‘İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı Emine Bulut da Şule Çet de aramızda olurdu’
- 15:54 25 Kasım 2019
- Güncel
İZMİR - Konak Meydanı’nda buluşan kadınlar, şiddetin önlenmesi ve kadınların korunması için İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istedi. Eylemde yapılan konuşmalarda, “İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı ne Şule Çet ne de Emine Bulut öldürülmezdi, aramızda olurlardı” denildi.
İzmir’de kadınlar, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çağrısıyla Konak Meydanı’nda buluştu. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında gerçekleştirilen etkinliğe kadın örgütleri, siyasi partilerin kadın kolları ile çok sayıda kadın katıldı. Etkinlikte kadınlar “Durma ses ver kadına şiddete son ver”, “Şiddete hayır barış hemen şimdi” sloganları atarken, “Aile değil, kadınız”, “Katillerden hesap soracağız”, “Kadının özgürlüğü toplumun özgürlüğüdür” yazılı dövizler taşıdı.
‘Sözleşme uygulansaydı Emine Bulut hayatta olurdu’
Eylemde ilk sözü alan İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisleri Başkanı Kızbes Seyhan Aydın, katledilen kadınları hatırlatarak, İstanbul Sözleşmesi’nin imzacısı olan Türkiye’nin kadını koruyacak yasaları uygulaması gerektiğini söyledi. Kızbes, “İstanbul Sözleşmesi kadını korur, yaşama hakkı başta olmak üzere ekonomik ve sosyal pek çok haklarını gözetir. Eğer İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsaydı ne Şule Çet ne de Emine Bulut öldürülemezdi, aramızda olurlardı” dedi.
‘Kadına yönelik şiddet bir insanlık suçudur’
Ardından söz alan Ege Kadın Buluşması Platformu İzmir Sekreteri Şengül Baysak, son 10 yılda binlerce kadının katledildiğini söyledi. Buna karşı her yıl kadınların katledilmeye, taciz ve tecavüzlere karşı isyanlarını sürdürdüklerini belirten Şengül, yerel yönetimlerden şiddete karşı adımlar atmalarını beklediklerini ifade etti. Şengül, kadına yönelik şiddetin bir insanlık suçu ve hak ihlali olduğunu vurgularken, “Kadınları artık şiddet haberlerinde değil, layık oldukları yaşam öyküleriyle var olmalarını sağlayana kadar mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
‘Sözleşme uygulanmazsa kadın cinayetleri devam edecek’
Konuşmasına Dünya Sağlık Örgütü’nün kadına yönelik her türlü baskıyı şiddet olarak tanımladığını hatırlatarak başlayan İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Huriye Serter, kadına yönelik şiddetin bir hak ihlali olduğunun altını çizdi. İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik her türlü saldırının karşısında durmasından ve kadının tüm haklarını korumasından dolayı çok önemli olduğunu vurgulayan Huriye, “Maalesef 1990 yılında bu sözleşmeyi ilk imzalayan ülkelerden biri olan Türkiye’de uygulandığı söylenemez. Bir an evvel uygulamaya sokulmazsa kadın cinayetleri başta olmak üzere her türlü şiddet ve hak gaspı önlenemeyecek şekilde sorun olmaya devam edecektir” diye konuştu.
Ardından konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise, dünyadaki tüm baskıcı rejimlerin karşısında kadınların verdiği özgürlük mücadelesinin aynı zamanda demokrasiyi ve barışı talep eden tüm toplumsal kesimlere öncülük ettiğini vurguladı. Tunç, kadına yönelik şiddetin arttığı her ülkede aynı zamanda barış, demokrasi, adalet, hak ve özgürlüklerin de tehdit altında olduğunu kaydetti.
Eylem, katledilen kadınları anmak için getirilen temsili ayakkabıların yere bırakılmasıyla sona erdi.