Van'da gözaltında yaşanan işkence ve açlık grevleri için ortak açıklama

  • 15:21 19 Şubat 2019
  • Güncel
VAN - Gözlatına alınarak işkenceye maruz bırakılan çocuklar ve devam eden açlık grevlerine ilişkin yapılan ortak açıklamada, işkence olayının takipçisi olunacağı ve sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi. Açlık grevlerine ilişkin ise taleplerin yerine getirme sorumluluğunun iktidarda olduğu vurgulandı.
 
Van Barosu, Van’ın İpekyolu ilçesine bağlı Hacıbekir (Xoçort) Mahallesi’nde 15 Şubat’ta gözaltına alınan 3 çocuğun maruz kaldığı işkence ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili Leyla Güven'in, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı açlık grevine ilişkin Van- Hakkâri Tabip Odası, İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV) Van Temsilciliği, Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP), Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) Van Şubesi ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. 
 
Önce çocukların maruz bırakıldığı işkenceye ilişkin konuşan Van Barosu Başkanı Zülküf Uçar, suç duyurusunda bulunduklarını ifade ederek, sorumluların yargılanması için ellerinden geleni yapacaklarını dile getirdi. 
 
‘Dosyada gelişme yok’
 
Zülküf, Baro olarak komisyonlarla birlikte davaya dahil olduklarını ve Çocuk Şube Müdürlüğü’ne giderek ilk iş olarak gelişen işkence vakasının nerede yapıldığı noktasında tespitte bulunduklarını söyledi. Yaşanan olayın netleştirilmesinin ardından işkenceye ilişkin suç duyurusunda bulunduklarını ifade eden Zülküf, “Çocukların ifadelerinin hemen alınması için bir çaba içerisine girdik. Dosyayla ilgilenen savcı hafta sonu olması nedeniyle yerinde yoktu. Onun dışında nöbetçi olan savcıya ulaştık ve başsavcıyla irtibata geçerek durumu izah ettik. Elimizdeki deliller, fotoğraflar ve tuttuğumuz tutanağı nöbetçi savcıya verdik. Soruşturma dosyası açıldı. Bugün dosyayı kontrol ettiğimizde henüz bir gelişme olmadığını gördük. Soruşturma dosyasını da takip ediyoruz. Umarız savcılık hızlı bir şekilde dosyayı başlatır. Failler hakkında tutuklamaya yönelik tedbirleri alır. Ondan sonra derin yarayı bu şekilde telafi etmeye çalışır” dedi. 
 
‘Soruşturmanın kapatılmasına müsaade etmeyeceğiz’
 
Olayın işkence ve kötü muamele boyutuyla yakından ilgileneceklerinin altını çizen Zülküf, “Her gün soruşturma dosyasının nasıl bir ilerlemede olduğunu öğrenmeye çalışacağız. Bunun hiçbir şekilde üstünün örtülmesine müsaade etmeyecek bir çalışma içerisinde olacağız. Bu işkencenin, kötü muamelenin, soruşturmanın kapatılmasına sebep olacak adımlara müsaade etmeyeceğiz, karşılarında duracağız” ifadelerini kullandı. Çocukların ciddi bir psikolojik desteğe ihtiyacının olduğuna da kaydeden Zülküf, "Bu sabah itibariyle Aile Sağlık Müdürlüğü ile bir görüşme gerçekleştirdik. Kendilerine de çocuklar hakkında ayrıntılı bilgi verdik. Yakın tarihte onlara psikolojik destek verilmesi yönünde mutabık olduk. Çocukların bu psikolojik travmaları üzerlerinden atması gerekiyor" diye belirtti. 
 
‘Devletin işkence mantalitesi değişmeli’
 
İşkence mevzusunun bakanlık düzeyinden, kolluk görevlilerine kadar ciddi bir mantalite sorunu olduğunu sözlerine ekleyen Zülküf, şunları söyledi: “Siz suçu işleyip işlemediği kesin olmayan kişilere yönelik zor kullanıyorsunuz ve bu zoru işkenceye varan nitelikte yapıyorsunuz. Gevaş’ta da mantar toplamaya giden yurttaşlar olayında da benzer olay yaşandı. Burada önemli olan bu düşüncenin, o yaklaşımın değişmesidir.  Dolayısıyla siz bunu değiştirmezseniz bu işkence vakaları kesilmez ve sürekli hale gelmiş olur. Önemli olan devlet mantalitesinin, devletin suç işlediği iddia edilen kişilere bakış açısının değişmesi yönündedir. Hiç kimseye karşı işkenceye varacak şekilde kötü muamelede bulunamazsınız. Biz Baro olarak insanlığa karşı işlenen bu suçların karşısında durduk, bundan sonra da durmaya devam edeceğiz."
 
‘Açlık grevi eylemlerinin sayısı gün geçtikçe artıyor’
 
Daha sonra Leyla Güven ve açlık grevindeki diğer tutsaklar için hazırlanan ortak basın açıklaması okundu. Açıklama metnini okuyan Van Baro Başkan Yardımcısı Avukat Hamza Çiftçi, Leyla’nın açlık grevinin 104’üncü gününe girdiğini, cezaevlerindeki 321 tutsağın da Leyla Güven ile aynı talepte süresiz dönüşümsüz açlık grevine girdiğini hatırlattı. Hamza, “Bugüne kadar açlık grevlerinin sonlanması için iktidar ve yetkili kurumlar, eylemcilerin taleplerini yerine getirmeye ve tecridin kaldırmaya yönelik olarak herhangi bir adım atmamıştır. Bu nedenle süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemlerinin sayısı gün geçtikçe artmaktadır” dedi. 
 
Hamza, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Demokratik bir hukuk devletinden beklenen çözüme katkı sunmak adına diyalog kurmaya çalışan birey ve kurumlara katkı sağlayacak ortamların yaratılması, bağımsız gözlemci heyetlerin açlık grevindeki tutsaklara görüşmelerine olanak sağlanmasıdır. TTB tabip odaları gözetiminde, ilgili uzmanlardan oluşmuş bir heyetin açlık grevi eylemlerinin sağlık problemlerini yerinde tespit etme olanaklarını yaratılması için gerekli adımların atılmasıdır. 
 
‘Taleplerin yerine getirme sorumluluğu iktidarındır’
 
Siyasal iktidar  ve tüm yetkili kurumlar açlık grevlerini talebinin süreç daha tehlikeli bir noktaya evrilmeden değerlendirilmelidir. Leyla Güven’in başlattığı ve açlık grevine destek veren 321 tutsağın tek bir talebi vardır: O da, uygulanan tecridin kaldırılmasıdır.  Bu talebin yerine getirilme sorumluluğu şüphesiz iktidarındır. Taleplerin karşılamayıp süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olan eylemcilerin sağlık ve yaşam hakkında ortaya çıkacak üzücü sonuçlar elde etmeden yetkililerin harekete geçmesi gerekmektedir.”