Anarşist kadınlar: Şiddetin her halini meşrulaştıran erkek medya kapatılsın

  • 19:49 20 Kasım 2019
  • Güncel
İSTANBUL - Anarşist kadınlar, ATV ve Sabah gazetesini kadına yönelik şiddet haberlerinden dolayı protesto etti. Kadınlar, “Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin üstünü kapatan, şiddet kültürünü durmaksızın besleyen ve şiddetin her halini meşrulaştıran erkek medya kapatılsın!” diye seslendi.
 
Anarşist kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında ATV ve Sabah gazetesinin kadınlara yönelik şiddeti meşrulaştıran ve üstünü örtmeye çalışan haberleri nedeniyle protesto eylemi gerçekleştirdi. Beşiktaş’ta bulunan Turkuaz Medya Grubu ATV/ Sabah binası önünde gerçekleştirilen eylemde kadınlar “Kadınlar değil, erkek medya kapatılsın” dövizleri taşıdı. Kadınlar sık sık “Erkek medya kapatılsın”, “Kadınlar değil, erkek medya kapatılsın” sloganları attı. Kadınlar adına açıklamayı ise İrem Gülser okudu.
 
Medya Gurubu yetkilileri tarafından engellenmek istenen açıklamada, bir polis eylem sırasında kadınları ve çekim yapan gazeteciler telefonu ile çekti. 
 
‘İsyanımızı satır aralarına saklayamazsınız’
 
Medya’nın en etkili haberleşme araçlarından biri olmasına karşın, “erkekliği” korumak üzere gerçekleri manipüle etmek üzere kullanıldığını söyleyen İrem, “Kadınlar tacize uğradığında ne giyindiklerini, şiddete uğradıklarında erkeklerin bahanelerini dinliyoruz haberlerden. Her bir kadın cinayeti, yalandan bir ‘yazıklar olsun’ ifadesiyle servis edilirken, arka planda katilin aslında ‘kötü’ biri olmadığını ya ‘kendini kaybettiğini’ ya da ‘ne kadar pişman olduğunu’ dinliyoruz. Biz bu şiddetin yine medya tarafından nasıl ilmek ilmek örüldüğünü biliyoruz, kadın programlarıyla, dizilerle, öğleden sonra kurmaca kuşaklarıyla kadına ‘yakıştırılan’ rolleri her gün görüyoruz. Bizler katledilirken üzerimizi örtüp kapatan gazeteleri,  bizler her gün şiddete uğrarken kesilen boğazlarımızı, yakılan bedenimizi hatta yüzümüzü sansürleyerek kapatan televizyonlarınıza inanmıyoruz. Bizi 3’üncü sayfa haberine, isyanımızı satır aralarına saklayarak kapatamayacaksınız!” diye konuştu.
 
‘Siyanür Bakırköy’de şiddetin yeni kılıfı oldu’
 
İstanbul Bakırköy’de bir kadının çocuğuyla birlikte evli olduğu erkek tarafından siyanür kullanılarak katledildiğini anımsatan İrem, söz konusu katliamın asıl nedenin ekonomik kriz ve bulanım hali olarak değerlendirilmesine tepki göstererek şöyle konuştu: “Erkek şiddetine kılıf hazırlamaya alışkın olanlar aile intiharı kılıfını hazırladılar. Kadının cansız bedeninin asansör önünde bulunması değil de ailenin geçmiş günlerden kalan mutluluk fotoğrafları medyanın konusu. Oysa yaşananlar, bir erkeğin eşi ve çocuğunu öldürme hakkını kendinde görmesinden başka bir şey değildi.  Siyanür, erkek şiddetinin yeni kılıfından başka bir şey olmamıştı Bakırköy’de o evde.”  
 
‘Nerdeydiniz?’
 
Kadın katliamlarını örtpas etmeye çalışan erkek medya ve yargıya karşı yaşam hakkını savunan kadın eylemlerinin illegalize edilmeye çalışıldığını kaydeden İrem, şöyle devam etti: 
 
“Şule Çet Ankara’da bir plazanın 20’nci katından aşağı atıldığında erkek medya olay yeri inceleme raporlarını, Şule’nin otopsi sonuçlarını yayınlamadı da, Şule’nin olay yerinde alkol tükettiğini gösteren videoları, katilin omuzuna yaslandığı görüntüleri yayınladı. Güleda Canker’e yapılan işkenceyi yayınlamadı da Güleda ve katil erkeğin 5 yılık ilişkisi olduğunu yazdı her şeyden önce. Yani görmedi, görmediniz. Gördüklerinizi de yanlış gösterdiniz topluma. Sakladınız erkek şiddetini, korudunuz erkekleri, kadın cinayetlerinin üstünü örttünüz. Nadira Kadirova’yı duydunuz da duymazdan geldiniz birçoğunuz. Çünkü Nadira yanında çalıştığı AKP Milletvekili Şirin Ünsal’ın evinde ölü bulundu. Bazılarınız duydu da ‘intihar dediniz. Manşetlerinizde Nadira’nın yaşadıkları yoktu. Şirin Ünsal’ın boy boy fotoğraflarını yayınladınız. Suçlu olanı akladınız medyanızla. Kadınlar hakları için, özgürlüğü için sokağa çıktığında ‘marjinal, terörist’ olarak ilan edilip kadın örgütlerinin toplumda şiddete sebep olduğunu iddia ettiniz köşe yazılarınızda. Peki Esenyurt’ta Cihan Tekstil’de çalışan Reyhan Kaya erkek patronu tarafından saldırıya uğradığında neredeydiniz? Kadın düşmanı sözlerinizi ağız birliği yaparak büyütürken Rabia Naz yaşamını yittirdiğinde, Ensar Vakfı’nda çocuklar cinsel şiddete uğradığınızda niye hepiniz sustunuz? Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin üstünü kapatan, şiddet kültürünü durmaksızın besleyen ve şiddetin her halini meşrulaştıran erkek medya kapatılsın.”
 
Açıklama sloganlar eşliğinde son buldu.