Mirabel kardeşler ve Hevrîn’lerin hesabı direnişle soruluyor

  • 09:11 30 Ekim 2019
  • Güncel
Nûdem Têkoşer-Rojda Seyitxan
 
DÊRIK - Suriye Gelecek Partisi Reqa Yürütme Meclis üyesi Semira El Ezîz, 2 Kasım Dünya Rojava İçin Direniş Günü ile 25 Kasım’ı Mirabel kardeşlerden Hevrîn’e değişmeyen erkek saldırganlığına karşı direniş ile hesap soracaklarının altını çizdi.
 
Dünyanın her yerinde kadınların ortak mücadele günü olan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü ile 2 Kasım Dünya Rojava İçin Direniş Günü, Kuzey-Doğu Suriye’de direnişle karşılanıyor. Suriye Gelecek Partisi Reqa Yürütme Meclis üyesi Semira El Ezîz,  25 Kasım’ı ve 2 Kasım Dünya Rojava İçin Direniş Günü’nü ajansımıza değerlendirdi. 
 
‘Demokratik bir sistemin kurulması için mücadele yürüttük’
 
Kuzey ve Doğu Suriye’de uzun yıllardır demokratik bir sistemin kurulması için mücadele yürüttüklerini belirten Semira, Türkiye’nin bu topraklarda özgür yaşamın ve demokratik bir sistemin gelişmesinin önündeki en büyük engel olduğunu vurguladı. Kuzey ve Doğu Suriye devriminden sonra halkın huzurlu yaşadığını, hiçbir güvenlik sorunu olmadığını dile getiren Semira, Türkiye’nin “Güvenli Bölge” planının halkın huzur ve güvenliğini tehlikeye attığına dikkat çekti. Semira, “Kendi bölgemizi güvenli hale getirmek için binlerce şehit verdik. 9 Ekim’den bu yana Türkiye, Suriye’nin ve uluslararası hukuku çiğneyerek bu topraklara saldırıyor. Dünyanın gözü önünde Türkiye ve çeteleri Girê Sipî’ye ve Serêkaniyê’ye girerek ağır bir savaş yürütüyor. Türkiye’nin saldırılarında en çok kadınlar ağır bedel ödüyor. ‘Güvenli Bölge’ ne kadınlar için ne de halklar için güvenli değil” dedi.
 
‘2 Kasım’da her kes ayağa kalkmalı’
 
Dünya halklarının ve kadınlarının Türkiye saldırılarına karşı kendileriyle dayanışma içinde olmalarının direnişin sonucu olduğunu belirten Semira, 2 Kasım Dünya Rojava İçin Direniş Günü’ne ilişkin ise şunları dile getirdi: “Efrîn’de herkes Türkiye’nin gerçeğini gördü. Serêkaniyê ve Girê Spî’de benzer şeylerin yaşanmaması için herkes ayağa kalktı. Dünya halkları, Türkiye’nin Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik savaşını daha güçlü bir şekilde ayağa kalkarak durdurmalı” sözleriyle direniş çağrısında bulundu. 
 
‘Halkların birliği şart’
 
Suriye içinde de halkların birliğinin sağlanması gerektiğinin altını çizen Semira, “Suriye Gelecek Partisi Suriye halklarının birliği için kuruldu. Suriye’nin her yerinde halkların birliği için çalışma yürütüyoruz. İşgalci devletlerin Türkiye başta olmak üzere Suriye’yi işgal etmelerini engellemek için halkların birliği şart” dedi. 
 
‘Kadın düşmanı zihniyet bu topraklarda kaybedecek’
 
Planlanarak katledilen Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri Hevrîn Xelef şahsında kadın mücadelesine savaş açıldığına dikkat çeken Semira, “21. yüzyıldayız, karanlık çağda değiliz. Her alanda kadın ve erkek eşitsizliğinin giderilmesi için çalışma yürütüyoruz. Askeri, siyasi, toplumsal her açıdan. Demokratik ulus, demokratik Suriye projemiz egemen devletleri tedirgin etti. Bu projeye öncülük eden kadın olması ayrıca çeteleri ve işgalci devletleri korkuttu. Hevrîn o yüzden katledildi. Aslında onunla birlikte demokratik sistemi de boğmaya çalıştılar. Hevrîn bir kadındı. Güçlü bir kadındı. Diplomasi ve siyasi çalışmalardaki başarılarıyla kendini ispatlamıştı. YPJ’li Amara’yı da vahşice katlettiler. Çiçek de çetelerin elinde. Amara’yı ve Hevrîn’i katleden kadın düşmanı zihniyet bu topraklarda kaybedecek” diye kaydetti.
 
‘Hevrîn’in şahadeti kadına yönelik şiddeti gözler önüne seriyor’
 
25 Kasım’ın Kuzey ve Doğu Suriye kadınları için önemine değinen Semira, şunları belirtti: “Mirabel kardeşler erkeğe ve erkek zihniyetli devlete karşı çıktıkları için katledildi. Suriye’deki kadınlar için 25 Kasım’ın anlamı büyük. Yıllarca DAİŞ’e karşı şimdi de Türkiye’nin kadın düşmanlığına karşı direniyoruz. Kuzey-Doğu Suriye’de devrimden bu yana kadınlar her yıl 25 Kasım’ı güçlü planlama ve etkinliklerle karşılıyor. 25 Kasım şiddete karşı bir gündür. Ama şiddet hala kadına karşı her yerde devam ediyor. Hevrîn’in şahadeti de kadına yönelik şiddetin devam ettiğini gözler önüne seriyor” dedi.  Kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi için daha örgütlü mücadeleye ihtiyaç olduğunu ifade eden Semira, kadınların askeri, siyasi, politik ve toplumsal olarak her alanda öz savunma sistemini geliştirmesi gerektiğine dikkat çekti. 
 
’25 Kasım Hevrîn’e yaşatılan vahşetten hesap sorma günü’
 
Suriye’de yaşayan Arap, Kürt, Ermeni ve Süryani kadınlar için 2018 yılında Hevrîn ile birlikte 25 Kasım çalışmalarını planladıklarını ve birlikte çalıştıklarını söyleyen Semira, “Rakka, Tabqa, Minbic’ten Cezîrê bölgesine kadar her alanda etkinlik planladık. Kadınlarla toplantılar yaptık. Kadınlar tüm çalışmalara ilgiyle katıldı. 25 Kasım’dan 8 Mart’a kadar yayılan çalışmalar yürüttük. Bunda Hevrîn’in büyük bir çabası oldu. Direnişçi, diplomatik, siyasetçi bir kadındı. Suriye Gelecek Partisi içindeki herkes onun kadınca duruşundan çok moral ve güç alıyorduk” dedi. Hevrîn’in kadın mücadelesini bıraktığı yerden devam ettireceklerini dile getiren Semira, 25 Kasım’ın sadece Mirabel kardeşler için değil, Hevrîn’e yaşatılan vahşetten de hesap sormak için direniş ve mücadele günü olacağını vurguladı.