplum", "Kadın kırımına hayır", "Fıtratımızda direniş var", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Şiddete başkaldır, eril zihniyetin şiddetini parçala" ve "Hayatlarımızdan, mücadelemizden vazgeçmiyoruz" yazılı dövizler taşındı. Yürüyüşün son noktası olan İstasyon Meydanı'na yürüyen kadınlar polislerin kurmuş olduğu arama noktalarından geçti.
 
'Dünya nüfusunun yarısıyız, farkındayız'
 
Yürüyüş boyunca erbaneler eşliğinde şarkılar söylenirken, İstasyon Meydanı'na gelen kadınlar burada basın açıklaması yaptı. Rosa Kadın Derneği Yönetim Kurulu üyesi Bedriye Aydın, açıklama metnini okurken, son 1 yılda 350'ye yakın kadının katledildiğine dikkat çekildi.
 
Ülkede kadına yönelik şiddetin, çocuk istismarının, tecavüzün konuşulması ve çözüm bulunması gerektiğini vurgulayan Bedriye, "Bir kez daha ifade ediyoruz: Kadınların eşitlik ve özgürlük talepleri karşısında ortaya konulan muhalefet ve direnç, farkındalık yaratma ve siyasi kararlılıkla aşılabilir. Yapılması gereken, devletin ve siyasal iktidarın ilgili tüm kurumlarıyla birlikte sorumluluk üstlenmesi, ilgili tüm sivil ve resmi kuruluşlarla işbirliği yaparak, sonuç alıcı sosyal politikaların hayata geçirilmesidir. Bu noktada, bağımsız kadın ve sivil toplum örgütlerinin eşit partnerler olarak katıldığı, kaynakları ayrılmış, yetkileri belirlenmiş mekanizmaların kurulması hayati önemdedir. Tabi ki biz kadınlar beklemeyeceğiz. Sınırları, dilleri ve kimlikleri aşacağız. Tarihsel kazanımlarımızı ve hayatlarımızı korumak için bir araya geleceğiz, örgütleneceğiz. Dünya nüfusunun yarısıyız ve farkındayız" sözlerinin altını çizdi.
 
'Bedeni ganimet görülen kadınlar bir parçamızdır'
 
Savaş ve çatışmalarda en ağır bedeli ödeyen, bedenleri bir işgal alanı olarak kabul edilerek savaş ganimeti olarak görülen kadınların bir parçası olduklarını dile getiren Bedriye, "Kendi bedenleri ve yaşamları üzerinde karar verme hakları geleneklerle ellerinden alınan; sünnet edilen, memeleri ütülenen, boyunlarına halkalar geçirilen kadınlardır bir yanımız. 'Eşit işe eşit ücret' talebiyle sokaklara inen, grev yapan İzlandalı, Bangladeşli kadınlarla birlikte haykırdık sokaklarda. Sınır güvenliği nedeniyle duvarlar örülürken akrabalarımızla aramıza, Amerika’da ırk ayırımını öven açıklamalar karşısında 'Duvar değil köprü inşa et' diyen kadınların sözüydü sözümüz, İspanya’da 'Eşitlikte bir adım bile geri gidilemez, müzakere etmiyoruz! Biz durursak dünya durur' diyen kadınlarla birlikte yürüdük, Polonya’da kürtaj yasağına karşı 'Kara Pazartesi' eyleminde siyahlar giyinmiştik. İrlanda’da on yılların mücadelesi ile anayasal kürtaj hakkını elde ederken kız kardeşlerimiz yanı başlarındaydık" diye ifade etti.
 
'Hayatta olmak için özsavunmamızı geliştireceğiz'
 
“Kadınların regl döneminde mabetlere girmesini yasaklayan kanuna karşı insan zinciri oluştururken Hindistanlı kız kardeşlerimiz, Ankara’da İstanbul’da İzmir’de kurduğumuz zincirlerle 'Tecrit insanlık suçudur' diyerek ses olduk Leyla’ya” diyen Bedriye, şunları söyledi: “Tecavüz faili eski valiye delil yetersizliğinden beraat veren mahkeme kararına karşı yürüyen ve 'Fail suçlu; mahkeme de öyle' diyen kadınlarla buluştuk 'Erkek Adalet Değil Gerçek Adalet' diyerek. Arjantin’de kadın cinayetlerine karşı 'Ni Una Menos' diyerek sokağa indiğinde kadınlar 'Bir kadın daha eksilmeyeceğiz! Kadın, yaşam, özgürlük' diye çınlıyordu sokaklarımız. 'Hayatı istiyoruz' diyerek isyana duran Ekvatorlu kadınların inanç ve kararlılığıyla mücadele ediyoruz. İran ‘da tecavüzcüsünü öldüren Reyhaneh Jabbari’ye idam cezası veren zihniyet ve anlayışın, indirim uygulamadan Nevin Yıldırım için müebbet hapis cezası verdiğinin farkındayız. Hayatta ve özgür olmak için örgütlülüğümüzü sağlayarak, öz savunmamızı geliştireceğiz."
 
'Sokaklarda olacağız'
 
Bedriye şöyle konuşmasını şöyle sürdürdü: "'Belki bize en yakın şey ölüm ama beni korkutmuyor. Haklı olan her şey için savaşmaya devam edeceğim' diyen Maria’ya, 'Bunca acıyla dolu ülkemiz için yapılacak her şeyi yapmak bir mutluluk kaynağı; kollarını kavuşturup oturmak ise çok üzücü' diyen Minerva’ya, 'Çocuklarımızın bu yolsuzluk ve zorbalık rejimde büyümesine izin veremeyiz. Buna karşı savaşmak zorundayız. Ben kendi adıma her şeyimi vermeye hazırım. Gerekirse hayatımı da!' diyen Patria’ya, Paris’te, Silopi’de katledilen kelebeklerimize sözümüz olsun: Susmayacağız, korkmayacağız, itaat etmeyeceğiz. Emine Bulut’un 'Ölmek İstemiyorum' isyanını büyüteceğiz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayırımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, savaşa, ırkçılığa, kadınları ve kadın haklarını yok sayan sistemlere karşı değişim ve dönüşüm iddiasıyla eylemde olacağız. Otoriter, milliyetçi, militarist, cinsiyetçi ve yasakçı politikalara karşı sokaklarda olacağız."
 
'Rojava'da direnen kadınlara selam olsun'
 
Bedriye'nin ardından konuşan Leyla Güven, her gün kadınların katledildiğini ifade ederek, "Kadınlara yönelik şiddet artıyor. Kadına yönelik şiddet politiktir, bir zihniyet sorunudur. Onlar için evde oturan, eşinin sözünden çıkmayan kadın makul kadındır. Onlar kadınların örgütlenmesini, bilinçlenmesini, yaşama dahil olmasını istemiyorlar. Mirabal Kardeşler'den, Leyla Qasim'lara, Sêvê'lere, Sara'lara aynı zihniyet tarafından katledildiler. Rojava işgalci erkek zihniyetine karşı da kadınlar silahlarını omuzladılar ve direndiler. Direnen Rojava kadınlarına selam olsun. Rojava kadınlarının direnişi, Kürt kadınlarının direnişi, Türkiye kadınlarının direnişi dünyaya örnek oluyor. Bir kadın bile şiddete uğruyorsa, tüm kadınlar şiddete uğruyordur. Tüm kadınların özgür yaşadığı bir toplum var edeceğiz" sözlerine vurgu yaptı.
 
Açıklamanın ardından kadınlar erbaneler eşliğinde şarkılar söyleyerek halay çekti. Halayın ardından ise sloganlarla eylemi sonlandırdı.