ADANA - Adana Barosu’nun düzenlediği  "İstanbul Sözleşmesi ve Nafaka" konulu panelde konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, “Türkiye, imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nin gereğini yapmak zorunda” dedi.

 

Adana Barosu, Adana Büyükşehir Belediyesi’nde “İstanbul Sözleşmesi ve Nafaka” konulu panel gerçekleştirildi. Panele Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Adana Barosu Yönetim Kurulu üyesi Sinem Tanrısınatapan, Adana Barosu Başkanı avukat Veli Küçük, Ankara Barosyu avukatlarından Eray Karınca kadın hakları aktivisti ve HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda avukat ile kadın hakları aktivisti katıldı. Panelde konuşan Canan Güllü, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin “İmzacılar görevini yerine getirmediği için kadına yönelik şiddet daha çok artarak derinleşiyor” dedi.

 

‘Medya reyting uğruna şiddete ses çıkarmıyor’

 

Kadına yönelik medya dilinin önemli olduğunu belirten Canan, şunları söyledi: "Medya reyting uğruna yapması gerekeni yapmıyor ve şiddete karşı sesini çıkarmıyor. Günde beş kadın öldürülüyor. Bunların yarısı boşanmak istediği için öldürülüyor. Kadının nafakası aynı zamanda kadının özgür yaşama hakkı anlamına da geliyor."

 

“2 bin 850 kadın öldürülmüş. İstanbul Sözleşmesi’ne ilk onay veren, imza atan ülke olan Türkiye kılını kıpırdatmıyor” diyen Canan, Diyarbakır’da katledilen avukat Müzeyyen Boylu’yu anımsattı. Canan, yargının Müzeyyen Boylu’nun failinin yargılandığı davada da “sanığın kamu güvenliği olmadığını” gerekçesiyle davanın nakledilmesine karar verdiğini belirtti.

 

Türkiye’nin, imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nin gereğini yerine getirmek zorunda olduğunu dile getiren Canan, şunları söyledi: “Türkiye'de kadın hakları dernekleri federasyonu ve kadın sivil toplum dernekleri, 1850’lerden gelen bir mücadele vardır ve o mücadeleye sahip çıkarak dik, çağdaş durarak sürecin gerektiği gibi yaşamak istiyoruz ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Mücadele kazandırır.

 

Panel, Canan’ın ardından yapılan konuşmalarla son bulurken, Adana Barosu tarafından Canan'a mücadelelerinden dolayı plaket verildi.