ANKARA - Yaklaşık bir yıldır polis tarafından taciz, tehdit ve sistematik takibe maruz kalan HDP üyesi Betül Koca, özellikle genç ve kadın siyasetçilere yönelik baskı politikalarını yürütüldüğünü belirterek, “Kürtlere dokunursanız yanarsınız diyorlar. Oysa biz Kürtlerle ve kadınlarla birlikte bu mücadeleyi yürütmekten asla taviz vermeyeceğiz” dedi. 

 

Ankara’da son 3 yılda kaçırma, ajanlaştırma ve gözaltı operasyonlarının artmasıyla gündeme gelirken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Kadın Meclisi üyesi Betül Koca, geçen günlerde İnsan Hakları Deneği (İHD) Ankara Şube’de yaptığı basın toplantısında kendilerini MİT olarak tarafından kişiler tarafından “Seni ortadan kaybederiz, evine gireriz kimsenin ruhu duymaz” diye tehdit ve taciz edildiğini anlatmıştı.  

 

‘Bir yıldır polis tacizi ve tehdidine maruz kalıyorum’

 

Taciz ve tehditlerin korkutma ve sindirmeye yönelik olduğunu belirten Betül, özellikle Ankara’da yoğun bir baskı ve şiddet politikası yürütüldüğüne dikkat çekti. Parti binası önünde yapabilecek bir açıklamaya dahi izin verilmediğini söyleyen Betül, “Uzun süredir toplum üzerinde bir baskı politikası var. Ses çıkartan, itirazı olan herkes ya gözaltına alınıyor ya da işinden, yerinden, yurdundan ediliyor. O nedenle bu durum kendi şahsımda bütünleşse de tüm topluma yönelik ses çıkartan, görünür olan, adım atmaya teşebbüs eden herkesin ‘başı eğilmeye’ çalışılıyor. Bu yüzden bu siyasal sürecin içerisinde ben de yaklaşık bir yıldır polis tarafından tehdit ve tacize maruz bırakılıyorum” dedi. 

 

‘Telefonumu alan emniyet 150 kişilik Whatsapp grubu kurdu’

 

İlk polis tacizinin, gözaltına alındıktan sonra telefonunun TEM şube tarafından alınması ve bilgilerin kullanılması ile başladığına dikkat çeken Betül, şunları anlattı: “Whatsapp hesabım kullanılarak kendi çevremden, yakınlarımdan ve dostlarımdan oluşan 150 kişilik bir grup oluşturuluyor. Burada benimle ilgili karalama ve itibarsızlaştırma mesajları yayınlandı. Numaranın kime ait olduğu da bilinmiyor tabi ki ve bunun ardından evime, işyerime kadar kimliğimi bilmediğim kişiler tarafından fiziki takiplerde bulunuldu. Bu takipler aileme kadar uzandı. Annem işyerinde, evde ve arkadaşlarıyla oturduğunda bile takip edildi. Çeşitli gizli numaralar tarafından aranıp taciz edildim. Sosyal medyadan güvenlik şube müdürü olduğunu iddia eden kişiler tarafından mesaj aldım. Instagram, Facebook hesaplarından çeşitli mesajlar geldi. Bunlar hepsi elimde delil olarak bulunmakta. Savcılığa suç duyurusunda bulunacağız. Tüm bunların ardından bir gün evimden çıkarken ve tabi yalnız yaşadığım da biliniyor bu süre zarfında evimden çıkarken kimliğini bilmediğim iki şahıs tarafından önüm kesildi. Kendileri ile diyalog geliştirmem gerektiğini aksi takdirde eğer bu siyasi faaliyetlerine devam edersen ‘senin önüne araba çeker seni kaldırırız bu bir ihtardır’ şeklinde tehditlerde bulundular.” 

 

‘Kapıma bir demet çiçek ve kutu bırakıldı’

 

Kapısının önüne kimliği belirsiz kişiler tarafından bir demet çiçek ve ‘mutlu yıllar’ yazan bir kutu bırakıldığını söyleyen Betül, “Binaya şifre ile giriliyor. Durumu partide yöneticilere bildirmek için evden çıktım. Sonra beni tehdit eden şahıslardan birisi yine önümü kesti. Ben de o an reaksiyon olarak sert bir tepki gösterdim. Benimle diyalog kuramayacaklarını anladıkları için diyalogu keseceklerini ve başka bir şekilde yöneleceklerini söylediler. Bunun ardında tekrardan gizli numaralardan arandım. Arayanlar değişik sesler çıkarıyorlardı” dedi. 

 

‘Kişisel bilgilerime ‘genelevde çalışıyor’ yazılmış’

 

Polis baskısının devam ettiği sürede iş aradığını ve ‘Kariyer net’ adlı siteye bunun için üye olduğunu aktaran Betül,  sitedeki CV’sinin kimliği belirsiz kişiler tarafından güncellendiğini dile getirdi. Bir numaradan “Bu CV size mi ait” diye arandığını belirten Betül, ardından CV’sine baktığında kişisel bilgilerinde “Genelevde çalışıyor. Memleketi Küba” yazıldığını dile getirdi. Betül, ardından kendisini arayan numarayı tekrar aradığında artık ulaşılamadığını aktardı.

 

‘Genç kadın siyasetçileri yıldırmak istiyorlar’ 

 

Ankara’da sayısız kez gözaltına alındığını, eylemlerde polisler tarafından işaret edilerek gözaltına alındığını belirten Betül, “Bu siyaset yürütenlere karşı bir tacizdir” dedi. Ev baskınında hiçbir siyasi faaliyet yürütmemesine rağmen annesinin gözaltına alındığını belirten Betül, “Bunlar aktif, genç, kadın siyasetçilere yönelik ‘geri adım attırabilir miyiz’ diye yürütülen politikalar. Özellikle Ankara’da tehditler, aile aramaları, telefonla taciz çok sık yaşanan bir durum. TC devleti Osmanlının devamıdır. Osmanlıda oyunlar bitmez. TC devletinde de bitmez. Her türlü komplo, şantaj, taciz ve şiddete devam edebilirler. Bu tarz yol ve yöntemlere maruz kalanlar geri adım atmamalı, daha da üstüne gitmeli. Korkmuyoruz. Bu şekilde bizi sindiremezler çünkü haklı bir davanın mücadelesini meşru bir şekilde veriyoruz. HDP Türkiye’nin 3’üncü siyasi partisi. Bizi muhatap almak zorundalar” diye konuştu.  

 

‘Bu saldırının en büyük sebebi Kürtlerle yan yana olmamızdandır’

 

HDP Gençlik Meclisi üyelerine yönelik de tehditlerin çok fazla yaşandığını dile getiren Betül,  “Uzun süredir var olan bu saldırın en büyük sebebi de Kürt halkı ile ortak mücadele etmemiz, ortak mücadele hattı kurmamızdır. Bu yüzden bizi ayrıştırmaya, mücadeleyi bölmeye çalışıyorlar. ‘Kürtlere dokunursanız yanarsınız’ diyorlar. Oysa biz Kürtlerle ve kadınlarla birlikte bu mücadeleyi yürütmekten asla taviz vermeyeceğiz” dedi. 

 

'Teşhir etmeye devam edeceğiz'

 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun her gün meydanlarda tehditler savurduğunu söyleyen Betül, “Doksanların faili meçhul geleneğinden geliyorlar. Biz bunları teşhir edeceğiz. Onlar yılacak biz yılmayacağız. Ankara’da bunların bir işkencehaneleri var. Geçenlerde Ayten Öztürk kendisine neler yapıldığını dillendirmişti. Halkı sindirerek, tehdit ve işkence ile korkutmaya çalışıyorlar. Tek adam rejimi bilmeli ki biz halkız ve halkın iradesini yansıtıyoruz. Tarih mücadelesi de gösteriyor ki diktatörlerin sonu her zaman aynı olmuştur. Faşizm mutlak yenilecektir” dedi.