İHD: Urfa’da neler oluyor?
- 14:30 24 Mayıs 2019
- Güncel
İZMİR - Urfa’da farklı yerlerde ve tarihlerde işkence ve kötü muamelelerin yaşandığına dikkat çeken İHD İzmir Şubesi, “Urfa’da neler oluyor?” diye sordu
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Urfa’da OHAL’in yaşandığı 2016 yılından itibaren gündeme düşen hak ihlallerinin dikkat çekmek amacıyla "Urfa’da neler oluyor?" gündemiyle dernek binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda açıklamayı Dernek yönetiminden Cemile Karakaya okudu. Cemile, Urfa’nın Halfeti ilçesi Dargili Mahallesi’nde çıkan çatışma sonrası TEM şube ve Bozova Yaylak Jandarma Komutanlığının aynı mahalleden, içinde çocukların da olduğu yaklaşık 38 kişiyi gözaltına alarak ters kelepçe yapıldığı, yerlere yatırıldığı, fiziki ve psikolojik işkence yapıldığını basından gördüklerini söyledi. Ayrıca avukat görüşmelerinin yaptırılmadığını veya polis nezaretinde yaptırılarak hukuksal işleyişin engellendiğini dile getiren Cemile, haberin medyaya düştüğü kadarıyla bile hak ihlallerinin yaşandığını dile getirdi.
‘İşkence iddialarının üzeri kapatılmak isteniyor’
Cemile, gözaltına alınanlardan 9 kişinin adli kontrol şartı ile serbest bırakıldığı, 1 kişinin sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek tutuklandığını ifade etti. 1 kişinin ise gözaltında işkenceye maruz bırakıldığını aktaran Cemile, bu kişinin gözaltında cinsel saldırıya de maruz bırakıldığını kaydetti. Cemile, “Kendilerine darp raporu verilmemiştir. İşkence uygulanan bir başka kişinin, Genel Adli Muayene Raporu'na yazılan "Sol uyluk bölgesinde travmaya bağlı lezyonlar mevcut olup komplikasyon gelişmedikçe hayati tehlikesi yoktur" notu işkencenin bir belgesidir. Avukatların ATK talebinin reddedilmesi mahkemenin bu duruma yaklaşımındaki olumsuzluğu göstermektedir. Mahkemenin bu yaklaşımı bizde işkence iddialarının üstünün kapatılacağı kaygısı oluşturmuştur” dedi.
‘Masumiyet karinesi hiçe sayılıyor’
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 3’üncü maddesinin çiğnendiğini söyleyen Cemile, polisin intikamcı ve düşmanca yaklaştığının altını çizdi. Gözaltına alınanların başta masumiyet karinesinin hiçleştirildiğini söyleyen Cemile, “Gözaltına alınan kişilerin hukuksal durumu belli olmadığı halde suçluymuş gibi lanse edilmesi bir suçtur. Kaldı ki suçlu bile olsalar bu şekilde insanlık dışı davranışlara tabi tutulmamaları gerekir. Devlet, bir intikam alıcı değil adaleti sağlayıcı olmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘Cezasızlık politikası ile sonuçlanmamalı’
Suruç’ta Aligör Mahallesi’nde polis kontrol noktasında çapaya giden 6 tarım işçisinin 18 Mayıs sabahı polis kontrolünde taranmasının aynı zihniyetin devamı olduğunu da kaydeden Cemile, polisin orada yaşayan Kürtleri potansiyel suçlu görmesinin ve düşmanca davranmasının bir sonucu olduğunu belirtti. Orada bulunan bir polisin özür mahiyetinde söylediği “Ya kusura bakmayın bir polis arkadaşları şehit olmuş diye psikolojileri bozulmuş” cümlesinin çok şeyi anlattığını vurgulayan Cemile, “Vali’nin yaralıları ziyaretinde birçok gerekçe sıraladıktan sonra tek tesellinin can kaybının olmadığını ve 'hayati tehlikeye neden olmayacak şekilde ateş açıldığını' söylemesi devletin vatandaşına yaklaşımını göstermektedir. Umarız açılan soruşturmalar geçmişte olduğu gibi 'cezasızlık' ile sonuçlanmaz” diye kouştu.