
Göç ettirilen halk: BM soykırım planının ortağı oluyor
- 09:24 7 Kasım 2019
- Güncel
Nûdem Têkoşer
QAMIŞLO - Serêkaniyê ve Girê Spî halkının BM Mülteciler Yüksek Komiserliği binası önündeki çadır eylemi 10 günü geride bıraktı. Halk Türkiye ve ona bağlı grupların saldırıları durdurulana ve evlerine geri dönene kadar eylemlerine devam edeceklerinin altını çizerken, eylem komitesinde yer alan Welîda İbrahim, “BM soykırım planının ortağı oluyor” dedi.
Türkiye’nin Kuzey-Doğu Suriye topraklarına dönük saldırıları ve buna karşı halkın direnişi 30 gündür devam ediyor. Halk direnişine “Onur Direnişi” adını verirken, Türkiye’nin saldırılarının ardından evlerinden çıkmak zorunda kalan Serêkaniyê ve Girê Spî halkının, Qamişlo’da bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği binası önünde çadır eylemi de 10 günü geride bıraktı. BM önünde çadır açan halk, Türkiye’nin denetimine aldığı yerlerden çıkana ve güven içinde yaşadıkları topraklarına geri dönene kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirtiyor.
Cizîr bölgesinde bulunan Dêrik, Girkê Legê, Rimelan, Amûdê, Hesekê, Til Hemis, Til Berak, Til Temir, Çilaxa, Qamişlo merkez ve köylerinde yaşayanlar, her gün BM önünde açılan çadırı ziyaret ederek Serêkaniyê ve Girê Spî halkı ile dayanışmada bulunuyor. BM önünde nöbet tutan eylemciler üç günde bir değişiyor.
Çadırlara yaşamını yitirenlerin fotoğrafları asılı
Çadırın açıldığı parkın giriş kapısının bir yanında 10 Ekim’de Qamişlo’nun Qudir Beg Mahallesi’ne yapılan top atışı sonucu yaşamını yitiren Mihemed Yûsiv Husên adlı çocuğun fotoğrafı, kapının diğer kısmında da Serêkaniyê’deki bombardımanlarda yaralananların fotoğrafı asılı. Büyük çadırın girişinde ise Türkiye’ye bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO) grubu tarafından katledilen siyasetçi Hevrîn Xelef’in gülümseyen büyük bir fotoğrafı asılı.
Çadırın içinde başköşede yine iki büyük fotoğraftan biri ise Türkiye’nin saldırılarından dolayı abluka altındaki Serêkaniyê’ye insanlık koridoru açmak için giden ve yolda vurulan konvoyda yer alan, iki çocuğunun omuzlarında toprağa verilirken hafızalara kazınan Eqîde Eli Osman’ndı.
10 gündür çok dilli, çok kültürlü bir eylem yapılıyor
Eylemcilerin giydiği önlükler de, çadırlara asılan pankartlar ve atılan sloganlar çok dilli. Eylemciler, üzerinde Arapça, Kürtçe ve Süryanice “Serêkaniyê tarihtir”, “Türk işgaline hayır”, “Soykırıma hayır” yazılı önlükler giyiyor. Duvarlara hapsolmuş, sadece kapısında bir bayrak ve bir tabelası olan BM’nin Qamişlo temsilciliği önünde 10 gündür çok dilli, çok kültürlü bir eylem yapılıyor. Kuzey-Doğu Suriye’de yaşanan insanlık suçuna BM sessiz kalırken, dünyanın her yerinde hakların ortak vicdanı direnişte. Halkların direnişi, BM’nin sessizliği kimin egemenlerden kimin milletlerden yana olduğunu gözler önüne seriyor.
Çadırlarda acılar ortaklaşıyor
Halkların birbiriyle dayanışmada bulunduğu çadır eylemine yapılan ziyaretlerde renkli görüntüler de yaşanıyor. Acıların ortaklaşması ve birbirine destek verme sadece basın açıklamalarıyla sınırlı değil. Çocuklar şiir okuyor, anneler dengbêj parçalar seslendiriyor, gençler saz çalıyor, babalar direniş destanları anlatıyor…
BM önünde 10 gündür yapılan çok dilli çadır eyleminde BM’ye mektup gönderildi, halklara direniş mesajları verildi, QSD direnişi selamlandı.
1. Gün: BM’ye yürüyüş ardından eylem çadırı açıldı
Türkiye ve ona bağlı grupların saldırıları nedeniyle göç etmek zorunda kalan Serêkaniyê halkı, Qamişlo’daki BM temsilciliğine yürüdü. Binlerce kişinin katıldığı yürüyüşün ardından Serêkaniyêliler, BM temsilciliği önünde çadır eylemi başlattı. Eylemciler talepleri yerine getirilinceye kadar BM önünde olacaklarına dikkat çekti.
2. Gün: Uluslararası kamuoyuna çağrı
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği binası önünde eylemin 2’nci gününde Serêkaniyê halkı, uluslararası kamuoyuna saldırıların durdurulması çağrısı yaptı. Eylem çadırına Amûdê halkı da destek verdi. Eylemciler, Amûdê halkları ile birlikte BM Mülteci İşleri Yüksek Komiserliği’ne yürüdü.
3. Gün: Serêkaniyêlilerden Türkiye’ye tepki
Qamişlo’daki BM temsilciliği önünde başlatılan çadır eylemine 3’üncü gününde, Qamişlo ve Til Berak’ta yüzlerce yurttaş ve öğretmen “QSD irademizdir”, “Serêkaniyê bizimdir, bırakmayacağız” yazılı pankartlarla çadır eylemine yürüdü. Eylemde konuşan Serêkaniyê İlçe Meclisi Eşbaşkanı Ferec Qito ve Til Berak İlçe Meclisi Eşbaşkanı Ali Abdulletif, Türkiye saldırıları sonlandırıncaya kadar mücadele edeceklerini kaydetti.
4. Gün: Arap kanaat önderleri ve öğrenciler BM’ye yürüdü
Qamişlo’da yüzlerce öğrenci, BM temsilciliği önünde 4 gündür eylemde olan Serêkaniyê halkına destek için yürüdü. BM temsilciliği önünde mitinge dönüşen eyleme, Serêkaniyê’den göç etmek zorunda kalan öğrenciler, Til Hemis halkı ve Arap aşiretleri kanaat önderleri de katıldı. Burada konuşan Abdullah Hacî isimli öğrenci, Türkiye’nin saldırıları ve Serêkaniyê’de uygulanan katliamları kınadı.
5. Gün: Süryani ve Araplar demokratik sistemi selamladı
Eylemin 5’inci gününde Tirbespiyê ilçesinden gelen Kürt, Arap ve Süryani halklar, Serêkaniyê’den göç etmek zorunda kalan halkını ziyaret etti. Direnişin selamlandığı eylemde konuşan Mihemed Haco ise, Türkiye’nin bölgedeki demokratik projeyi yok etmek amacıyla saldırı alanını genişletmek istediğini vurguladı ve demokratik özerk sistemi selamladı.
6. Gün: Qamişlo bütün renkleriyle sokağa çıktı
Qamişlo kentinde binlerce kişi, Türkiye’nin saldırılarını protesto etmek ve 2 Kasım Dünya Kobanê Günü’nü kutlamak amacıyla alanlara çıktı. Qamişlolu Kürt, Arap, Süryani yüzlerce kişinin yanı sıra Özerk Yönetim heyeti, siyasi parti temsilcileri, sanatçılar ve din insanları da yürüyüşe katıldı.
7. Gün: Ziyaretler coşkuyla sürdü
Serêkaniyê halkının öncülük yaptığı eyleme 7’nci günde Til Koçer’den gelen grup da dahil oldu. Sloganlarla eyleme katılan Til Koçerlileri, Serêkaniyêliler büyük bir coşkuyla karşıladı. Eylemde kanaat önderleri adına Suhêl El-Bixît ve Mehmûd El-Zahêr konuşma yaptı. Konuşmacılar, Türkiye’nin saldırılarını kınadı ve göç eden halkların evlerine geri dönmesinin sağlanması gerektiğini vurguladı.
8. Gün: DSM’den BM’ye mektup
Eylemin 8’inci gününde eylem çadırına Demokratik Suriye Meclisi’ni temsilen bir heyet ziyarette bulundu. Ziyaretin ardından eylemdekiler, BM binasına geçti. BM binası önünde eylemin amacını bildiren bir mektup Kürtçe ve Arapça olarak okundu. Hazırlanan mektubun Arapçasını Hemrîn Xelef, Kürtçesini Keder Hisen okudu. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e hitaben yazılan mektupta, Serêkaniyê ve Girê Spî halkları olarak Qamişlo’daki BM binası önünde bir cevap alana kadar eylemin sürdürüleceği ifade edildi.
Mektupta “Sayın Genel Sekreter; Türk devletinin bombardımanları nedeniyle evimizden çıkmak zorunda kaldık ve şu anda evlerimiz talan edilmiş durumda. 33 bin 500’den fazla kişi göç ettirildi ve bu insanların malları Türk devletinin gözü önünde çeteler tarafından yağmalandı. Bu temelde topraklarımızdaki vahşi saldırıları reddediyor, tarihi öneme sahip kentimize geri dönmek istiyoruz” sözlerine yer verildi.
Mektubun okunmasının ardından eylemciler arasından oluşturulan bir heyet tarafından BM temsilcilerine mektup teslim edildi.
9. Gün: Hukukçulardan BM’ye uyarı
Çadır eylemine 9’uncu gününde, Kuzey ve Doğu Suriyeli hukukçular destek verdi. Eylemde açıklama yapan hukukçular, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’ten Türkiye’nin saldırılarına ilişkin BM sözleşmesinin 5 ve 6’ncı maddelerini uygulamasını istedi. Açıklamaya Girkê Legê’den gelen halk da destek verdi ve Türkiye mallarının boykot kampanyasına ilişkin bildiriler dağıtıldı. Ayrıca halk eylem çadırına giderek, şarkı ve şiirlerle dayanışmada bulundu.
10. Gün: Çocuklar: Bizi öldürmeyin
Türkiye’nin saldırılarını kınamak amacıyla Qamişlo’da binlerce öğrenci ve öğretmenin yaptığı eylem 10 gündür BM önündeki çadır eyleminin önünde sonlandırıldı. Öğrenciler adına yapılan açıklamada, “Demokratik ulusun öğrenci ve öğretmenleri olarak, Türk devletinin özgür eğitim sistemimize yönelik saldırılarını kınıyoruz. Türkiye’nin saldırılarında yüzlerce okul yıkıldı, onlarca çocuk hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı, binlerce öğrenci eğitimden mahrum kaldı, binlercesi göç etti. İnsanlık değerlerini anlatan bir eğitim sistemimiz var. Hayallerimiz ve umutlarımız, ülkemizin bahçesinde özgürce yaşamak. Bizi öldürmeyin!” çağrısı dikkat çekti.
Hevrîn Xelef’in annesi de eylem alanında
Gün içerisinde Dêrik’ten gelen bir heyet de eyleme destek ziyaretinde bulundu. Gelen heyet arasında bulunan Türkiye destekli gruplar tarafından katledilen Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri Hevrîn Xelef’in annesi Sûad Mihemed eylemde konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bölgedeki saldırılardan dolayı tepki gösteren Sûad, saldırıların iradelerini kıramayacağını belirtti. Kadın ve çocukların ölümünden Tayyip Erdoğan’ın sorumlu olduğunu kaydeden Sûad, BM’ye çağrıda bulundu. BM’ye “Neredesiniz?” diye soran Sûad, “Çocuklarımızı ve kadınlarımızı öldüren katillere neden destek çıkıyorsunuz?” sözleriyle eleştirdi.
Kuzey ve Doğu Suriye halklarının direnişi bırakmayacağının altını çizen Sûad, “Bütün dünya bilmelidir ki halklarımız direnmekten vazgeçmeyecektir. Erdoğan da bunu çok iyi biliyor” şeklinde konuştu.
Eylem koordinasyonu Welîda: Eyleme göç edenler öncülük ediyor
Serêkaniyê ve Girê Spî’den göç edenlerin çadır eylem hazırlık komitesinde yer alan Welîda İbrahim 10 gündür yapılan çadır eylemini değerlendirdi. Welîda, şöyle konuştu: “Serêkanîyê’de günlerdir onur direnişi yaşanıyor. 10 gündür yapılan çadır eylemine Serêkaniyê ve Girê Spî’den göç edenler öncülük ediyor. Eylemin amacı Türkiye’nin Suriye’de yapmak istediği demografya değişim planının durdurulması ve evlerine geri dönmektir.”
Welîda, “Serêkaniyê Ermeni, Süryani, Kürt, Çerkez halkının bir arada güvenli ve huzurlu yaşadığı bir bölgeydi. Dili, kültürü, inancı neyse ona göre yaşanıyordu. Serêkaniyê’de yapılan saldırı orada yaşayan bütün halklara yöneliktir. Serêkaniyêliler, Türk işgalciliğinin, katliamların durdurulması ve topraklarına geri dönme taleplerini içeren bir mektubu BM Genel Sekreteri AntonioGuterres’e yolladı” dedi.
‘Saldırılar sürdüğü müddetçe eylem devam edecek’
Heyva Sor a Kurd’un saldırılarda yaralanan ve yaşamını yitirenleri kurtarmaya çalışırken savaş suçlarını belgeleyen gazetecilerin de hedef alındığını belirten Welîda, BM’nin Serêkaniyê ve Girê Spî’de yaşanan savaş suçlarına karşı sessiz kaldığını söyledi. Çadır eylemine her gün bir bölgenin ve kurumun destekte bulunduğunu ifade eden Welîda, Serêkaniyê halkının Türkiye’nin saldırıları sürdüğü müddetçe BM önündeki eyleme devam edeceklerine dikkat çekti.
BM’nin bugüne kadar yaşananlara sessiz kalmasının aslında savaş suçunu onayladıkları anlamına geldiğini ifade eden Welîda, “Sivil halka yönelik fosfor bombası, yasaklı silahlar kullanıldı. Yaşanan her türlü hak ihlali belgeleyip, fotoğraflayıp BM’ye gönderdik. Ama buna sessiz kaldılar. Bugüne kadar BM yaşanan hak ihlallerinin araştırılması için tarafsız bir komisyon kurup, halkın mağduriyetlerini dinlemeleri ve kayıt altına alması gerekiyordu. Ama bugüne kadar maalesef böyle bir adım atılmış değil. Bu da BM’nin soykırım planının bir ortağı olduğunu gösteriyor” diye belirtti.
‘BM sessizliğini bozmalı’
Welîda, Serêkaniyê halkı adına yazılan mektubun BM’ye teslim edildiği sırada muhatap oldukları yetkililerin, BM önündeki çadır eyleminin barışçıl ve demokratik bir eylem olduğunu ve bundan dolayı da Serêkaniyê eylemcilerine teşekkür ettiklerini ifade etti. Welîda, halkın barışçıl ve demokratik eylemlerine rağmen Suriye’de bulunan BM temsilcilerinin sorunu BM merkezine havale ederek, saldırılara ve savaş suçuna göz yumduklarını dile getirdi.
BM’nin ahlaki bir tutum içinde olmadığını belirten Welîda, Türkiye’nin yaptıklarına göz yumarak BM’nin halkın yanında değil egemenlerin safında yer aldığına vurgu yaptı. BM’nin artık bir anlamının kalmadığını söyleyen Welîda, “Altı aylık bebekten, yaşlılara kadar herkes bu savaştan zarar gördü. Kış mevsimi yaklaşıyor. Havalar soğuyor. Çadırlarda kalan halkın sağlığı giderek bozuluyor. İhtiyaçlarının karşılanması ve yardım edilmesi gerekiyor. BM, daha fazla insanlık dramının yaşanmaması için sessizliğini bir an öne bozarak, harekete geçmeli” çağrısında bulundu.