HDP İzmir İl Örgütü: Sorumluluk günleri yaklaşıyor
- 15:51 1 Kasım 2019
- Güncel
İZMİR - HDP İzmir İl Örgütü, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü ve 2 Kasım Dünya Rojava Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, barış ve adalet diyen herkesi demokrasi mücadelesini büyütmeye çağırdı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü ve 2 Kasım Dünya Rojava Günü dolayısıyla basın açıklaması düzenledi. İl binasında gerçekleşen açıklamayı HDP İzmir İl Eşbaşkanı Kadir Baydur okudu. Açıklamada “Kimliği ve inancı ne olursa olsun herkesin tarihi sorumluluklar alması gereken günlerin yaklaşıyor. Demokrasi, barış ve adalet diyen herkesi demokrasi mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz” sözlerine yer verildi.
‘İşgale karşı dayanışma ve itirazla önemlidir’
Açıklamada, halkları ve inançları baskı altına alarak sürekliliğini sağlayan kapitalist sistem ve tekçi anlayışların başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu’da demokratik yaşamı savunan herkesi hedefine koyduğu belirtildi. Küresel güçlerin ve bölgesel devletlerin 9 Ekim’de Kuzey-Doğu Suriye’deki işgal girişiminde halklara karşı birleştiği ve önemli bir zaman diliminin eşiğinde olunduğu ifade edilen açıklamada, “Bedeller ödenerek eşit ve demokratik yaşam inşasının yükseltildiği bu zaman diliminde demokrasiyi boğmak isteyen otoriter, tekçi yapılar ise zorbalığı ve savaşı dayatmaktadır. Tekçi anlayışların siyasal sömürü ile insan yaşamına kast ettiği bugünlerde, Rojava özelinde ortaya çıkan dayanışma ve yükselen itirazlar oldukça önemlidir. Bu itirazlar geleceğin ancak demokratik bir yaşam ile mümkün olacağını tüm dünyaya göstermektedir” denildi.
‘Rojava bir demokrasi modelini ortaya koydu’
Açıklamada, Nobel Barış Ödülü alanların DAİŞ’e karşı direnenlerle dayanışmak için 1 Kasım’ı Dünya Kobanê Günü, 2 Kasım’ı ise demokratik bir yönetimin mümkün olduğunu gösterdiği için Dünya Rojava Günü olarak ilan edildiği hatırlatıldı. Doğu ve Kuzey Suriye’de kendilerini tehdit eden tüm yapılara rağmen burada bulunan etnik aidiyetlerin ve inançların kendisini özgürce ifade edebildiği bir demokrasi merkezine dönüştüğü ifade edilen açıklamada, “Bu bölge yakın coğrafyalara gerçekleştirilebilir bir demokrasi modelini gösterirken AKP-MHP iktidarı, ne pahasına olursa olsun Kürtlerin Suriye’de bir statü sahibi olmaması için çaba harcadı. Bunun için neredeyse her türlü ittifakı geliştirmekte ve cihadist-selefi yapılarla iş çevrilmektedir. Suriye’deki iç savaş boyunca mülteci durumuna düşen milyonlarca Suriyeli bu siyasi iktidar tarafından pazarlık konusu olarak kullanıldı. Yüz binlerce insan yerinden edildi, yüzlerce insan yaşamını yitirdi, çocuklar eğitim hakkında mahrum bırakıldı ve bitme aşamasına gelen DAİŞ canlandırıldı” diye belirtildi.
‘Çözüm savaşta değil diyalog ve Meclis’te aranmalıdır’
“Bütün tarihsel süreç boyunca eşit haklar temelinde birlikte yaşamanın önündeki en büyük engel ırkçı, milliyetçi ve tekçi politikalar olmuştur” denilen açıklamada, “Halk yerine kendi koltuklarının, toplum yerine kendi partilerinin akıbetini düşünenler Kürt sorununda demokratik ve barışçı çözüm yerine savaş ve yıkım politikalarında ısrar edenlerdir. Şüphesiz bu bir çözümsüzlük olmakla birlikte Kürt Sorununu geleceğe daha ağır bir şekilde devretmektir. Sorunun çözümü Suriye topraklarında, savaşta, yıkımda ve gözyaşında değil, diyalog ile mecliste aranmalıdır” diye kaydedildi.
Zorbalığı dayatanlara karşı demokrasi mücadelesi vererek direnmenin meşru olduğunu, kimliği ve inancı ne olursa olsun herkesin tarihi sorumluluklar alması gereken günlerin yaklaştığının altı çizilen açıklamada demokrasi, barış ve adalet diyen herkesi demokrasi mücadelesini büyütmeye çağırıldı.