
10 Ekim Davası’nda avukatlar konuştu: Dava dosyasında belgeler saklanıyor
- 16:51 21 Kasım 2019
- Hukuk
ANKARA - 10 Ekim Ankara Gar Katliamı Davası’nda söz alan avukatlar güvenlik kurumlarından istenen belgelerin gelmemesine ya da cevapların eksik gelmesine tepki gösterdi. Avukat Erkan Ünüvar, “Biz sanıkların TC numarasını vermişiz, bilgi istiyoruz onlar ise ‘Bu kişiler Jandarma Personeli değil’ diye cevap veriyor. Bu kadar alakasız bir haber cevap olabilir mi” diye sordu.
Ankara’da 10 Ekim 2015’te Gar Meydanı’nda düzenlenen Emek Barış ve Demokrasi mitingine yönelik saldırının faili 16 firari sanığın ve hakkında “örgüt üyeliği”nden hapis cezası verilen ve “insanlığa karşı suç işlemekten” dava açılan DAİŞ sanığı Erman Ekici’nin yargılandığı davanın duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Müştekilerin katılma talebi ardından dava dosyasına dair savunma yapan müşteki avukatlarından Gülşah Kaya, gelmeyen ve gitmeyen evraklara dair savunma yapacağını belirtti. DAİŞ’li Yunus Durmaz’ın evinde bulunan dijital materyallerin getirilmesi gerektiğini aktaran Gülşah, “İstihbarat Daire Başkanlığı’nın hazırladığı raporda Yunus Durmaz’ın dijital materyallerinin tamamı bizim dava dosyamıza getirilmedi. İstihbarat Daire Başkanlığı’na müzekkere yazılmasını ve 19 Mayıs olarak tarihe geçen operasyonda ele geçen materyallerin getirilmesini istiyoruz” dedi.
'Belgeler neden gönderilmiyor'
“İstihbarat Daire Başkanlığı’na, Milli İstihbarat Daire Başkanlığı’na sanıklar hakkında ne kadar belge varsa getirilmesini istemiştik” diyen Gülşah, “TEM ve İstihbarat Daire Başkanlığı’nın Ayşenur İnci’nin sadece birkaç cümle ifadesini gönderdi. Sanıklar hakkında günlerce dinlendiği dosyalarda çıkarken, gelmemesi inandırıcı mı?” diye sordu.
Gülşah, savunmasına şöyle devam etti: “Ahmet Güneş dosyasında infaz videosuna rağmen tahliye ve beratlar veriliyor. Milli İstihbarat Teşkilatı’nda bunlara dair bilgi yoktur dediği için beraat çıkmıştı. Mülkiye Müfettişleri istediğinde yüzlerce belge gönderiyor, Ankara 8’inci Ağır Ceza istediğinde gönderiyor. Neden Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi isteyince göndermiyorlar. Bizi mi aptal yerine koyuyorlar acaba, başından beri İstihbaratın bir şeyler sakladığını söylemiştik. Bu şüphelerimiz gittikçe kuvvetleniyor. Yıllar sonra başka birinin dolabından çıkan dosyalarla karşılamak istemiyoruz” diye belirtti.
'İslama ve cihada katkıları olan kadınlar dinlenmelidir'
Söz alan müşteki avukatlarından Senem Doğanoğlu, şöyle konuştu: “IŞİD’in Türkiye devleti ile ilgili herhangi bir sorunu olmadığını daha önce de söylemiştik. Eşler dinlensin istedik. İki kadın sanığı vardı. Duruşma esnasında örgütsel olarak davranma biçimleri ortaya çıkan iki kadınla ilgili eser miktarda ceza arttırdınız. IŞİD’in El Hansa tugayı sadece kadınlardan oluşur. Şengül Büyükçelebi, Deniz Büyükçelebi ile sınırlarda, Hülya Balı da eşi İlhami Balı’yla sınırda kalıyor. IŞİD kadınlara yol açan bir örgüttür. İslam ve cihada olan katkıları yönünden bu kadınlar dinlenmelidir. Ayşenur İnce El Hol kampından Türkiye’ye geldikten sonra röportajlarında ‘bu kadınlar cihat edecek’ diyor. Serbest bırakılan ve IŞİD’liler hakkında ifade veren Ayşenur İnci’nin ve Demet Taşar’ın mahkeme önünde dinlenmesini talep ediyoruz.”
‘Ekinci' nin eşi Ayşe Ekinci dinlenilsin'
Hülya Balı’nın tanıklıktan çekilmesi talebine dair konuşan Senem, “CMK 48 yönünden Hülya Balı’nın hakları sağlanarak, hangi konularda tanıklık edileceği belirtilerek, tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz. Erman Ekici’nin eşi Ayşe Ekici’ye yönelik Ayşenur İnci ve Demet Taşar’ın ifadelerinde yer alması nedeniyle dinlenmesi talep ediyoruz. Ayşe Ekici, Suriye’ye gittiğini söylüyor. Eş Ekici’nin dinlenmesinin IŞİD eylemlerine olan katkıları, insanlığa karşı suç kapsamındaki birliktelikleri hakkında önemli olacaktır. Serpil Dere, Nesibe Durmaz, Gülseren Yılmaz, Nigar Cabael, Fadile Delibaşlar, Gültan Kaya ile ilgili soruşturma akıbetlerinin sorulmasını istiyoruz. Valentina Matviyenko’dan Almanya’dan akıbetinin sorulmasını, BM Suriye Ofisi ve UNICEF’e yazı yazılmasını ve dosya sanıkları yönünden araştırılma yapılmasını istiyoruz” dedi.
Söz alan müşteki avukatlarından Eylem Sarıoğlu da, dava dosyasındaki tüm sanıkların insanlığa karşı suç kapsamında yargılanması gerektiğini söyledi. Eylem, Erman Ekici hakkında devam eden ve sona eren soruşturma dosyalarının dava dosyasına getirilmesini istedi.
'Bu kişiler Jandarma personeli değil' cevabı
Söz alan avukat Erkan Ünüvar da firari sanıklar bakımından son 5 yıl içerisinde kullandıkları telefonların gönderilmesine ilişkin müzekkere yazıldığını ancak Jandarma İstihbarat’tan ve Emniyet İstihbarat’tan gelen cevapların yeterli olmadığını belirtti. Avukat Erkan, “Sanıkların ismi, TCK var ama Jandarma İstihbarat Genel Başkanlığı ‘Bu kişiler Jandarma personeli değil’ diye cevap veriyor. Bu kadar alakasız bir cevap olabilir mi” diye sordu.
Avukat Erkan, sözlerini şöyle noktaladı: “Tek müzekkere için bir yıl uğraşırsak davayı nasıl çözeceğiz. Bu dosyanın sanıklarından bir kısmı yargılandı ancak hala büyük bir kısmı yok. Emniyetin bu sanıkları aradığına ilişkin bir çalışma var mı onu da bilmiyoruz. IŞİD sanığı İlyas Aydın’ın beyanları var. Türkiye IŞİD ağı var. Ebu Zeynep Rakkiri muhtemeldir ki bu katliamın talimatını veren, onay alınan bu kişi ama bizim iddianamemizde böyle bir isim geçmiyor. Belki bir numaralı sanık bu şahıs. Böyle dosyada olmayan isimler var. Muhammed Cengiz Dayan için de soruşturma savcıları takipsizlik vermiş. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye de verilen cevapta BTK’ye yazmışlar sanıkların adına kayıtlı olan telefonlar gelmiş. Oysa biz sanıkların kullandığı ve emniyetin tespit ettiği telefon kayıtlarını istemiştik. Firari sanıklar yönünden telefon kullanılıp, kullanılmadığına cevap vermemiştir.”
‘Güvenlik kurumları sorularımıza cevap vermiyor'
10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın aydınlatılmaması için bir çaba olduğunu söyleyen avukat İlke Işık, taleplerini şöyle sıraladı: “Firari sanıklar ve ölmüş olan sanıkların UYAP sorgusunu istiyoruz. Bize gelen yazıda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ‘Yunus Durmaz, Yunus Emre Alagöz’ün FETÖ/PDY ait soruşturma yok’ diyor. Antep’teki tüm kamera kayıtları istendi ancak cevabı hala yok. İki karar var ki duruşmada ilk gününden bu yana cevap verilmiyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nde 10 Ekim Ankara sanıkları için var olan bilgileri göndermiyor. İçişleri Bakanlığı da ödül listesindekilerden bahsediyor. Ödül listesini neye göre düzenliyor diye sorduk, ısrarla cevap verilmiyor. Cevabı gelmeyenler için ağustos ayında yazı yazdık, size ancak cevap vermediniz. Ayşenur İnci, Demet Taşar yüzlerce isim tespit ediyor. Bizim dosyamızda X,Y,Z’ler var. Onlara yaptırılan teşhislerin orijinalinin gönderilmesini istiyoruz. Adıyaman Emniyetinde yer alan IŞİD sanıklarının teşhis albümlerinin getirilmesini talep ediyoruz. Emniyet Genel Müdürlüğü’nde yer alan havuzda bulunan IŞİD sanığı albümlerinin getirilmesi gerekir. MİT’in 2009 yılında Yunus Durmaz ile ilgili bilgisini isteyelim. Bir kişi aynı zamanda İstanbul’da hakkında yakalama kararı varken Antep’te nasıl yakalanmamış, İstanbul ve Antep Emniyet Müdürlükleri ve savcılıklarından ne yaptıklarına dair bilgi getirilmesini, sanıkların MASAK karalarının getirilmesini, kırmızı bültenlerin orijinallerinin dosyaya getirilmesini talep ediyoruz.”
Dosyaların saklandığı, savcıların delilleri sakladığı bir dava dosyası ile karşı karşıya kaldıklarını kaydeden İlke, bu aşamadan sonra taleplerin önemli olduğunu vurguladı. İlke, mahkemenin bugün alacağı kararla gerçeği ortaya çıkarma noktasında nasıl davranacağının alınan kararla ortaya çıkacağını kaydetti.
Savcılık mütalaasında avukatların belgelere ve soruşturmalara dair taleplerinin kabul edilmesini, Demet Taşar ve Ayşenur İnci’nin tanık olarak dinlenmesine, Şengül Büyükçelebi ve Hülya Balı’nın tanık olarak dinlenmesi, katılanların kabul edilmesinin, Erman Ekici’nin tutukluluk halinin devamına karar verilmesini, yakalama kararı bulunan sanıkların infazının beklenmesine, kırmızı bültenle aranan sanıkların akıbetlerinin üzerinde durularak, gerekli yazıların yazılmasını talep etti.
Söz alan sanık Erman Ekici, tahliye talebinde bulanarak, mahkemeye Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılmak istediğini söyledi.
Duruşmaya bir saat ara verildi.