'Cinsiyetçi, ırkçı ve dinci bir eğitim dönemini geride bıraktık'

  • 09:01 21 Ocak 2019
  • Güncel
İZMİR - Eğitim öğretim yılının ilk yarısını geride bırakan lise öğrencileri, eğitim sisteminin bilimden uzak, cinsiyetçi, dinci ve ırkçı müfredat ve uygulamalarla dolu olduğunu dile getirdi. 
 
Öğrenciler, 2018-2019 eğitim öğretim yılının ilk yarısını geride bırakırken, eğitim sisteminin eşitsiz ve cinsiyetçi uygulamalarla dolu olduğuna dikkat çekti. Okullarda, dizilerde anlatıldığı gibi imkanların olmadığına dikkat çeken öğrenciler, öğrenciler ve velilerin buna karşı sesini yükseltmesi çağrısı yaptı. 
 
'Öğrenci değil müşteriyiz'
 
Lise son sınıfta olan Elif Yerlikaya, eğitim sisteminin öğrencileri müşteri olarak gördüğünü, parasız olması gereken devlet okulunda her şeyin parayla olduğunu belirterek, beden eğitimi derslerinde kullanılan araçlardan staj defterlerine kadar birçok kaleme para alındığını ifade etti. Elif "Eğitime çok az bütçe veriliyor, geri kalan ihtiyaçları bizden almaya çalışıyorlar. Kantin fiyatlarına paramız yetmiyor. Ekonomik durum belli. Harçlıksız kalıyoruz. Zorla 'bağış' adı altında para alıyorlar, tam gün eğitim yapıyoruz yemekhaneler hem az veriyor hem de pahalı. Etkinliklerden fazla fazla para alınıyor" dedi.
 
'Üniversiteyi kazanabilmek için dershane veya özel okul şart'
 
Eğitimin ve öğretmenlerin niteliksiz olduğunu, müfredatın ve kitapların içeriklerinin gerici ve cinsiyetçi olduğunu ifade eden Elif, "Bizi özel okullara mecbur bırakıyorlar. Çünkü oradaki eğitim daha nitelikli. Devlet bütçeyi özel okullara aktarıyor. Üniversiteye gitmek için ya dershaneye ya da özel okula gitmemiz gerekiyor. Zaten meslek liselerine 11-12 sınıfta temel dersler verilmiyor" dedi.
 
'Sınav sistemi imam hatiplerinin önünü açıyor'
 
Son sınıf öğrencilerinden Melodi Zengin ise devletin imam hatip okullarının önünü açmak için sürekli müfredatı değiştirdiğini, sınavlarda kimya, biyoloji, felsefe sorularının azaltılıp din ve Türkçe sorularının arttırıldığını dile getirdi. Sürekli değişen sınav sisteminde neye çalışacaklarını bilmediklerini söyleyen Melodi, "Bize 'bir yıl boyunca kafanızı derse gömeceksiniz ve sosyal hayatınız olmayacak' ya da 'AKP'nin ucuz iş gücü olmaktan başka çareniz yok' deniliyor. En son sınav sistemi getirildiğinde intihar haberleri aldık. Bizden karşı gelmemiz istenmiyor. Bunun göstergesi Kadıköy'de liselileri işkenceyle gözaltına almalarıydı. Gençler aile, polis ve okul baskısı altında korkutuluyor. Ama biz böyle yaşanmayacağını biliyoruz, korkmuyoruz baskılar bizi yıldıramaz" şeklinde konuştu. 
 
'Okullarda cinsiyetçiliği, ırkçılığı ve eşitsizliği gördük'
 
Gençlik dizilerindeki gibi laboratuvarı olan, tiyatro ve spor salonu olan okullar hayal ettikleri halde gerçekte hiçbir fiziki koşulun yerinde olmadığını belirten Deniz Tüz de okullardın bilimsellikten uzaklaşarak siyasallaştığını ifade etti. İktidar destekçilerin ve ırkçıların okullarda korku ürettiğini dile getiren Deniz, "Kürt, kökeni farklı veya solcu arkadaşlarımızı baskı altına aldıklarını gördük. Burada biz eşitsizliği gördük aslında. Liseye başladığımda öğretmenin saçım ve kıyafetime bakarak 'arkadaşların hep erkek, sen tecavüze uğrarsın' dedi ve müdüre şikayet ettiler beni. Hocaları tarafından tecavüze uğramalarını meşru kılan bir sitem var burada. Öğrenci arkadaşlar susmayın, benim başın yanmasın diye yarın başkasına yapılacak. Baskılar sustukça daha çok artacak" diye belirtti.