
‘Mardin’de kadınları fuhuşa sürükleme girişiminin ardında tek bir kişi yok’
- 09:11 22 Mayıs 2019
- Güncel
MARDİN - Kayyım döneminde müdür olarak görev yapan polis Ercan U.’nun bir kadın personeli fuhuşa zorlayan olayın arkasında başkalarının da olduğunu belirten HDP Kadın Meclisi Üyesi Aysel Erol, “Sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız. Yaşanan bu durumun arkasında tek bir kişi yok zincirleme” dedi.
Kayyım tarafından yönetildiği dönemde İçişleri Bakanlığı tarafından Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Kent A.Ş.’ye müdür olarak görevlendirilen polis Ercan U.’nun, işe alma vaadiyle kadınları fuhuşa zorladığını gösteren ses kayıtları geçtiğimiz haftalarda ortaya çıkmıştı. Fuhuşa zorlanan kadınlardan D.S.'nin şikayeti üzerine Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hakkında soruşturma başlattığı Ercan U.'nun, daha sonra geçici olarak Midyat Emniyet Müdürlüğü’nde görevlendirildiği de tespit edildi.
Kadınların suç duyurusunda bulunmasından sonra savcılık TCK 102/1 ve 103 maddelerinden (Sarkıntılık) soruşturma başlattı. Bu süreçte D.S.’nin şikayetini geri çekmesine rağmen Ercan U. hakkında kamu davası açıldı. Hazırlanan iddianamenin kabul edilmesiyle duruşma gününün belirleneceği dava ile ilgili konuşan kadınlar sürecin takipçisi olacaklarını belirtti.
‘Olayın arkasında başkaları da var’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Kadın Meclis Üyesi Aysel Erol, kayyım sürecinde olayı az çok duyduklarını ama somut bir delil elde edemediklerini belirtti. Ses kayıtlarının ortaya çıkmasıyla D.S.’ye ulaştıklarını belirten Aysel, “HDP kadın Meclisi olarak bu sürecin takipçisi olduk. Kadın arkadaşa ulaşmaya çalıştık. Başta bizimle buluşma noktasında kararlıydı daha sonra toplumun ve feodal zihniyetin baskılarından kaynaklı bizimle bir araya gelmeye çekindi” dedi.
Yaşananların arkasında başka şahısların da olduğunu düşündüklerini ifade eden Aysel, “Ses kayıtlarından anladığımız kadarıyla kayyım sürecinde emniyetten doğru görev alan bu kişi, işe alımlarda kadın bedeni üzerinden bir uygulamaya yöneldi. Biz bir kişinin tek başına bu kadar rahat hareket edebileceğine de inanmıyoruz. Bunun bir zincirleme olduğunu düşünüyoruz. Belediye içerisinde birçok kadının bu muameleye tabi tutulduğuna inanıyoruz. Ses kayıtlarından da anlaşıldığı gibi kadını açlıkla terbiye etme ve kendi bedeni üzerinden terbiye etme politikası uygulanıyor” diye konuştu.
‘Sonuna kadar sürecin takipçisi olacağız’
Türkiye’de sistematikleşen bu zihniyetin Kürdistan’da da var edilmeye çalışıldığını ifade eden Aysel, “Bu, Türkiye’nin her yerinde sistematikleşmeye ve normalleştirilmeye başlandı. Mardin’de de kayyım sürecinde bu tür vakayla karşılaştık. Her ne kadar yaşanan toplumsal ve farklı baskılar hayata geçirilse de ses kayıtları birçok şeyi açığa çıkarmıştır” ifadelerini kullandı.
Son olarak Mardinli kadınların bu süreci sonuna kadar takip edeceklerini vurgulayan Aysel, “Biz kadın platformu olarak bunu basın açıklamasıyla dile getirdik. Diyarbakır’daki kadınlar ve avukatlar ile suç duyurusunda bulunduk. Bu olayın takipçisiyiz ve takipçisi olmaya devam edeceğiz. Suç duyurusunda bulunduktan sonra savcılık da hemen harekete geçti. Bu şahıs hakkında kamu davası açıldığını ve olayın savcılığa intikal ettiğini öğrendik. Ama sonuç ne olursa olsun bu şahsın ve bunun gibi zihniyetlerin takipçisi olacağız. Bu anlamda Mardin’de biz kadınlar olarak bunun daimi takipçisi olacağız” dedi.
İddianame kabul edildikten sonra dava başlayacak
Kadınların yaptığı suç duyurusunun ardından gelişen hukuki süreci de değerlendiren Aysel, şöyle dedi: “Kent A.Ş de yaşanan Ercan U. olayı ile ilgili Savcılık Asliye Ceza’da davayı TCK 102/1 ve 103 maddelerinden (Sarkıntılık) açtı. Dosya şu anda 1. Asliye Ceza’da ve iddianame değerlendirme aşamasında olmasından kaynaklı henüz dava açılmadı. Mahkemenin iddianameyi kabul etmesi ardından yargılama süreci başlamış olacak. Biz kadınlar olarak TCK 105 (cinsel tacizden), görevi kötüye kullanmadan ve fuhuştan açılması yönünde suç duyurusunda bulunduk.”