VAN - Almanya’dan Türkiye ye gelen IPPNW heyetinde yer alan Elke Schrage, Ortadoğu halklarının özgürlüğünün Kürt hareketinin verdiği mücadele ile mümkün olacağına vurgu yaparak, “Bu da tecridin son bulması ile mümkün olacaktır. Ortadoğu’daki kaosun son bulması için Kürtler üzerindeki tecridin son bulması gerekir” dedi.

 

Almanya’dan bölgedeki Newroz kutlamalarına gözlemci olarak katılmak için gelen Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler Organizasyonu (IPPNW) Heyeti, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve buna karşı başlatılan açlık grevlerine ilişkin gözlem ve değerlendirmelerini aktardı. 

 

‘Keyfi uygulamalar çok fazla artmış durumda’ 

 

Pedagog Sigrid Ebritsch, en son 2000’li yıllarda Van’a geldiğini belirterek, “20 yıldır Türkiye’ye geliyorum. O zamanlar bölgede Olağanüstü Hal (OHAL) vardı daha sonra barış müzakerelerinin olduğu dönemlerde de Van’a geldim. 2015 yılında itibaren maalesef Türkiye’de hak ihlalleri ile temel insan hakları alanlarında kritik bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Keyfi uygulamalar yaşanmaktadır. Hukuk yerine keyfi uygulamalar çok fazla artmış bulunuyor. Bunun daha da kötüleştiğini düşünüyorum” dedi. 

 

‘Tecrit işkencedir’

 

Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit politikasını değerlendiren Sigrit, “Tecrit kuşkusuz bir işkencedir. Tecrit olmamalıdır. Tecridin kalkması en doğal hak ve taleptir. Kuşkusuz Kürt toplumu da yaşanan tecrit karşısında kendisini tecrit edilmiş gibi hissediyor. Bir doktor olarak bu tecridin kalkması için yapılan açlık grevinin ölümle sonuçlanabilme ihtimali beni kaygılandırıyor” ifadelerini kullandı. 

 

‘Barış sürecinin bozulmuş olması üzücü’

 

Diyalog yollarının tekrar açılmasını umut ettiğini dile getiren Sigrit, son olarak şunları belirtti: “Kürt halkının barış sürecinin başarılı olmasını çok arzuluyordum. Hala da arzuluyorum. Bu şekilde bozulmuş olmasına üzülüyorum. Ama umuyorum ki gençler ve yeni nesiller barışı görebilecek.”

 

‘Dünya genelinde sağcı ve muhafazakar eğilim hızla yükseliyor’

 

Jinekolog Elke Schrage de, bölgede yaşanan hak ihlallerine karşı batı dünyasının sessiz kaldığını kaydederek, dünya genelinde sağcı ve muhafazakâr eğilimlerin hızla yükseldiğine dikkat çekti. Türkiye’de de Kürt sorunu bağlamında yükselen bir milliyetçi dalgasının var olduğunu belirten Elke, “Batılı devletler insan hakları konusunda yeterli çaba göstermiyorlar. Çifte standart uygulanıyor. Türkiye’de demokratik adımlar çok zayıf. Dünya çapında da daha milliyetçi daha ayırımcı bir çizgi yükseliyor. Kürtler ülkede ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyor. Kürt meselesi ancak sosyal hakların tanınması ile çözülebilir” diye konuştu.  

 

‘Ortadoğu’nun özgürlüğü Kürt özgürlük mücadelesiyle mümkündür’ 

 

Ortadoğu halklarının özgürlüğünün Kürt hareketinin verdiği mücadele ile mümkün olacağına vurgu yapan Elke, “Bu da tecridin son bulması ile mümkün olacaktır. Ortadoğu’daki kaosun son bulması için Kürtlere yönelik tecridin son bulması gerekir. Demokratik ve barışçıl yollarla çözüm mümkündür. Kürtlerin sınırlarla bir sorunu yok. Esas olarak büyük devletler sınırları değiştirmek istiyor. Ancak Kürtlerin böyle bir sorunu yok. Kürt hareketini, ekolojik, feminist ve barışçıl bir hareket olarak görüyorum” dedi.