Cenazelerin kaçırılmasına öfke: Hakkımızda ferman da çıkarılsa vazgeçmeyeceğiz

  • 09:21 26 Mart 2019
  • Güncel
Safiye Alağaş
 
İSTANBUL - Açlık grevlerine destek için İstanbul Newrozu’na katılan kadınlar, cenazelere yönelik uygulamalara duydukları büyük öfkeyi dile getirdi. “Cenazelerimizden dahi korkuyorlar” diyen kadınlar, “Dün 8 Mart, bugün Newroz alanı, yarın 31 Mart’ta direnişi sahiplendiğimizi göstereceğiz. Hakkımızda ferman da çıkarsa Erdoğan’a oy vermeyeceğiz” dedi.
 
"Mutlaka kazanacağız, tecridi kıracağız" sloganıyla Bakırköy Pazar alanında kutlanan İstanbul Newrozu, yüzbinlere ev sahipliği yaptı. Newroz’a katılan halk, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinde olan eylemcilerin talebini tek yürekle sahiplendi.
 
‘Artık Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü istiyoruz’ 
 
Nahide Çelik, tecride karşı cezaevinde yaşamına son veren tutsaklara dikkat çekerek, “Dünyanın her yerinde tecrit protesto ediliyor. Biz artık Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü istiyoruz. Bizim de herkes gibi kimliğimiz, dilimiz, kendimize ait kültürümüz var. Bunların hiçbirini yaşayamıyoruz. Kürtleri durmadan tutukluyorlar. Bu mu adalet? Nereye kadar böyle gidecek?” diye sordu. 
 
‘Erdoğan faşizmini yıkacağız’ 
 
Tecridin kaldırılması gerektiğini vurgulayan Melike Özer, “Çocuklarımız için, Leyla Güven için herkes ayağa kalkmalıdır. Bu bedelleri sadece açlık grevinde olan çocuklarımız değil bütün Kürt halkı ödüyor. Sayın Öcalan’ın artık özgür olmasını istiyoruz. Artık mücadelemiz, talebimiz bu temeldedir. Bütün Kürt halkı şehitlerine sahip çıksın. Er ya da geç kazanacağız. Erdoğan diktatörlüğünü faşizmini yıkacağız” diye konuştu. 
 
‘Artık tecride son verilsin’ 
 
Newroz’un kutsal bir gün olduğunu ifade eden Naile Ergül de, şunları vurguladı: “Newroz gününde bütün direnen Kürtlere selam gönderiyorum. Özelde açlık grevinde olanlara. Ben bu ülkeye barış huzur gelmesini istiyorum. Tecridin kaldırılmasını istiyorum.”
 
‘Yaşamayı en çok onlar hak ediyor’
 
Ölümlerin durmasının tek yolunun tecridin kaldırılması olduğunu kaydeden Cemael Eser, “Tecrit kaldırılırsa barışın yolu açılır. Her gün cezaevlerinden cenazelerimiz çıkıyor. Onlar yaşamı sevmiyor mu? Yaşamak istemiyorlar mı? Asıl yaşamı en çok onlar seviyor. Yaşamayı en çok onlar hak ediyor. Bütün Kürtlerin ayağa kalkması gerekiyor. Açlık grevinde direnen çocuklarımız için ‘artık yeter’ demeliyiz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Herkes elinden ne geliyorsa yapmalı’
 
“Onlar cezaevinde dört duvar arasında olduğu halde bu haksızlığı kabul etmiyorlar. Biz dışarıdaki insanlar her şeyimizle onlara destek olmalıyız” diyen Zeynep Yılmaz, Newroz alanında olmasının tek sebebinin açlık grevleri olduğunu söyledi. Herkesin bulunduğu yerde elinden ne geliyorsa yapması ve sesini yükseltmesi gerektiğini vurgulayan Zeynep, “Tutsaklar Sayın Öcalan için bir şeyler yapıyorsa bizler de onlar için bir şeyler yapabiliriz. Önümüzde seçim var. Artık bunlara bir ‘hayır’ dememiz lazım. Bizim mezarlarımıza, ölülerimize zarar veriyorlar. Daha ne yapacaklar? Ben Kürt özgürlük mücadelesinde kardeşimi yitirdim. Böyle bir insanın ablası olmak bana gurur veriyor. Bizler direnenlerle gurur duyup bu direnişe sahip çıkmalıyız” dedi.  
 
‘Bu devlet cenazemizden korkuyor’
 
Yaşamına son veren tutsakların cenazelerine yapılan işkenceyi hatırlatan Nimet Tuha, “Bu devlet cenazemizden korkuyor. İnsanların ölümünden korkan devletten ne bekleyeceğiz? Müslümanlıktan bahsediyorlar ama yaptıklarının imanla bir alakası yok” diye belirtti.  
 
Kevok Turan, tecridin kadına yönelik şiddetle de bağlantılı olduğunu belirterek, “Kadınların birbirine destek olup bu vahşeti bu tecridi kırması gerekiyor. Talebimiz tecridin kalkmasıdır” dedi.  5 yakınını savaşta yitirdiğini belirten ve gözyaşlarını tutamayarak konuşan bir katılımcı da, “Ne söyleyeyim. Mecburiyetten geldim. Hiçbir şey söyleyemiyorum. 5 şehidim var. Ben onları Allah’a havale ettim. Hakkımızı yerde bırakmasın. Biz hem canımızdan malımızdan her şeyimizden oluyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Dün direndik, bugün de direniyoruz’
 
Suriye’deki savaş nedeniyle Türkiye’ye gelen Heseyne Sülün, şunları dile getirdi:  “Türkiye devleti Efrîn’de insanların evini yaktı, yıktı. Bugün Efrîn, halkın elinde değil. Efrîn bizim yüreğimizde kor bir ateş olmuş durumda. Bir Kürdistan davamız var. Yıllardır onun için mücadele ediyoruz, ölüyoruz. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kalkması için mücadele ediyoruz. Bu mücadele devam ediyor. Dün direndik, bugün de direniyoruz. Efrîn’de hala bir direniş var. Biz Efrin’den vazgeçmedik” dedi. 
 
‘Tecrit kalkarsa bu ülkeye özgürlük gelir’
 
Abdullah Öcalan özgür olmadığı sürece barışın olmayacağını ifade eden Filiz Erdem de, şunlara dikkat çekti: “Artık cenazelerimizi de vermiyorlar. Özgürlüğümüzü elde etmediğimiz sürece biz esiriz. Biz esareti istemiyoruz. Ayten Beçet’in cenazesi gelmişti. Adli Tıp önüne gittik. Cenazeyi kaçırdılar. Cenazemizi defnetmemize dahi izin vermiyorlar. Bu insanlık değildir. Ancak tecrit kalkarsa bu ülkeye özgürlük gelir.”
 
‘Bu tecridi kıracağız’
 
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutsak bulunan gazeteci Hicran Ürün’ün kardeşi Gizem Ürün, Hicran’ın 1 Mart’tan bu yana açlık grevinde olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Tüm tutsakların talebi tecridin kaldırılmasıdır. Bu yolda cezaevlerinden cenazeler çıktı. Talepleri haklı taleplerdir. Kabul görene kadar direnişten vaz geçmeyeceklerini iletiyorlar. Sahiplenilmek istiyorlar. Daha fazla seslerinin duyulmasını istiyorlar. Tecridi kırmak Kürt halkı için çok önemli. Biz de bu direnişi sahipleniyoruz. Bu direniş Kürt halkı üzerinde bir sorumluluktur ve biz sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Dün 8 Mart’ta alanındaydık, bugün Newroz alandayız yarın 31 Mart’ta direnişi sahiplendiğimizi göstereceğiz. Bu tecridi kıracağız.” 
 
‘Dünyada böyle bir zulüm yok’
 
Sevdet Sadıkoğlu, bütün dünya halklarına seslenerek, “4 tane canımızı yitirdik. Hiç görmüyorlar mı? Düşünmüyorlar mı? İnsan değiller mi? Bu zulüm karşısında nasıl sessiz kalabiliyorlar? Cenazelerimizi dahi kaldıramıyoruz. Dünyada böyle bir zulüm yok. Milyonların bu cenazelere, direnişe sahip çıktığını biliyorlar bu yüzden bu zulüm” dedi. 
 
‘Ölülerimizden korkuyorlar, bizden nasıl korkmayacaklar’
 
Tecridin mutlaka kırılması gerektiğini dile getiren Gülbahar Şaşmaz, “Bizim cenazelerimizi onların gömmeye hakkı yok. Ölülerimizden korkuyorlar, mezarlarından çıkarıyorlar, bizden nasıl korkmayacaklar? Bizim tek talebimiz barıştır. Cezaevlerinin kapıları açılsın artık” dedi. 
 
“İnanıyorum ki yakın zamanda başarı bizimdir. Kimsenin bundan şüphesi olmasın. Ölülerimizden korkuyorlarsa demek ki başarı yakındır” diyen Gülzerin Tok, iktidarın din üzerinden siyaset yaptığını ancak tüm uygulamalarının zalimane olduğunu ifade etti. 
 
‘Hakkımızda ferman da çıkarsa Erdoğan’a oy vermeyeceğiz’
 
Tecridin kalkmasını isteyen Hamdiye Akgül ise, “Böyle giderse bizler de açlık grevine gireceğiz. Çünkü bize başka yol bırakmadılar. Bu sorun hepimizin sorunu. Hakkımızda ferman da çıkarsa Erdoğan’a oy vermeyeceğiz. Dilimizden, kimliğimizden, Öcalan’ın özgürlüğünden vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.