İZMİR - Lice gibi ağır hak ihlallerinin yaşandığı davalarda devletin sanıkları cezasızlık zırhı ile koruduğunu belirten Hafıza Merkezi'nden Burcu Bingöllü, davanın ilerleyen süreçlerini de takip edeceklerini söyledi.

 

Geçmişte yaşanan ağır insan hakları ihlallerine ilişkin gerçekleri ortaya çıkarmayı ve bu ihlaller ile ilgili toplumsal hafızayı güçlendirmeyi hedefleyen "Hakikat Adalet Hafıza Çalışmaları Merkezi" (Hafıza Merkezi) 7 Aralık'ta İzmir Bayraklı Adliyesi'nde gerçekleşen Lice Davasını da izledi. Diyarbakır'ın Lice ilçesinde, 22 Ekim 1993'te Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şüpheli bir şekilde öldürülmesinin ardından polis ve askerlerce yakılan ilçe merkezinde 16 sivilin yaşamını yitirdiği, 36 kişinin yaralandığı, 242 işyeri ve 401 evin yakıldığı olay hakkındaki davada yaşamını yitiren sanık Üsteğmen Tunay Yanardağ, hayata olmadığı için dosyadan düşürülmesine, davanın tek sanığı dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı olan emekli Albay Eşref Hatipoğlu'nun da beraatine karar verildi.

 

'Bu davaları görünür kılmayı amaçlıyoruz' 

 

Davayı izleyen Hafıza Merkezi'nden Burcu Bingöllü, "geçmişle yüzleşme" teması nedeniyle 3 yıldır bu davayı izlediklerini aktararak, 1990'lı yıllarda devam eden ağır insan hakları ihlallerini içeren Kızıltepe, Dargeçit, Musa Anter, JİTEM Ana Davası gibi davaları da izlediklerini anımsattı. Temel amaçlarının bu davaları görünür kılmak olduğunu söyleyen Burcu, "Yıllar sonra açılmış ve zaman aşımlarından kurtarılmış davalar. Hem görünür kılmak hem ne oluyor anlamak, geçmişe dair hafıza oluşturmak, yani yargı aşamasına gelmiş bu olayların aydınlanması sağlanırsa tarihe not düşmek amaçlı izlemeye başladık. Bu dava da tüm Liceliler üzerinde iz bırakmış bir olay" dedi.

 

'Davanın seyri sorunlu'

 

Geçen Eylül'de 11 köylünün kaybedildiği ve akıbetlerinin belli olmadığı Kulp dosyasında verilen beraat kararını hatırlatan Burcu, "Kişi beraat etti ama 11 kişinin akıbeti hala bir soru. Devletin vatandaşlarının başına gelenleri açığa çıkarma yargılamayı buna göre yapması bir sorumluluk. Lice'de de böyle. Burada maddi gerçek denen bir şey var hukukta ama bu maddi gerçeği ortaya çıkarmak için devlet neler yapıyor" diye sordu. 

 

'Sanıklar cezasızlık zırhı ile korunuyor'

 

Devlet görevlilerinin yargılandığı bu tarz davalarda ortaya çıkan cezasızlık durumunun burada da göründüğünü söyleyen Burcu, davanın binlerce kilometre öteye taşındığına da dikkat çekti. Davanın sanığı Eşref Hatipoğlu'nun beraatine karar verilmesini değerlendiren Burcu, "Burada bir cezasızlık zırhı var. Mesele ceza da değil Lice'de ne yaşandığının açığa kavuşturulması. Davada önce temyiz süreci olur. Bunun da takibini yapacağız" dedi.