
Pervin Buldan: Arkadaşlarımızı yaşatmak boynumuzun borcudur
- 16:35 24 Mart 2019
- Güncel
İSTANBUL - Bakırköy Pazar alanında kutlanan Newroz'da konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Bizi yok sayanlara bugün tecridin karşısında bedenini ölme yatıran arkadaşlarımıza sessiz kalanlara ders vereceğiz. Arkadaşlarımızı yaşatmak bizlerin boynumuzun borcudur. Barışa giden yol 31 Mart'tan geçecek" dedi.
Bakırköy Pazar Alanı'nda "Mutlaka kazanacağız, tecridi kıracağız" sloganıyla başlayan Newroz kutlaması konuşmalarla devam ediyor. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, burada yatığı konuşmasına "Newroz kutlu olsun" diyerek başladı. "Faşizmin zulmedenin karşısında dimdik ayaktayız" diyen Sedat, "Zalimlere boyun eğmedik umudumuz ayakta. Bizler milyonlar İstanbul, Amed ile Türkiye ve Kürdistan dört bir yanında kol kola omuz omuzayız. Çünkü bizler emeğin onuruna sahip çıkanlarız. Bizler yenilmeyiz, yenilmeyeceğimizi her yerde gösterdik bu Newroz'da da gösteriyoruz. Mutlaka kazanacağız. Büyük Newroz yürüyüşü bu" dedi.
Ardından alana yoğun sevgi gösterisi eşliğinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan geldi. Sahneye çıkarak alana gelen kitlenin Newroz'unu kutlayarak sözlerine başlayan Pervin, alandakiler sloganlar ve alkışlarla eşlik etti. Pervin'in konuşması sık sık sloganlarla kesildi.
'Bir bahçede hep aynı çiçek olmaz'
"Merhaba İstanbul, merhaba gençler, kadınlar, hoş geldiniz. Sevgili halkımız Newroz pîroz be" diyen Pervin'in konuşmasından satırbaşları ise şöyle:
"Yaşar Kemal ne demiş? Bir bahçede hep aynı çiçek olmaz. Hep aynı çiçek olursa hiç güzel olmaz. O bahçede tüm renkleri ve farklı kokularıyla çiçekler kalsın. İşte İstanbul farklı renk, kimlik ve sesiyle kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla, Türküyle, Kürdüyle bu meydanda bir arada. Hepiniz baş göz üstüne geldiniz. Halay ve horonlarımız bugün bir arada. Sizlere Amed'den binlerce selam getirdim. Sizlere Leyla Güven'den selam getirdim. Bugün cezaevlerinde olan tüm yoldaşlarımızın selamını getirdim. Newroz halkların özgürlük ve barışı paylaştığı ve haykırdığı bir gündür. Bu irade Amed Newroz'unda açığa çıktı. Tam da şimdi zamanı olduğu gibi haykırdılar. 1 Kasım ve 24 Haziran'da olduğu gibi 31 Mart'ta kendisini bir kez daha gösterecek. Milyonlara söz veriyorum. Berkinlerin, Kemal Korkutların hayalindeki özgürlük ülkesini faşizme inat hep birlikte yaratacağız. Bizler kutuplaşmaya değil kucaklaşmaya, nefret değil sevgiye, esarete değil özgürlük ve bu ülkede yaratılmak istenen faşizme karşı 31 Mart tarihinde sandıklara giderken geleceğimiz için mutlaka özgür bir Türkiye'de yaşayacağımızı ispat edeceğiz. Tarih boyunca zafer hep direnenlerin olmuştur. Mazlumun ahı, indirir şahı ezilenler olarak, bu ülkede her gün öldürülen kadınlar olarak, toprağın altına düşen gençler olarak geleceğimiz için mutlaka ama mutlaka 31 Mart tarihinde büyük bir ders vereceğiz.
'Dini AKP'den öğrenmedik'
Leyla Güven 137 gündür açlık grevinde. Bu ülkede barışın demokrasinin adaletin ve hukukun bir arada yaşamanın temel gerekçesi tecridin kaldırılması için bedenini açlık grevine yatırmış olan Leyla Güven ve tüm arkadaşlarımıza selam olsun. 3 gündür iki ayrı cezaevinde kadın tutuklular yaşamlarına son verdiler. Dün Ayten Beçet, bugün Oltu Cezaevi'nde Zehra Sağlam yaşamlarına son verdiler. Ve bugün bize 'dinsiz imansız' diyenler bu her iki kadının cenazesinin gömülmesine müsaade etmediler. Cenazeler kaçırılarak gece yarısı toprağa verildi. Dini siyasetlerine alet edenler insanların gömülmelerini bile engellediler. HDP'ye 'dinsiz imansız, terörist' diyorlar. Biz ne dini, ne imanı, ne Kuranı ne de ettiğimiz duaları Recep Tayyip Erdoğan'dan öğrenmedik. Dini asla siyasete alet etmedik ve dini AKP'den öğrenmedik. Ellerinde olan tek malzeme HDP. HDP'ye saldırmaktan başka ellerinden tek bir şey olmayan AKP 31 Mart'ta halkımızın dersiyle karşılaşacaklar.
'Seçimin kaderini belirleyecek kilit partiyiz'
Buraya Amed'in yanı sıra Hakkari Şırnak'tan da selamlar getirdim. Her yerde aynı coşku moral var. Oralarda halkımız kayyumların biletini kesmiş ve Ankara'ya göndermiş. Buralara gelmenize gerek yok. Batıya gidin ve faşizme asla geçit vermeyin. Bunu da İstanbul'da yaparsınız dediler. İstanbul'da kazanan Türkiye'de kaybeder. Büyükşehirde aday çıkarmayarak halkımızın talepleri doğrultusunda demokratik güç birliğinin kazanmasını istedik. Kime oy vereceğinizi çok iyi biliyorsunuz. Demokrasi güçlerinin nasıl desteklenmesi gerektiğini biliyorsunuz. Siyasi rant elde edenler, ormanları yok edip İstanbul'un ciğerini yok edenler, bu kente ihanet edenler HDP'nin oylarıyla gerekli cevabı alacaklar. Seçimin kaderini belirleyecek kilit bir partiyiz. Size isim vermiyorum, parti adı vermiyorum. Demokratik güç birliği diyorum. 'Memleket işi gönül işi' diyorlar ama onların gönlü çarpma çırpma işidir. En iyi yaptıkları iş budur. Bunu gönülden yapıyorlar sadece. Ders verme zamanı değil diyorlar ya oysa tam da ders verme zamanıdır. Faşizme kayyuma ders verme zamanıdır.
'Sandıkları koruma görevimiz var'
Bugün buraya hangi coşku ve ruhla geldiyseniz 31 Mart tarihinde de Newroz'un ruhuyla sandıklara gitmeniz çok önemlidir. Bir oy barışa, demokrasi, adalete ve Selahattin Demirtaş'a gider. O bir oy açlık grevlerindeki yoldaşlarımıza gider. Ancak su uyur, AKP uyumaz. Yalan ve talanlarıyla bu ülkeyi yönetenler bu oyuna yine başvuracaklardır. Sandıkları koruma ve insanlarımızı oylarını kullanmak için göreviniz olmalıdır. Böyle bir fırsatı heba edersek bundan sonraki dönemin daha karanlık olacağına kuşkunuz olmasın. Bizler barıştan, adaletten, hukuktan yana olanlar 31 Mart'ta büyük başarı ve zaferin elde edilmesine katkı sunabiliriz. İstanbul'da yaşayan halkımıza yürekten inanıyor ve güveniyorum.
'Barışa giden yol 31 Mart'tan geçecek'
Şuan 5 km. ilerimizde iki parti miting yapıyor. Onlara sandıklarda çıkacak sonuçlar neticesinde 'iki panpa bir arkadaş bir araya gelecek, bana her şey HDP'yi hatırlatıyor' şarkısını söyleyeceğiz. Her yerde HDP'nin bayrakları dalgalanacak. Onlara inat bunu başaracağız. Bizi yok sayanlara bugün tecridin karşısında bedenini ölme yatıran arkadaşlarımıza sessiz kalanlara ders vereceğiz. Tecrit bir insanlık suçudur ve mutlaka kalkmalıdır. Sayın Öcalan bu ülkenin barışına her zaman katkı sundu. Tecridi kaldırmamak barıştan mahrum olmak demektir. Arkadaşlarımızı yaşatmak bizlerin boynumuzun borcudur. Leyla Güven ve tüm arkadaşlarımız yaşayacak. Barışa giden yol 31 Mart'tan geçecek. Bu ülkede tüm halklar, barış isteyen herkes 31 Mart tarihinde kol kola halay çekecek. Allah yardımcımız olsun, Hızır yolumuzu açık etsin."
Pervin'in konuşması ardından Newroz kutlaması sanatçı Hivron'un şarkıları eşliğinde çekilen halaylarla son buldu.