
'Hükümet şunu görmeli; bu direnişi kırabilecek güç yok'
- 07:25 31 Mart 2019
- Güncel
Beritan Canözer
DİYARBAKIR - Açlık grevi eylemlerini hiçbir gücün sekteye uğratamayacağının altını çizen HDP’li Dersim Dağ, direnişin gün be gün yayıldığını belirtti. Dersim, “Hükümetin şunu da görmesi önemlidir; bu direniş büyüyor ve her yerde karşılık buluyor. Bu direnişi kırabilecek bir güç yok” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’in PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle 8 Kasım 2018’de başlatmış olduğu açlık grevi 144’üncü gününde devam ediyor. HDP milletvekili Dersim Dağ da aynı taleple 3 Mart’tan bu yana Diyarbakır’daki parti binasında açlık grevi eyleminde. Dersim, kritik evreyi aşan açlık grevi eylemlerini ve hükümetin sessizliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Müzakere yolunun açılması gerekiyor’
“Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan 2 yılı aşkın süredir ağırlaştırılmış tecrit altındadır” diyen Dersim, Leyla Güven’in de bu tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevi eylemine başladığını hatırlattı. Leyla’nın başlattığı açlık grevi eyleminin dalga dalga yayıldığını belirten Dersim, tüm dünyanın açlık grevlerini konuştuğunu dile getirdi. Ortadoğu’daki kaosun sona ermesi için tecridin kalkması gerektiğine işaret eden Dersim, “Müzakere yolunun biran önce açılması gerekiyor. Leyla Güven de bunun bilincinde olan bir Kürt kadını olarak bedenini açlık grevine yatırdı. Sayın Leyla Güven’in taleplerinin karşılık bulması için biz de aynı taleplerle açlık grevi eylemine başladık” dedi.
‘Halkların direnmekten başka şansı yok’
Kürt halkı üzerinden savaş politikalarının yürütüldüğüne işaret eden Dersim, “Bu politikalara karşı topyekûn direnmek gerekiyor” diye belirtti. Barış ve demokrasi taleplerinin artması gerektiğini vurgulayan Dersim, bu taleplerin yalnızca Kürt halkının değil, tüm halkların yararına olduğunun altını çizdi. Bu günlere direnerek geldiklerini kaydeden Dersim, “Sonuç alıncaya kadar mücadelemizi gün be gün büyüteceğiz. Kürt halkının, hatta Türkiye halklarının direnmekten ve itiraz etmekten başka şansı yok” ifadelerini kullandı.
‘Bu ülkeyi kaostan çıkarabilecek tek kişi Sayın Öcalan’dır’
Müzakere sürecini anımsatan Dersim, “Az da olsa ölümler durmuş, beraber yaşamamız gerektiği ve buna bir engel olmadığı gerçekliği kabul görmeye başlamıştı. Bunun esas alınarak yeniden masaya oturulması gerekir. Sayın Öcalan ile görüşülmesini ve önerilerinin dinlenmesini istiyoruz. Bu ülkeyi kaostan çıkarabilecek tek kişi Sayın Öcalan’dır” dedi.
‘Bu direnişi kırabilecek bir güç'
“Yetkililer savaş dilinden uzaklaşmalı ve çözüm üretmeli” diyen Dersim, açlık grevi eylemlerinin kritik aşamayı geçtiğini vurguladı. Tecride karşı 4 kişinin yaşamına son verdiğini kaydeden Dersim, başka ölümler yaşanmadan hükümetin talepleri dikkate alması gerektiğine değindi. Kirli politikalardan uzaklaşılması gerektiğini de söyleyen Dersim, şöyle dedi: “Hükümet hala açlık grevi direnişlerini kırabileceklerini düşünüyor. Fakat Leyla Güven ve hiçbir tutsak talepler karşılanmadan geri adım atmayacaktır. Keza bunu 144 gündür eylemlerini tereddütsüz devam ettirmelerinden anlayabiliyoruz. Kirli politikalar üzerinden siyaset yapmayı bırakmaları gerekiyor. Hükümetin şunu da görmesi önemlidir; bu direniş büyüyor ve her yerde karşılık buluyor. Bu direnişi kırabilecek bir güç yok.”
‘Bu güne kadar direnerek kazandık’
1980 darbesi sonrası cezaevlerinde yaşanan ölüm oruçlarını hatırlatan Dersim, “O süreçte başka yol bırakmayan iktidara ve cezaevi yönetiminin zulmüne karşı arkadaşlarımız bedenlerini açlık grevlerini yatırmışlardı. Evet, sonucu güzel oldu fakat 80 yılında yaşadığımız kayıpları yaşamak istemiyoruz. Daha başka kimse yaşamını yitirmeden bu direnişe cevap olunsun istiyoruz. Hiçbir güç bu direnişi sekteye uğratamaz” diyerek hükümete çağrıda bulundu.
Dersim, açlık grevi eylemlerinin kadın öncülüğünde başlatıldığını belirterek, konuşmasına şöyle devam etti: “Direnişin bir kadın şahsında başlatılmış olması ve şuan yüzlerce kadın yoldaşımızın bu direnişi büyütmesi çok değerli. Tecridi en çok hisseden kadınlar ve gençlerdir. Leyla Güven de özelde kadınların üzerindeki tecridi kırmak için bu sorumluluğu aldı. Ben de genç bir kadın olarak bu taleplerin haklı talepler olduğunu bilerek bu direnişe katıldım. Bu direnişin içinde olmak moral veren bir his. Bu direnişi başarıya ulaştıracak olanlar da yine kadınlar ve gençler olacaktır. Bu güne kadar direnerek kazandık, direnerek de kazanacağız.”