Dengbêj Mukaddes: İktidarın derdi dilimiz

  • 09:04 16 Ağustos 2024
  • Kültür Sanat
 
WAN - İktidarın Kürt diline ve kadınların sanatına yönelik baskılarına karşı herkesin sesini yükseltmesi gerektiğini vurgulayan Dengbêj Mukaddes, “Bizi yok etmeye çalışıyorlar, ama bu onların haddi değil” dedi. 
 
Geçmişten bu yana iktidarın Kürt diline ve kültürüne olan saldırıları hız kesmeden devam ediyor. Tarihe bakıldığında Kürtçeye yönelik saldırıların en üst sınırı, Kürtçe şarkılara getirilen yasaklar ve saldırılar olarak değerlendirilebilir. 90’lı yıllarda Kürtçe şarkıların bulunduğu kasetler bile yasaklandı ve halk, kasetlerini bazen yakarak yok etmek, bazen de saklayarak korumak zorunda kaldı. Son dönemde ise Kürtçeye yönelik saldırıların artarak devam ettiği açıkça görülüyor. Kürtçe müzik ve bu müzik eşliğinde çekilen halaylara yönelik gözaltılar, operasyonlar ve tutuklamalar yaşanırken; trafikteki Kürtçe uyarıların silinmesi de dile yönelik bir başka saldırıdır.
 
Wan’da yaşayan Dengbêj Mukaddes, erkek egemen zihniyetin kadına ve kadının sanatına yönelik baskısı ile iktidarın Kürtçeye karşı tahammülsüzlüğüne ilişkin ajansımıza konuştu.
 
‘Bizi yok etmeye çalışıyorlar’
 
Kendini Dengbêj Mukaddes olarak tanıtan Mukaddes, dengbêjlik kültürünün annelerin yaktığı ağıtlarla günümüze kadar geldiğini ifade etti. Bir zamanlar divanda oturulurken, yüz insanın bir araya gelip bir dengbêji hürmetle dinlediğini ve biri bir ses çıkardığında "dilopa neke" yani "sessiz ol" deyimiyle hemen uyarıldığını anlatan Mukaddes, “O zamanlar düğünlerimiz bir hafta, on gün, bazen yirmi gün, hatta kırk gece sürerdi. Halaylar çekilir, şarkılar söylenirdi. Mesele, on kişi söylerdi, yirmi otuz kişi tekrarlardı. Kürtçe dilinin günümüze ulaşmasının etkenlerinden biri de dengbêj annelerdir. Eğer annelerin yaktığı ağıtlarda Kürtlerin başına gelenler, düşmanın yaşattığı zorluklar ve zulüm anlatılmasaydı ve dengbêjler de bunu günümüze taşımasaydı, şimdi biz yoktuk. Bizi yok etmeye çalışıyorlar. Biz dilimiz, ülkemiz ve varlığımız için mücadele veriyoruz. Niyetleri bizi yok etmek, ama bu onların haddi değil” dedi.
 
‘Kürt kadını bugüne kadar mücadele etmiştir’
 
Mukaddes, Kürt olarak yaratıldığını ve dengbêj olduğunu belirterek kimsenin hangi ırktan ya da milletten doğacağını seçmediğini söyledi. Bir zamanlar kadın sesinin erkek tarafından duyulmasının günah olduğunun söylendiğini, buna karşılık olarak, “Erkeğin kadının sesini duyması günahsa, o halde kadının da erkeğin sesini duyması günah değil midir?” diye sordu. Allah’ın kadını ve erkeği aynı yarattığını ve kimsenin kimseden üstün olmadığını kaydeden Mukaddes, “Niye Allah erkekleri affedecek de kadınları affetmeyecek mi? Ağır yükler hep annelerin, kadınların omuzlarında. Bir zamanlar gördüğüm ve hatırladığım kadarıyla, sabahları erkekler tırpanlarını, oraklarını alır, ot ve buğday biçmeye, küreklerini alıp ot sulamaya giderlerdi. Kadınlar ise evde kalıyordu. Kadın, sabah erken uyanır, yatakları toplar, çocuklara yemeklerini verir, ineğini sağar, sürüye gönderirdi. Ardından yaylaya süt sağmaya giderdi, yolda yün örer, örgüsünü örerdi. Gidip süt sağıyor ve sonra o sütü kaynatıp yoğurt yapar, yoğurttan yayık, artan sütle de çökelek yapardı. Bütün günün yorgunluğunun üstüne bir de akşam eşi eve geldiğinde ‘Yemekte ne var, ne yemek yaptın?’ Kadın ya yemeği yetiştirememiş ya da unutmuşsa, erkek buna karşılık olarak kadını döverdi. Kadın erkeğe bir gün bile küsemiyordu ve erkeğe hizmet edip tüm isteklerini yerine getirmek zorunda kalıyordu. Kürt kadınlar tüm bu zorlukları yaşamış ve bugüne kadar da mücadele etmiştir” şeklinde konuştu.
 
‘Bizi kimse yok edemez’
 
Bir zamanlar Kürtçe kasetlerin dahi yasaklandığını hatırlatan Mukaddes, kendilerini bildiklerinden beri hep Kürtçe konuştuklarını ifade etti. Mukaddes şöyle devam etti: “Biz Türkçe bilmiyoruz, ne yapabiliriz ki? Kasetleri sakladılar, sobalarda yaktılar. Ben kasetlerime bir şey yapmadım. Dedim, bu kaset yasaklanıyorsa ve sahipleri tutuklanıyorsa ben de onlar gibi tutuklanırım. Şu an bende 300 Kürtçe kaset var, hepsi sandığımda saklı. Öldüğümde mirasım sadece kasetler ve fotoğraflardır. Ben bugüne kadar korudum, bundan sonra da koruyacağız. Şimdi de görüyorum ki iktidar Kürt diline ve halaylarına saldırıyor. Bu bizim kültürümüz, biz eskiden beri düğünlerimizi böyle yapıyoruz. Şimdi gençler halay çekiyor, insanlar şarkı söylüyor diye tutuklanıyor. Amaç bizi yok etmekse, bizi kimse yok edemez. 40-50 milyon Kürt var. Kürtler nasıl bitirilebilir?”
 
'Kürt halkı her zaman diline sahip çıkacak'
 
Dört parçada ve dört devlete karşı Kürt halkının yeri geldiğinde taş ve sopalarla mücadelesine devam ettiğine dikkat çeken Mukaddes, devletlerin tanklarla, toplarla Kürt halkını yenemeyeceğini işaret etti. Mukaddes, Kürt halkının her zaman diline sahip çıkacağı mesajını verdi.
 
‘İktidarın derdi dilimizdir’
 
Son zamanlarda iktidarın Kürt diline ve kültürüne yönelik baskılarına değinen Mukaddes, iktidarın Kürt halkını yok etmek için elinden geleni yaptığını ve yapmaya da devam edeceğini, fakat asla başarılı olamayacağını belirtti. Mukaddes, “Oyun ve hilelerle kentlerimizde yaşamayan yabancılara kimlik verip oy kullandırıyorlar. Şirnex’te kim kazandı? Kaç bin asker, polis götürdüler oy kullanmak için, Şirnexli biri soruyor ‘Sen kimsin?’ diye askerler, polisler ses etmeden gidiyorlar. İktidarın saldırıları her şeyimize karşıdır. Dertleri ise dilimizdir. Dilimizi kabullenemiyorlar. Kürt halkı Sêz otuna benziyor. Bu ot yüz yıl da geçse kurumuyor. Suya, toprağa kavuştuğu an tekrar yeşeriyor. Bizler de böyleyiz, kimse bizi bitiremez. Biz böyle yaratıldık ve Allah’ın yarattığını kimse yok edemez. Ben Kürdüm ve Kürt olarak yaratıldım; kimse ‘Kürt değilsin’ ya da ‘Kürt yoktur’ diyemez” ifadelerini kullandı.
 
‘Şarkı söylemek içimden geliyordu’
 
Kadınların dengbêjlikte de çok sıkıntı çektiğini ve bir zamanlar ailelerinin korkusundan gizlice şarkı söylediklerinden bahseden Mukaddes, “Kadınlar gerek erkeğin gözünde gerekse de toplumun gözünde köle olarak görülüyordu. Dengbêj kadınların dedikoduları yapılıyordu ama bu şarkıları söylemek benim içimden geliyordu ve söylemek istiyordum. İçimden gelene kimse engel olamaz. Beni öldürüp parça parça etseler de içimdeki hissi alamazlar” dedi.
 
12 yaşında 23 kıtalık şiir yazdı
 
Daha 12 yaşındayken kendi yaşamı üzerine 23 kıtalık bir beste yaptığını paylaşan Mukaddes, ayrıca babasının arkadaşına verdiği söz nedeniyle kendisinden yaşça büyük ve eşi vefat eden bir erkekle evlendirildiğini söyledi. Babasının kendisini bir sözüne kurban ettiğini vurgulayan Mukaddes, “Ben o sözü de o babayı da kabul etmiyorum. Bu durumu yaşayan bir tek ben değilim, benim gibi birçok kişi var. Geçmiş yıllarda bir televizyon kanalı kız çocuklarının yaşlı erkeklerle evlendirilmesi üzerine bir araştırma yapıyordu. Bu araştırmalarda Wan’da benimle aynı durumda olan 250 kişi vardı. O kadınlarla görüşmeler yapılıyordu ve konuşuluyordu. Bu yapılan görüşmelerde kadınların yüzleri ve sesleri sansürleniyordu ama ben ne sesimin ne de yüzümün sansürlenmesini istemedim. Yüzümü de sesimi de gizlememelerini söyledim, çünkü ben utanılacak bir şey yapmadım. Beni o yaşta 7 çocuğu olan yaşlı bir erkekle evlendirenler utansın” diye konuştu.