‘İstanbul Sözleşmesi ve 6284’ü eksiksiz hayata geçirin’

  • 09:10 25 Kasım 2019
  • Güncel
Filiz Zeyrek 
 
ADANA - Kadına yönelik şiddetin artmasında en büyük payın, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, devlet politikaları ve yasaların uygulanmaması olduğunu belirten kadınlar, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun eksiksiz uygulanması gerektiğini vurguladı. 
 
Türkiye’de kadınların ana gündemlerinden biri artan kadın katliamları ve çocuk istismarı olurken, hükümet ise İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunu hedef alan açıklamalar yapıyor. Yine yeni yargı paketi ile çocuk istismarı faillerine cezasızlık politikası devreye konulmaya çalışılıyor. 
 
İktidarın çözüm yerine şiddetin artmasına neden politikasızlığına dikkat çeken kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde alanlarda olma çağrısı yaptı. 
 
‘Çözüm için toplumsal bilinç kazandırılmalı’ 
 
Cerem Sultan Gültekin, şiddet tablosunun bir facia olduğunu belirterek, “Katil erkekler, ‘cinnet’ veya ‘kavga’ gibi nedenlerle aklanmaya çalışılıyor ancak kadın katliamlarının hafifletici bir yanı olamaz. Şiddetin bu kadar artması, yaygınlaşması çok üzücü. Bizler şiddetin her türlüsüne karşıyız. Şiddet yalnızca fiziksel değil. Kadınlar, her türlü şiddet karşısında birleşmeli. Çözüm toplumsal bilinçle gelir” dedi. 
 
‘Nitelikli koruma kararları yok’ 
 
Savaşlar ve iktidarın politikaları nedeniyle şiddetin toplumun tüm katmanlarına sirayet ettiğini ifade eden avukat Cemre Topal, her şeyden önce kadının şiddet görmemesi için politika üretilmesi gerektiğini vurguladı. Yine kadının şiddet görmeden önce yapılması gerekenlere dikkat çeken Cemre, “Koruma kararları yetersiz kalıyor bazen kadınlar bu korumalardan korunmak durumunda kalıyor. Bu koruma kararları yeterli olmamakla birlikte belki de karşı tarafa caydırıcı etkisi olabiliyor ama bugüne kadar korumanın kadını koruduğuna ilişkin haberler değil tam tersini duyduk. Kısacası Türkiye'de nitelikli koruma kararları yok” sözlerini kullandı. 
 
‘Şiddetin kaynağı erkektir’ 
 
Şiddetin, erkeklerin kendi öfkelerini boşaltmaları, kadınları kontrol altına almaları ve kadınları cezalandırmayı tercih etmelerinin erkek olmanın bir göstergesi haline gelmesinden kaynaklandığına değinen Gülsün Kanat, “Sadece kadın olmanın şiddeti ortaya çıkardığını düşünüyorum. Sadece kadın olmanın şiddeti yaşamak için yeterli olduğunu düşünen zihniyet var.  Bu nedenle öncelikle cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele etmemiz gerektiğini, şiddeti erkeğin yarattığını ve erkeğin değişmesi gerektiğini görmemiz gerekiyor. Biz kadınlar olarak mücadelemizde güçleneceğiz” dedi. 
 
‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’
 
6284 sayılı kanunun yeterince uygulanmaması ve İstanbul Sözleşmesi'nin layığı ile yerine getirilmemesi gibi nedenlerin şiddeti beslediğini vurgulayan Evrim Soy, “İstanbul Sözleşmesi tam olarak uygulanırsa ‘İstanbul Sözleşmesi kadınları yaşatır’ diyebiliriz. Yargı elinden geleni yaparsa hukuksal süreçler yeterli bir şekilde ilerlerse kadınlar yeterli bir şekilde korunmuş olacak ve cezalar caydırıcı olacak” diye konuştu.