‘Hükümet de biliyor ki çözümden başka bir çaresi kalmamıştır’

  • 09:05 22 Mayıs 2019
  • Güncel
AĞRI - Patnos L Tipi Cezaevi’nde açlık grevinde olan tutsakların aileleri, durumlarının kritik olduğuna işaret ederek, “Bize asıl zulüm yapanlar sessiz kalanlardır. Hükümet de biliyor ki çözümden başka bir çaresi kalmamıştır. Türkiye’deki halkların nefes alabilmesi için tecridin kalkması gerekiyor” dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle 8 Kasım 2018 tarihinden bu yana açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in eylemi 196’ncı gününde. Leyla öncülüğünde tutsakların sürdürdüğü açlık grevi eylemi ve ölüm oruçları da kritik aşamada. Patnos L Tipi Cezaevi’nde bulunan tutsaklardan 147’si süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde. Tutsakların görüşüne giden aileler, cezaevinin durumu ile ilgili bilgi verdi. Aileler, yetkililere “Çocuklarımız ölüyor” diye seslendi. 
 
‘Halkların nefes alabilmesi için tecrit kalkmalıdır’
 
3 aydır açlık grevinde olan Yusuf Çapar’ın annesi Remziye Çapar, görüş için Malazgirt’ten geldiğini belirterek, “Durumu kötüydü. Fazlasıyla kilo vermiş ama çok moralliydi. Çünkü onları ayakta tutan direniştir. Biz onlardan güç alıyoruz. Biz inanıyoruz ki onların direnişi sonuç alacaktır. Annelere yönelik saldırılarla bizim sesimizi kısmaya çalışıyorlar ama susmayacağız. Onlar kafamızı koparsalar da biz davamızdan ve barış talebimizden vazgeçmeyeceğiz. Hükümetin de tecridi kaldırmaya ihtiyacı var. Toplumsal tepki büyüyor ve hükümet de biliyor ki çözümden başka bir çaresi kalmamıştır. Türkiye’de bulunan halkların nefes alabilmesi için tecridin kalkması gerekir. Saldırmak çözüm değil. Saldırılar şiddetlendiği zaman direniş ateşlenir. İnançlıyız ve kazanacağız" dedi. 
 
‘Oğlumu gördüğümde tanıyamadım’
 
6 aydır açlık grevinde olan Umut Çamlıbel'in annesi Hatice Çamlıbel de, çocukları ile beraber sonuna kadar mücadele edeceklerini vurgulayarak, “Oğlum, 4 yıl önce de aynı taleple 62 gün açlık grevinde kaldı. Görüşüne gitmek için geldim. Gördüğümde tanıyamadım. Durumu çok kötüydü ama ona rağmen onlar bize moral veriyor. Ben buradan herkese sesleniyorum; annelerle el ele verin tecride karşı durun. Barış için direnmekten başka çaremiz yok. Şuanda bize asıl zulmü yapanlar sessiz kalanlardır. Çocuklarımız iradeli ve moralliler. Direnişleri büyük bir kararlılık ve azimle sürüyor. Amaçlarına ulaşana dek direnmeye devam edecekler. Zafer bizim olacaktır" diye konuştu. 
 
'Bedenler eriyor, insanlık ölüyor'
 
Sebre Çatak ise, zulüm karşısındaki sessizliğin kabul edilir olmadığını dile getirerek, şunları dile getirdi: “Şuanda Kürtlere uygulanan bu zulmün dünyada hiç bir örneği yoktur. Bu zulüm karşısında ses olmak onurlu bir duruştur. Özellikle annelerin ve kadınların bu zulüm karşısında sağır ve dilsiz kalmamaları gerekir. Bedenler eriyor, insanlık ölüyor. Direnişi büyütmeliyiz. Barış ve demokrasiden yana olan herkese çağrımdır, sessiz kalmayın direnişlere ses verin."