‘Direnen ve mücadele eden kadınların varlığı zaferin garantisidir’

  • 09:23 29 Ekim 2019
  • Güncel
Berçem Cudi
 
KOBANÊ - Barîn, Hevrîn ve Amara Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırıları sırasında işkence edilerek katledildiler. "Türkiye, çetelerinin uğradığı başarısızlığın intikamını almak için kadınlara saldırıyor" diyen siyasetçi Berivan Hesen, "Direnen ve mücadele eden kadınların varlığı zaferin garantisidir. Zafer bizim olacak" dedi. 
 
Savaşlarda hedef alınanların başında kadın ve çocuklar geliyor. Son dönemde bunun örneklerine Türkiye ve ona bağlı grupların Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarında da rastlanıldı. Geçtiğimiz yıl Efrîn'de YPJ’li Barîn Kobanê’nin bedenine işkence ederek teşhir eden Türkiye destekli gruplar, bu yıl da Kürt siyasetçi Hevrîn Xelef ve YPJ’li Amara Rênas’ı işkence ederek katletti, Çiçek Kobanê’yi ise işkence ederek esir aldı. Bunlar tüm dünyanın gözü önünde yaşandı.
 
DAİŞ’e karşı toprağını savunan Barîn Kobanê
 
Türkiye desteklediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte 2018 yılında Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinden olan Efrîn'e saldırdı. Efrîn halkı 58 gün boyunca saldırılara karşı topraklarını terk etmeyerek direndi. Yasak silahların kullanılması ve yoğun saldırıların gerçekleşmesinin ardından halk göç etmek zorunda kalırken, YPJ'li Barîn Kobanê çatışmalarda yaşamını yitirdi. Türkiye’ye bağlı gruplar 1 Şubat 2018 günü katlettikleri Barîn'in cenazesine işkence yaptı ardından ise teşhir etti. Ayaklarıyla cenazeye basan çete üyeleri, hiç çekinmeden bu görüntüleri sosyal medyadan da yaydı. Barîn, 1992 yılında Şehba Kantonuna bağlı Qîrkilbîn köyünde dünyaya geldi ve 2015 yılında da DAİŞ çetelerine karşı toprağını savunmak için YPJ'e katıldı. 
 
Halkının öncüsü olmuş bir kadın Hevrîn Xelef
 
Türkiye 9 Ekim 2019'da da Suriye'nin Kuzey ve Doğu'suna operasyon başlattı ve yoğun saldırılar gerçekleştirdi. Efrîn'de hayata geçirilen tüm uygulamalar bu yıl ki saldırılarda da tekrarlandı. Türkiye destekli gruplar 12 Ekim günü pusu kurarak Suriye Gelecek Partisi  Genel Sekreteri Hevrîn Xelef'in içinde bulunduğu konvoya saldırı gerçekleştirdi. Saldırıda Hevrîn işkence edilerek katledildi. Çıkan sağlık raporunda da Hevrîn'in bedeninde onlarca kurşun bulunduğuna dikkat çekildi. Ölüm sebebi ise başından aldığı kurşun sonucu yoğun kan kaybı yaşamasıydı. Kurşunlanmış olmasının yanı sıra çetelerin, Hevrîn'i yerde sürüklediği ve bedenine eziyet ettiği de belgelendi. Bu işkenceleri yaparken görüntülerini de çeken çete üyeleri, bunu sosyal medya üzerinden paylaştı. Tüm dünya bu görüntüler karşısında sessiz kalsa da, Hevrîn'in ve 9 yurttaşın bedenine yapılan işkence görüntüleriyle ve hastane raporlarıyla tüm dünyaya duyuruldu. 
 
İnanç ve azimle özgürlük için savaşan Amara Rênas
 
Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) Hevrîn’den sonra katlettikleri YPJ’li kadın savaşçının cenazesine işkence ettikleri videoyu sosyal medya hesaplarından paylaştı. İşkence ettikleri kadının Amara Rênas olduğu açıklandı. Kobanê’nin Çelbê köyünde katledilen Amara’nın cenazesine işkence yapılmasının yanı sıra tüm dünyanın gözü önünde teşhir edildi. Amara, onlarca Kürt kadın gibi 2015 yılında DAİŞ'e karşı halkını ve toprağını savunmak için YPJ'ye katılıyor. Diyarbakır'dan Kobanê'ye giden Amara; Minbic, Tebqa ve Dêre Zor'un özgürleştirilmesi hamlelerinde de yerini aldı. Amara, Yeni Özgür Politika gazetesine verdiği bir röportajda şu sözlere yer veriyor: "İnanç ve azimle özgürlük için savaşıyoruz. Bu onurlu direniş kazanacak. Kadınların kölelikten kurtulması bizim için çok önemlidir. Biz özgürlüğümüz için canımızı veriyoruz. Özgürleşen kadınlar, anneler bizi gördüklerinde, 'Allah sizden razı olsun, bizi DAİŞ'ten kurtardınız' diyorlar. Bundan sonra da kadınları köleleştirmek isteyen ve kadın mücadelesine saldıran DAİŞ zihniyetine karşı direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz."
 
'Kürt kadınlarının gücünden korkuyorlar'
 
Kuzey ve Doğu Suriyeli siyasetçi Berivan Hesen, kadın bedeninin teşhir edilmesi ve kadın direnişine ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. Berivan, değerlendirmesinin başında kadın bedenine yönelik saldırılara sert bir dil ile tepki göstererek, "Türk devletinin ve çetelerinin Rojava'ya yönelik saldırıları aklımıza DAİŞ'i getiriyor. Özellikle de kadınları hedef alan politikalarıyla. Biliyoruz ki Kobanê'de DAİŞ, YPJ'li kadınlara karşı kaybetti ve yenik düştü. Bu nedenle Türk devleti ve ona bağlı çeteler kadınları hedef alarak aslında Kürt kadınlardan intikam almak istiyor. Bunun en büyük kanıtı da Barîn Kobanê, Hevrîn Xelef ve Amara Rênas'ın bedenine yapılan saldırılardır. Kürt kadınlarının hedef alınması aslında Türk devletinin ve çetelerinin Kürt kadınlarından nasıl korktuklarını gözler önüne sermektedir. Son olarak Çiçek Kobanê'nin esir alınması ve kafasının kesilmesi ile tehdit edilmesi bu korkuyu ve intikam isteğini kanıtlıyor. Bu gösteriyor ki Türkiye, DAİŞ zihniyeti ile yönetiliyor ve bu zihniyetten besleniyor" dedi. 
 
'Kürt kadınları her şeyi göze alarak mücadelede yerini aldı'
 
Berivan, dünyaya ve Kürt halkına seslenerek, "Bu direnişi, mücadeleyi yalnız bırakmayın. Türkiye'nin işlediği savaş suçlarını teşhir edin, devrime sahip çıkın ve siz de bu onur mücadelesindeki yerinizi alın" dedi. Yüzlerce kadının bu direniş için canını ortaya koyduğunu belirten Berivan, "Canını siper eden kadınların bugün bedenleri teşhir ediliyor, işkence ediliyor. Hevrîn, Amara ve Barîn şehit düştüler ama onların yerine yüzlerce Kürt kadın bu mücadeledeki yerini aldı. Türk devleti bu saldırılarla kadınları siyasi ve askeri mücadeleden uzaklaştırmak istiyor. Kadınları ablukaya almak, köleleştirmek istiyor ama yüzlerce Kürt kadın askeri ve siyasi alanda yerini alırken verdikleri sözde tüm bu zor ve vahşi saldırıları göze alarak yerini aldı. Hiç bir güç onları, bizleri bu yoldan vazgeçiremez. Geri adım atmayacağız" sözlerinin altını çizdi.
 
'Mücadeleci kadınların varlığı zaferin garantisidir'
 
Berivan son olarak da şunları dile getirdi: "Türk devletinin ülkemizde, toprağımızda hiçbir payı, hakkı yoktur. Bu nedenle devrimi biz yapacağız. Suriye halkları olarak ve özellikle de kadınlar olarak bu işgal saldırılarına karşı gücümüzü birleştirmeliyiz. Bedenleri teşhir edilen ve işkence edilen kadınlar hepimizin temsiliyetidir. Onlar öncümüzdür ve biz onların mücadele silahını yerden alarak devam ediyoruz. Biz onlardan aldığımız güç ile bu mücadeleyi devrimle taçlandıracağız. İnancımız büyüktür. Böyle yoldaşlarımız olduğu sürece kazanacağımıza olan inancımız hep devam edecek. Direnen ve mücadele eden kadınların varlığı zaferin garantisidir. Zafer bizim olacak."