
AYM Sincan Çocuk Cezaevi'ndeki işkenceyi doğruladı: 8 çocuğa tazminat ödenecek
- 09:02 14 Mart 2019
- Hukuk
Dilan Babat
ANKARA - Ankara Sincan Çocuk Kapalı Cezaevi’nde 2014 yılında gardiyanlar tarafından işkenceye maruz kalan çocukların AYM’ye taşıdığı dava, 5 yıl sonra sonuçlandı. İşkence iddialarını dikkate alan AYM, 8 çocuğa 10’ar bin TL tazminat ödenmesine hükmetti.
Ankara Sincan Çocuk Kapalı Cezaevi’nde 1 Ocak 2014 tarihinde yaşanan gerginlikten sonra gardiyanlar tarafından işkenceye maruz kalan çocukların Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı bireysel başvuru 5 yıl sonra karara bağladı.
Koğuşların birinde çocuklardan birinin hasta olması sebebiyle ayakta sayımı kabul etmemesi sonrası gardiyanlar ve cezaevi idaresi tarafından çocuklara yönelik müdahale edilmiş ve yaşanan olayda 7 çocuk ile 10 gardiyan hafif yaralanmıştı. Çocukların şikayeti üzerine gardiyanlar hakkında başlatılan soruşturmada da “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verilmişti.
Savcılık 'orantılı güç kullanıldı' dedi
Çocukların başvurularından önce Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü, tutsak çocuklar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Cumhuriyet Başsavcılığı, infaz koruma memurları hakkında “basit yaralama”, “hakaret”, “tehdit”, “zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması” suçlarında başlatmış olduğu soruşturmada “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi.
Kararın gerekçesinde ise, infaz koruma memurlarının “orantılı güç” kullanarak isyanı engellediği, hakaret ve tehdit iddialarına ilişkin somut herhangi bir bulgu olmadığı belirtildi. Kararda, başvurucuların müşahede odasında darp edilme, ters kelepçe takılma ve çıplak aranma iddiaları değerlendirilmediği gibi bu karara karşı yaptıkları itiraz da Sulh Ceza Hâkimliği tarafından reddedildi. Bunun üzerine başvurucu tutsak çocuklar, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.
8 çocuğa tazminat ödenmesine hükmedildi
AYM’nin 2 Mart'ta verdiği kararda, 8 çocuğa ayrı ayrı 10'ar bin TL tazminat ödenmesine hükmedildi.
Devletin tazminat ödemeye mahkum edildiği çocukların "yaralanma, hakaret, kamu malına zarar vermek, tehdit, görevi yaptırmamak için direnme" iddialarıyla yargılandığı ve olaya karışan gardiyanların şikayetçi olduğu dava ise Ankara Batı Çocuk Mahkemesi’nde hala devam ediyor.
'Raporlar gerçekleri yansıtmıyor'
AYM, çocuklara yönelik değerlendirmesinde “Kötü muamele yasağının maddi boyutunun ihlal edilmediğine” karar verdi. Etkili soruşturma yapılmadığı iddialarını ise usul boyutu yönünden ele alan AYM kararında, başvuruya konu olan olayda “kötü muamele yasağı”nın usul yönü açısından incelenmesi gerektiği, başvurucuların kontrol altına alındıktan sonra kamerasız alanlarda darp edildiği, ellerinin ve ayaklarının kelepçeli olarak müşahede odasında tutulduğu, doktor raporu için geç gönderilmeleri ve raporun gerçekleri yansıtmayacak şekilde yazıldığı belirtildi.
'Kötü muamele yasağı 'usul' yönünde ihlal edildi'
Ayrıca AYM, ceza infaz kurumu tarafından aldırılan sağlık raporunun gerekli koşulları taşıyıp taşımadığını araştırılmayarak, tek başına karara esas alınmasının anılan ilkelere aykırılık teşkil ettiğini belirterek, başvurucuların “etkisiz hâle” getirilmelerinden sonra darp olayına maruz kaldıklarına yönelik iddiaların da ayrıntılı olarak incelenmediğine karar verdi. Özellikle başvurucuların kameranın bulunmadığı yerlerde ve müşahede odasında darp edildikleri yolundaki iddiaların değerlendirilmediğine dikkat çeken AYM, savcılık kararındaki temel değerlendirmenin komisyon incelemesi ve olaylara müdahaledeki zor kullanma yetkisinin aşılıp aşılmadığı ile sınırlı kalındığını aktardı. AYM, açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan “kötü muamele yasağının” usul yönünden ihlal edildiğine karar verdi.
‘Çocuklara yönelik işkence çıplak gözle tespit edilir vaziyeteydi’
Dosya avukatlarından Hürmüz Biçer, mahkeme sürecini ve AYM’nin kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sincan Çocuk Cezaevi'nde 2014 yılında yaşanan olayı ailelerin yaptıkları ziyaret sonrası öğrenebildiklerini belirten Hürmüz, o süreçte yaşananları da şöyle anlattı: "Başvurucular ile yapılan görüşmeler, çocukların olaya dair anlatımlarının tespit edilmesi, çocukların maruz kaldığı işkence ve kötü muamele sonucunda vücutlarında yer alan fiziksel bulguların kayıt altına alınması suretiyle tutanak altına alınmıştır. Nitekim, bu görüşme ve gözlem tutanaklarına istinaden 10 Ocak 2014 tarihinde ihbar niteliğinde Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştur. Olayın hemen ertesi gününde çocuklarla yapılan görüşmelerde işkence ve kötü muamelenin boyutları ne yazık ki çocukların üzerinde çıplak gözle tespit edilebilir vaziyette idi” dedi.
'İşkence yasağı ihlali yaşandı'
Çocuklara yönelik müdahalenin kendileri tarafından ilk tahlilde "işkence yasağının ihlali" olarak değerlendirildiğini ifade eden Hürmüz, "Bu olayın, herhangi bir cezaevinde yaşanan 'münferit' bir vaka olmadığı da sonraki yıllarda aynı cezaevinde yaşanan benzer müdahalelerle birlikte değerlendirildiğinde aşikar olmuştur. Sincan Çocuk Cezaevi'nde Ocak 2014 yılında yaşanan bu olayın ardından yine aynı cezaevinde Ocak 2016 ve Ocak 2019'da da mahpus çocuklara yönelik ağır müdahalelerin olduğu duyulmuştur. Bu müdahalelere dair haberler de basında yer almıştır" dedi.
'Çocukların işkence iddiaları dinlenilmedi'
AYM'nin çocuklara yönelik şiddet iddiasının etkili şekilde araştırılmadığını kabul ettiğinin altını çizen Hürmüz, çocukların şikayetçi olduğu soruşturmada çok hızlı bir şekilde "kovuşturmaya yer olmadığına" dair karar verildiğini kaydetti. Takipsizlik kararına karşı itirazın ilgili Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedilmesi üzerine Eylül 2014 tarihinde AYM'ye başvurduklarını kaydeden Hürmüz, "Anayasa Mahkemesi Eylül 2014'te yapılan bireysel başvuru sonucunda, çocukların işkence ve kötü muameleye maruz kaldığına dair suç soruşturmasının etkili bir şekilde yürütülmediğine, çocukların işkence iddialarının dinlenilmediğine karar verdi" ifadelerinde bulundu.
'Dosya yeniden açılacak'
Başvuru sonucunda AYM'nin işkence boyutunun ihlal edildiğine karar verdiğini vurgulayan Hürmüz, bu kararla işkence ve kötü muamele ile ilgili iddialar ve sorumluları hakkında etkili bir soruşturma yürütülmediğinin açıkça ortada olduğuna dikkat çekti. Hürmüz, "Anayasa Mahkemesi, başvurucuların bu iddialarının etkili şekilde soruşturulması gerektiğine karar vermiştir. Böylece, 2014 yılında Savcılık tarafından üstü kapatılan çocukların şikayetine dair dosya, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda yeniden açılacak ve işkence iddiaları yönünden 'etkili bir soruşturma' yürütülmesi gerekecek" dedi.
‘Maddi boyutun ihlal edilmediği kararı yerinde değildir'
AYM'nin "işkence ve kötü muamele yasağının maddi boyutunun ihlal edilmediği" kararının ise yerinde olmadığını ifade eden Hürmüz, "Başvuru konusu olayda işkencenin maddi olarak gerçekleştiğini kabul etmediğini açıklamıştır. Halbuki, cezaevi idaresi tarafından soruşturma dosyasına sunulan kamera kayıtlarında yer alan görüntüler bunun aksini söylemektedir. Bu yönüyle, Anayasa Mahkemesi tarafından işkence ve kötü muamele yasağının maddi boyutunun ihlal edilmediğine karar verilmesi yerinde değildir" diye konuştu.
Ne olmuştu?
1 Ocak 2014’te hasta bir çocuğun sayıma katılmak istememesi üzerine başlayan tartışmanın “isyan”a dönüşmesi üzerine müdahale edilen çocuk mahkûmların süngerli odada darp edilerek işkenceye maruz bırakıldı. Süngerli odada darp edildiklerini belirten çocuklar, Şakran ve Maltepe çocuk cezaevlerine sürüldü. Sincan Batı Cumhuriyet Başsavcılığı, çocukların şikâyeti üzerine gardiyanlar hakkında başlattığı soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. AYM’ye bireysel başvuruda bulunan çocuklar, özellikle kameranın kayıt almadığı yerlerde işkenceye maruz bırakıldıklarını, ellerinin ters kelepçelendiğini ve ayaklarından kelepçelenerek süngerli odada tutulduklarını, yemek gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını bildirmişti.