
HDP’li erkeklerden kadının aydınlığında arınma çağrısı
- 18:45 16 Haziran 2019
- Güncel
DİYARBAKIR - HDP’li erkekler öncülüğünde kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, katliam, ve kültürel soykırım, sistemsel faşist politikalara tepki göstermek üzere gerçekleştirilen basın açıklamasında, erkekliğin karanlığına karşı kadının aydınlığında arınma çağrısında bulunuldu.
Halkların Demokratik Partili (HDP) erkekler öncülüğünde kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, katliam, ve kültürel soykırım, sistemsel faşist politikalara tepki göstermek üzere basın açıklaması düzenlendi. Koşuyolu Parkı'nda bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleşen basın açıklamasına HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl Eşbaşkanı Garip Kandemir, HDP Milletvekili Musa Farisoğlu, HDP-DBP parti il ve ilçe üyeleri ile çok sayıda erkek katılırken, sık sık kadınlar lehine sloganlar atıldı. Açıklamayı ise katılımcılar adına Şeyhmus Şenyiğit okudu.
'Kadın toplum tarafından kutsal ve dokunulmazdır'
Binlerce yıldır adı yaşam ve özgürlükle özdeş olan kadınların her an erkek egemen zihniyetin soykırımıyla ölüm ve kölelik seçeneğine maruz bırakıldığını belirten Şehmus, tarihin başlangıcında toplumsallığı var edenin ve tüm değerlerin yaratanının kadın olduğu, bu nedenle toplum tarafından kutsandığı ve dokunulmazlık atfedildiğini vurguladı. Şehmus, "Sevgi, saygı, merhamet, adalet, fedakarlık, paylaşım, dayanışma, cömertlik, iyilik, doğruluk, güzellik gibi ahlaki değerlerimizi emeğiyle yatarsan ana-kadın ve kadındır. Bunun yanında kadın dil, kültür, kimlik, sosyal ve ekonomik yaşamın mimarı ve ilk inşacısıdır. Toplumun oluşumuna zemin olan ilkelerin tüm anası kadın. Özcesi Jin, Jiyan, azadi'dir" dedi.
'Toplumsal değerleri yok eden erkeğin kendisidir'
Kadının kutsallığına karşı hile ve kurnazlıkla toplumsal değerleri gasp edenin erkek olduğunun altını çizen Şehmus, erkeğin kendi egemenlikli sömürü iktidarını kurduğunu ve böylelikle kadına karşı soykırım politikalarını uygulamaya başladığını ifade etti. Kadına uygulanan söz konusu kırımı kadın şahsında tüm topluma uygulandığına dikkat çeken Şehmuş, "Kadın yarattığı değerlere karşı egemen erkek zihniyetin laneti, savaş, talan, inkar, nefret, yıkım, taciz, tecavüz ve her türlü zülüm olmuştur. Yaşam yerine ölüm, özgürlük yerine kölelik bir kadermiş gibi tüm toplum ve doğayı kuşatır hale gelmiştir. Bu erkeklik laneti, hepimizi kirletti ve esir aldı. Kadın emeği ve kutsallığından, kadın etrafında gerçekleşen demokratik, komünal ve özgürlükçü yaşamdan kopan erkek, zulmeden bir canavara dönüştü. Deyim yerindeyse erkekliğimizle, yaşamı inkar eden bir soysuzlaşmayı yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
'İnsanlık adına arınmamız gerek'
Günümüzde yaşanan kaos ve krizlerin tek kaynağının erkek aklı ve nankörlüğü olduğunu vurgulayan Şehmus, dolayısıyla yaşanan sorunların adının kadın sorunu değil, erkek ve erkeklik sorunu olduğunu kaydetti. Erkekler olarak heran yaşanan kadın kırımının suçlusu olduklarını belirten Şehmuş, " Bu suçluluğumuzu ne kaçarak, ne gizleyerek, ne de inkar ederek örtpas edebiliriz. Bu soykırım suçundan kurtulmak için, samimi bir öz eleştiriyle yaklaşıp, erkeğin dayandığı iktidarı, mülkiyetçi, kinci, bencil, kurnaz, hilekatlık gibi tüm saptamalara karşı mücadele etmemiz ve insanlık adına arınmamız gerekmektedir" diye konuştu.
'Artık yeter, edi bese! '
Şehmus açıklamaya şöyle devam etti: "Çocuk yaşta evliliğe zorlanma, kadına karşı psikolojik, fiziksel, her türlü şiddeti, taciz ve tecavüz gibi, kadın bedenine, ruhuna dönük insanlık dışı saldırıları ve kadın cinayetlerini kınıyor, lanetliyoruz. Kadın şahsında topluma dayatılan erkeğin ve erkeğe dayalı sistemin işlediği bu suçlar insanlık tarihinin en utanç verici, en ahlaksız saldırıları ve katliamlarıdır. Artık yeter edi bese! Bu utançla yaşamayı kabul etmiyoruz. Yaşamın her alanında erkek zihniyetinin saldırılarına, suçlarına ortak olmamak için, doğru ve yeterli mücadele edeceğimizin sözünü veriyoruz. Ve diyoruz ki, yiğitlik erkeğin şanına değil, erkeklik zihniyetinden kurtulmak ve kadın öncülüğünde gelişen demokratik özgür yaşam mücadelesinin dürüst bir yürüyüşü ve katılımcısı olmaktır. Bu nedenle özgür bir dünya yaratmak, özgür kadın yaratma çabası içinde bulunan kadın özgürlükçü paradigmayı esas alan beş bin yıllık prangadan kurtarmaya çalışan demokratik devrimci kadınların mücadeleleri önünde olan inancımız la saygıyı bir borç biliyor, bizler zihnen ve ahlaken bundan ve bu durumdan rahatsız oluyoruz. Bu durumlara ortak olmayı red ediyoruz. Bu oyunu bozacağız diyenler olarak özelleştirimizi veriyoruz ve diyoruz ki, özgürleşen kadın, özgürleşen toplumdur, kadının özgürlüğü, toplumun özgürlüğüdür,kadın özgürlük düzeni, toplumun özgürlük düzenini belirler, kadın olmazsa yaşam olmaz, biji Jinên azad, biji tekoşina jine, jin jiyan azadi"
Açıklama kadın lehine atılan sloganlar eşliğinde son buldu.