
Tecridi neden en iyi kadınlar anlar?
- 09:05 20 Ocak 2019
- Güncel
VAN - Tarihte, erkek zihniyeti tarafından odalara kapatılan kadınların “komşularını görme, ailenle görüşme, dışarı çıkma, başını ört, ayıp, kapılarını kapat” sözleriyle ilk tecridi yaşadığını belirten TJA aktivisti Ayşe Gökkan, bu nedenle kadınların İmralı tecridini herkesten daha iyi anladığını söyledi. Ayşe, “Her koşulda mücadelemizi sürdürme sözü veriyoruz” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle 8 Kasım 2018 tarihinden bu yana Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in eylemi 74’üncü günde devam ediyor. Leyla’nın öncülüğünde başlatılan ve zamanla tüm cezaevlerine yayılan eyleme her gün yeni katılımlar ekleniyor.
Kamuoyundaki tepkilerin artması ile birlikte kardeşi Mehmet Öcalan, İmralı’da Abdullah Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirirken, tutsaklar talepleri yerine getirilinceye kadar eylemlerindeki kararlılığın altını bir kez daha çizdi.
‘Tecrit faşist bir sistem yöntemidir’
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayşe Gökkan, tutsakların açlık grevlerinin bitmediğini ve yayılarak devam ettiğini anımsatarak, “Devlet sistemi büyük bir yüz karalıkla devam ediyor. İnsanın en temel olan kanuni, ahlaki, vicdani ve hukuki hakları süresiz-dönüşümsüz açlık greviyle sağlanabiliyor. Bu ancak faşist bir sistem yöntemidir. AKP- MHP özelinde bu faşist uygulama, Türkiye halkları üzerinde sürdürülüyor. Türkiye’deki açlık grevleri, hukuki haklar için başlatılıyor ve aylarca süren bu süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde insan bedeni erimeye başladığı anda bir adım atılıyor” dedi.
‘15 dakikalık görüşmeyle tecrit kalkmış olmuyor’
Uzun süredir Abdullah Öcalan ile yapılamayan görüşmelerin Leyla ve tutsakların emeği ve mücadelesi sonucunda yapıldığına dikkat çeken Ayşe, “Bu özelde, kadının büyük bir direnişi sonucudur. Bizler bunun karşısında saygıyla eğiliyoruz. Tecrit, kadınların, halkların, toplumların, inanışların üzerinde sürdürülüyor. Bugünden sonra asla 15 dakikalık görüşmeyi tecrit kalkmış gibi gösterilmesine izin vermeyeceğiz. Bir görüşmeyle tecridin kalkmadığını, bitmediğini bir kez daha söylüyoruz. Kadın özgürlüğü, Kürt halkının statüsünün tanınması, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasıyla ancak çözülür” diye konuştu.
‘Tecrit bütün devletlerin alnında kara bir leke’
Tecridin özelde kadın üzerinde ağır bir şekilde sürdürüldüğünün altını çizen Ayşe, tecridi neden en iyi kadınların anladığını şöyle anlattı: “Kadınlar, erkek zihniyeti tarafından odalara kapatılarak ‘komşularını görme, ailenle görüşme, dışarı çıkma, başını ört, ayıp, kapılarını kapat’ sözleriyle ilk tecridi yaşadı. Bu nedenle kadınlar, İmralı tecridini herkesten çok daha iyi anlıyor. Bu bütün topluma yayılmış ve tecrit son bulana kadar her koşulda mücadelemizi sürdürme sözü veriyoruz. Tecrit ülkenin ayıbıdır, yüz karasıdır, kara bir leke olarak bütün devletlerin alınlarına yazılmış durumdadır.”