'Umudunu yitirmeyenler, direnenler mutlaka başaracaktır'

  • 09:04 20 Mayıs 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - 1 Mart tarihinde açlık grevine başlayan tutsak Hamza Yıldız gönderdiği mektubunda, “Bu sessizlik utanç vericidir. Zindanlarda dalgalanan direniş bayrağını sizler de dalgalandırın. Umudunu yitirmeyenler, direnenler mutlaka başaracaktır” dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi 194’üncü gününde. Aynı taleple açlık grevine başlayan 7 bin tutsağın eylemi sürerken 300’ü aşkın tutsak kritik eşiği aşmış durumda. 1999 Silvan doğumlu Hamza Yıldız açlık grevini 77’nci gününde Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde sürdürüyor. Hamza ailesine gönderdiği mektupta açlık grevlerine karşı toplumdaki sessizliğe dikkat çekti.
 
Hamza’nın mektubu şu şekilde:
 
“Ey insanlık! Sen insanların özgürlük, adalet, eşitlik için bedenlerini ölüme yatırdıklarını duymuyor musun? Gencecik bedenlerini kendileri için değil, insanlık için ölüme yatırdılar. Çocukların kirlenmemiş ruhları, zihinleri ve bedenleri için faşizme karşı bedenlerini ölüme yatırdılar. Sizler de elinizi vicdanınıza koyun, kulak verin. İmralı tabuthanesinde insanlığa sığmayan ağır işkenceler uygulanıyor. Bu, vahşettir. Bir insan aileden, avukattan, televizyondan, radyodan, tüm haklarından her şeyden yoksun yaşayabilir mi? Şimdi sizler söyleyin, empati kurun yaşayabilir misiniz? Bu insanların isteği sadece bu şartların yerine getirilmesidir. Talep edilen haklar hukukidir ve her tutuklu ve hükümlü bu haklara sahiptir. Bizler de kendi koydukları bu yasalara uymaları için bu tarihi direnişte yerimizi aldık ve direniyoruz.
 
Tek istediğimiz budur. Kanın durması, şiddetin bitmesi, herkesin huzur içerisinde yaşaması için sizler de tarihi direnişimize ses verin. Direnişçi bir toplum olan bizlere bu sessizlik hiç yakışmıyor. Evlatlarınız, arkadaşlarınız, kardeşleriniz bedenlerini ölüme yatırmışlar. Bu insanlar zindanlara girmeden önce sizlerle beraberdiler. Sessiz kalmayın. Bu sessizlik utanç vericidir.
 
‘Analarımıza sahip çıkın’
 
8 yoldaşımız şehit düştü. Tutsaklar her geçen gün ölüme yaklaşıyorlar. Organlarda ciddi ve kalıcı hasarlar var. Artık eskisi gibi sağlıklarına kavuşamayacaklar. Zindanlarda dalgalanan direniş bayrağını sizler de dalgalandırın. En büyük güç insanın kendisidir. ‘Ben ses çıkarsam ne olur, ses çıkarmasam ne olur’ demeyin. Sesinizi çıkarırsanız çok şey olur. Her yerde analarımız faşizmin tüm saldırılarına karşı direniyor. Analarımıza işkence ediyorlar ama iradelerini kıramıyorlar. Sizler de analarımıza sahip çıkın. Analara yapılan işkencenin mücadele sebebiniz olması gerekir. Yapılan bu saldırılara sessiz kalmak saldıranla bir olmak, onu desteklemek demektir.
 
‘Leyla artık direnişin adıdır’
 
Leyla Güven yoldaşımız 3 mevsimdir direniyor. Bu vahşete karşı kendisi sorumlu görüp süresiz dönüşümsüz açlık grevine girerek bu sürecin öncüsü oldu. Leyla artık direnişin adıdır. Leyla ana o kadar insanı bir araya getirmişse bizim de buna sahip çıkmamız gerekiyor. Bir ana bunu yapıyorsa gençlerin dünyayı ayağa kaldırması gerekiyor. Genç dinamik olur. Bu sessizlik gençliğe hiç yakışmıyor. Şahadete sessiz kalırsak tarih karşısında hesabını ödeyemeyiz. Tarihe lanetli olarak geçmemek için bizler de elimizi taşın altına koymalıyız. Sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.
 
‘Umutluyuz, haklıyız ve insanız’
 
Türk medyası 8 yoldaşımızın şehit düşmesini, 7 bin insanın açlık grevinde olmasını, 30 yoldaşımızın ölüm orucuna girmesini, Leyla Güven’in direnişini milletvekili olmasına rağmen göstermediler. Şahadetleri bile normal görüyorlar. Bizim toplumumuz bu değil. Toplumun kendine gelmesi gerekiyor. Her gün evlatları ölüyor, buna sessiz kalamazlar. Vicdanlarını dinlerler başkalarını dinlemezler. Zindandaki yoldaşlar büyük kararlılıkla, inançla, bağlılıkla mücadelelerini sürdürüyorlar. Umutluyuz, haklıyız ve insanız. Umudunu yitirmeyenler, direnenler mutlaka başaracaktır.Selam ve saygılarımla.”