Aileler: Mezarlıklara yönelik saldırıları kınıyoruz
- 13:48 11 Haziran 2019
- Güncel
İSTANBUL- Lice’de yaşamını yitirenlerin mezarlarının tahrip edilmesine tepki gösteren aileler, "Bilinçli ve örgütlü saldırılardır. Hiçbir dinde ve inançta yer almayan mezarlıklara dönük bu gayri ahlaki saldırıları lanetliyor ve kınıyoruz" dedi.
Yakınlarını Kayıp Eden Aileler, mezarların tahrip edilmesine tepki göstermek amacıyla Unkapanı'nda bulunan Anadolu Yakınlarını Kayıp Eden Ailelerle Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (An-Yakay-Der) binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul İl Sözcüsü Mevlüt Aykaç, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İstanbul İl yöneticileri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl yöneticileri katıldı.
Toplantının yapıldığı salona, "Tüm canlılar için ölüm bir gerçektir. Mezar her ölen insanın kutsalı ve hakkıdır. Mezarıma dokunma", "Mirin jibo hemû candaran heqîqeta rastiyê ye. Jiber wê goristan jibo miriyan pîroz û heq e. Destê xwe yên qîrej nedim ser goristanên pîroz" pankartları açıldı.
‘Soykırım politikaları devam ediyor’
Aileler adına Faysal Özdaş tarafından yapılan açıklamada, 1990'lı yıllarla birlikte yaşanan çatışmalı ortamda binlerce köyün yakılıp yıkıldığı hatırlatıldı. Binlerce insanın gözaltında ve sokakta kaybettirildiğinin kaydedildiği açıklamada, "Bu çatışmalı dönemlerde binlerce insan yaşamını yitirdi. Bu sebeple Kürt coğrafyası adeta bir mezarlar tarlasına dönüştürülmüştür. Kürt halkını tarihsel anlamda belleksizleştirme temelinde, Şeyh Sait, Ağrı, Zilan ve Dersim’de katledilen binlerce insana mezar hakkı bile tanınmadı. Bu uluslararası sözleşmelere göre de, hem fiziki hem de kültürel bir soykırımdır. Ahlaki ve vicdani de değildir. Bu soykırım politikaları günümüzde de devam etmektedir" diye belirtildi.
‘267 cenazenin akıbeti bilinmiyor’
Bununla birlikte 2013 yılında başlayan çözüm süreciyle birlikte çatışmalarda yaşamını yitiren yüzlerce kişiye ait cenazelere ulaşılarak çeşitli mezarlıklarda defnedilmesinin sağlandığının altı çizilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi: "Başta Garzan, Varto, Faraşin, Bestler, Dersim, Lice vb. onlarca mezarlık oluşturuldu. Çözüm sürecinin bitmesi ile birlikte başta Varto, Garzan, Lice, Faraşin, Tatvan, Yeniköy vb. mezarlıklara dönük saldırılar yapıldı. Sadece bununla yetinilmedi. Varto'da olduğu gibi birçok mezarlıklarla birlikte cem evi ve cami gibi ibadethanelerde yerle bir edildi. 16 Aralık 2017 tarihinde Garzan Mezarlığı’na yapılan saldırı sonucu iş makinalarıyla Cumhuriyet Savcısı, adli tıp uzmanları, adli antropolog uzmanları, adli arkeolojik uzmanları olmadan 267 kişiye ait cenaze yerlerinden çıkarılarak kaçırıldı. Çıkarılan 267 kişiye ait cenazelerin halen akıbetleri bilinmemektedir. Bununla ilgili şimdiye kadar resmi kurumlarca ailelere herhangi bir bilgilendirme yapılmadı. Ailelerce yapılan birçok girişim sonuçsuz kaldı.”
Saldırıların şahsi ve bireysel saldırılar olmadığının ifade edildiği açıklamada, "Bilinçli ve örgütlü saldırılardır. Hiçbir dinde ve inançta yer almayan mezarlıklara dönük bu gayri ahlaki saldırıları lanetliyor ve kınıyoruz. Bu noktada saldırıların olmaması için de demokratik kamuoyundan ve insanım diyen herkesten duyarlılık bekliyoruz” sözleri kullanıldı.
Açıklamada mezarlıkların tahrip edilmesine karşı yapılması istenilenler şöyle sıralandı:
“*İlgili savcılık birimlerinin bir an önce gerekli hukuksal girişimlerde bulunmalı,
*İçişleri ve Adalet bakanlıklarının derhal gerekli incelemeyi başlatmak üzere ilgili kurum ve mekanizmaları devreye koymalı,
*İnsan hakları örgütlerinin konunun takipçisi olması ve ivedilikle üzerine gitmeli,
*Meclis İnsan Hakları Komisyonu yerinde inceleme ve tespitlerde bulunarak kamuoyunu aydınlatmalıdırlar.
*Son olarak da, Türkiye devletinin İlgili kurul ve kurumları ile hükümeti uluslararası sözleşmelere bağlı kalmaya çağırıyoruz.”