‘Devlet olduğu sürece işkence de olacaktır’
- 08:18 27 Haziran 2019
- Güncel
İZMİR - İzmir Barosu tarafından düzenlenen “Türkiye’de İşkence gerçeği” başlıklı söyleşide konuşan Psikolog Türkcan Yıldırım, devletlerin var oldukça işkencenin de süreceğini belirtti.
“26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü” dolayısıyla dün akşam saatlerinde İzmir Barosu, baro konferans salonunda “İşkence'ye Tolerans” adlı belgesel film gösterimi ile 'Türkiye'de İşkence Gerçeği' başlıklı söyleşi gerçekleştirdi. Moderatörlüğünü avukat Hazal Aydın’ın yaptığı söyleşiye, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan (TİHV) Psikolog Türkcan Baykal ve Prof. Dr.Ümit Biçer katıldı.
‘İşkence hep vardı’
Söyleşide konuşan Türkcan, şunları söyledi: “Aklımıza gelen hep ‘yuh artık’ dedirten örnekler. Küfür hakaret bizi çevreleyip kolumuzdan sürüklemeler işkence değil sanki. En uç örneklerle anlatıyoruz acıyı, şiddeti, maruz kalmayı. İşkence hep vardı. Bu şiddette ve bu açıklıkta yoktu belki ama hep vardı. Çünkü o kültür Türkiye’de kesintisiz devam etti. Avrupa Birliği normlarının en şahane uygulandığı dönemler dahil. Cezasızlık ve devlet kültürü hiç değişmedi. Halfeti’de Ankara’da uygulanan yöntemler 90’ların yöntemi. Kürtlere uygulanırdı ve de Türk soluna. 0nlarla kaldı sanılırdı, oysa kültür ve değerler silsilesi kuşaktan kuşağa bir bütünlük içinde sürüyor. Devlet kültürü Osmanlı’dan bu yana gayet istikrarlıdır. Ama biz de istikrarlıyız.”
‘Sessizlik kadar ağır gelen bir şey yoktur’
Türkcan, İşkencenin üç öznesi olduğunu kaydederek, bunlardan birinin fail, diğerinin işkenceye maruz bırakılan bir diğerinin ise tanıklar olduğunu ifade etti. Türkcan, “İşkenceye maruz kalanın sesini duyurmak isteyenlerin duyuramaması devletin özellikle yarattığı sessizliklerdir. Devlet basın ve sosyal medyanın ele geçirilmesi veya kapatılması ile sesini çıkaranlara ‘bak onun gibi olursun’ dayatmasında bulunuyor. Sevdiklerimizi koruma içgüdüsünde bulunuyoruz. Oysa biz de haklıyız. Sessizliği büyütmek dışında yapmamız gereken bir şey olmalı. Tanıklara sessizlik kadar ağır gelen bir şey yoktur. İşkence görenler içinde bu böyledir. FETÖ iddiasıyla alınanların yaşadığı bir şey bu. Kimse sizinle yaşamıyor, korkuyor. İşkence görmüşsünüz ve onaracak kimse yok. Ben nasıl bir izleyiciyim diye sorulması gerekiyor” diye konuştu.
‘İşkence yasağı herkes için vardır’
Türkcan, hak savunucularının dahi işkence görenlere karşı önyargıları olabildiğini kaydederek, kadına yönelik şiddette yaşanan ayrıma dikkat çekti. Türkcan, “Herkes kendisine ve söylemlerine bakmalı ya kahramanlaştırıyoruz işkence görenleri ya da mağdurlaştırıyoruz. Politik olmayan insanlara duyarlılık kazandırmak için. Devlet şiddetine maruz bırakarak ondan çok şeyi aldı. Ama bir insan sağ kalıyor ve yaşıyorsa bir iç güce sahiptir ve kimliği vardır. Bazı yerlerde sadece ‘işkence gören kişi gerillaysa, askerse ‘o göze almıştır’ deniyor. Oysa işkence yasağı herkes için vardır” dedi.