'Kayyım uygulamaları doğa talanına yol açtı'
- 13:19 12 Aralık 2024
- Siyaset
ANKARA - Bütçe görüşmelerinde konuşan DEM Parti Milletvekili Sabahat Erdoğan Sarıtaş, Kürdistan coğrafyasının doğasının dahi asimile edilmeye çalışıldığını belirterek, “Kayyım uygulamaları, yarattığı tüm toplumsal ve siyasal yıkımın yanı sıra, bölgede ekonomik yıkımı da hızlandırmış, önemli ölçüde doğa talanına yol açmıştır” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı kuruluşların bütçe görüşmelerinde konuşuyor.
‘HES projeleriyle bölge halkının sularını çaldınız’
Burada söz alan DEM Parti Sêrt Milletvekili Sabahat Erdoğan Sarıtaş, AKP’nin Kürdistan kentlerindeki çevre politikalarına dikkat çekti. Sabahat Erdoğan Sarıtaş, “AKP iktidarı döneminde doğa katledilmiş, doğal yaşam sermayeye ve şirketlere peşkeş çekilmiştir. Özellikle bölge kentlerinde doğa katliamlarına devlet seyirci kalmanın ötesinde, doğa katliamcılarının önünü açan uygulamalarla bölgedeki ekolojik yıkımı hızlandırmıştır. Birçok yerde doğanın bu iktidar eliyle rant uğruna talan edilmesine şahitlik ettik ve etmeye devam ediyoruz maalesef. Eşsiz bir doğal güzelliğe sahip olan Van Gölü ve onu besleyen akarsular, üzerlerindeki barajlar ve kirlilik nedeniyle büyük bir tehdit altındadır. Yine Siirt’te, nerede bir akarsu varsa HES ve baraj projeleri kesintisiz bir şekilde sürmekte; Siirt suları halkların kullanımından çalınıp doğasına zarar vererek sermayeye hapsedilmektedir. Siirt’in Botan Vadisi ve içinden geçen Botan Çayı üzerinde 15 HES projesi bulunmaktadır ve bu projelere eklenmek istenen yeni projeler, bölgede çok yönlü bir yağmalamanın göstergesidir” diye konuştu.
Doğaya da asimilasyon
Doğanın AKP eliyle asimilasyona uğratıldığını belirten Sabahat Erdoğan Sarıtaş, “Tüm bölgede olduğu gibi Diyarbakır’da da maden aramaları adı altında halkın meraları, tarım arazileri ve ağaçlık alanları delik deşik edilip insansızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Yine Şırnak’ta, 90’lı yıllardan bu yana köylerin boşaltılması ve bölgenin ormansızlaştırılması politikalarına bağlı olarak yangınlar yaşanmakta ve rant uğruna ağaç kesimi yapılmaktadır. Bu hem bölgeyi hem de ekosistemi tehdit etmektedir. Şırnak’ta ormanlık alanların yüzde 10’u yangınlar ve ağaç kesimi nedeniyle azalmıştır. Bu politika sadece insanların diline, kimliğine ve kültürüne yönelik değildir; o coğrafyanın toprağına, havasına, suyuna ve ağacına kadar ciddi bir asimilasyon ve ekokırım gerçekleştirilmektedir” ifadelerini kullandı.
Kayyım uygulamalarına dikkat çekti
Kayyım uygulamalarına da dikkat çeken Sabahat Erdoğan Sarıtaş, şöyle konuştu: “20 Haziran’da Diyarbakır’ın Çınar ilçesi ve Mardin’in Mazıdağı arasında çıkan yangının faturası, ne yazık ki bölge halkı, orada yaşayan diğer canlılar ve tarım arazileri açısından çok ağır olmuştur. 15 canımızı yitirdiğimiz bu yangınlarda ayrıca Diyarbakır’da 7 bin 900 dekar, Mardin’de ise 7 bin dekar tarım alanı yandı. Bu yangınların çıkmasında payı olan DEDAŞ için, valisinden İçişleri Bakanına, kaymakamına kadar herkes ağız birliği etmişçesine sorumluluğu ve suçu örtbas etmeye çalıştı. Bir hak ve irade gaspı olan kayyım uygulamaları, yarattığı tüm toplumsal ve siyasal yıkımın yanı sıra, bölgede ekonomik yıkımı da hızlandırmış, önemli ölçüde doğa talanına yol açmıştır. Kayyım rejiminin bölgede gerçekleştirdiği ekonomik yıkımın örneklerini bölgenin birçok yerinde görmek mümkündür. Bu ağır tablonun oluşturulmasındaki temel sebep, Kürdistan coğrafyasını insansızlaştırmak ve rant ile talanı olağan hale getirmektir. O nedenle karşısında durduğumuz budur.”