'Özgürleşen kadınla demokratik bir toplum inşa edebiliriz'

  • 09:05 17 Temmuz 2025
  • Güncel
Neslihan Kardaş
 
AGIRÎ-  DBP Kadın Meclisi öncülüğünde başlatılan Kadın Kurtuluş İdeolojisi atölyelerinin, kadınların özgürlük mücadelesine teorik ve pratik katkı sunmayı amaçladığını söyleyen DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Narin Gezgör, barışın ve demokratik toplumun inşasında en büyük sorumluluğun kadınlara ve gençlere düştüğünü vurguladı. Narin Gezgör, "Özgürleşen kadınla demokratik bir toplum inşa edebiliriz” dedi. 
 
“Özgür Kadınla Demokratik Topluma" şiarıyla yola çıkan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi, 12 Nisan’da gerçekleştirdiği toplantının ardından 14 Nisan’da sonuç bildirgesini kamuoyuyla paylaştı. Bildirgede alınan en dikkat çekici kararlardan biri, Kadın Kurtuluş İdeolojisi atölyelerinin başlatılmasıydı. Bu karar doğrultusunda Kürdistan ve Türkiye’nin birçok kentinde düzenlenmesi planlanan atölyelerin ilk adımları İzmir ve Colemêrg’in (Hakkari) Gever (Yüksekova) ilçesinde atıldı. Kadınlardan büyük ilgi gören atölyeler halen devam ederken, her bir buluşma kadın özgürlüğü ekseninde güçlü tartışmalara ve ortaklaşmalara sahne oluyor.
 
DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Narin Gezgör, yürütülen Kadın Kurtuluş İdeolojisi atölyelerine dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Birçok kentte atölyelerimizi gerçekleştiriyoruz’
 
Narin Gezgör, Nisan ayında gerçekleştirdikleri kadın meclisi toplantısında, tüm kentlerde atölyeler yapma kararı aldıklarını söyledi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” kapsamında bu atölyeleri düzenlediklerini belirten Narin Gezgör, “Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğünü ele alış biçimi ve değerlendirmelerinden hareketle Kadın Kurtuluş İdeolojisi atölyeleri yapma kararı aldık. Bu eksende, Türkiye ve Kürdistan’ın birçok kentinde atölyelerimizi gerçekleştiriyoruz. Kadınlarla birlikte Kadın Kurtuluş İdeolojisi’nin beş ilkesini tartışıyoruz. Kadının köleleştirilme tarihini, özgürlük arayışını ve bu ideolojinin başarıya ulaşmasının yollarını ele alıyoruz. Bu kapsamda çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz” dedi.  
 
‘Mücadelemizi sürdüreceğiz’
 
Abdullah Öcalan'ın başlattığı değişim ve dönüşüm sürecinin aynı zamanda bir zihniyet ve bilinç değişimini ifade ettiğini kaydeden Narin Gezgör, “Bu doğrultuda en temel sorumluluğu kadınlara ve gençlere yükledi. 8 Mart 1998 tarihinde kadınlara sunduğu kadın kurtuluş ideolojisi ilkelerini yaygınlaştırmak, bu ilkeler etrafında kenetlenmek ve kadının özgürlüğü esaslarını hayata geçirmek amacıyla mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
 
‘Değişim ve dönüşüm süreci sürüyor’
 
Narin Gezgör, “Sayın Öcalan’ın kadına yaklaşımı, kadının kölelik tarihine ve özgürleşmesine bakışı; toplumun genel özgürlüğünün ötesinde, kadının özgürlüğünü merkeze alan bir düzeydedir,” ifadelerini kullandı. Abdullah Öcalan’ın, Marks, Lenin ve Stalin gibi isimleri; toplumsal özgürlüğü, kadın özgürlüğünün önüne koydukları için eleştirdiğini belirten Narin Gezgör, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nitekim Sayın Abdullah Öcalan, gönderdiği mesajlar ve yapılan görüşmelerde sosyalist olmayı kadına yaklaşım üzerinden tanımlayan, bu yaklaşımı esas alan bir perspektif sunmaktadır. Kadın özgürlüğü mücadelesini merkeze alan bu yaklaşım, kendi özgürlük mücadelesinin çıkışını ve ilk çelişkilerini de bu temele dayandırmaktadır. Süreç devam ediyor; değişim ve dönüşüm sürüyor. Kadına, demokratik toplumun inşasında düşen sorumluluk gereği ve kadınların özgürlük tarihinin hâlâ yazılmamış olması nedeniyle bu atölyelere devam ediyoruz. Aynı zamanda her bir kadına, her bir Kürt’e, her bir yoldaşımıza düşen temel sorumluluk; barışın ve demokratik toplumun inşasıdır.”
 
‘Kadınlar öncülük misyonunu yerine getirmeli’
 
Özgürleşen kadınla demokratik bir toplumun inşa edilebileceği bilinciyle, her kadının Kadın Kurtuluş İlkeleri etrafında kenetlenmesi gerektiğini ifade eden Narin Gezgör, “Kadınların bu bilinçle hareket etmesi gerekiyor. Aynı zamanda demokratik toplumun inşasında, kadınların toplumsal öncülük misyonunu yerine getirmesi gerektiğini vurguluyoruz. Toplumsal bir barışın gerçekleşmesi, toplumun demokratikleşmesi ve demokrasinin inşasıyla mümkündür. Bunun özü ve esası ise anayasal bir değişikliktir. Şu anda örgütlenme, kültür, inanç ve varlık mücadelesinin yürütüldüğü bir süreçten geçiyoruz” sözlerini kullandı.  
 
‘Tüm kesimlere büyük sorumluluk düşüyor’
 
Kadınların, tarihte ilk sömürülen ulus olarak, bugün kadın özgürlüğü iddiasında bulunduğuna vurgu yapan Narin Gezgör, “Bu noktada, toplumun tüm kesimlerine başta siyasal iktidar olmak üzere; muhalif güçlere, feministlere, sosyalistlere ve emekçilere büyük sorumluluk düşüyor. Kadın özgürlüğü gerçekleşmeden toplumsal özgürlüğün mümkün olamayacağı bilinciyle, tüm kadınları demokratik toplumun inşasında öncü güç olmaya çağırıyoruz. Seferberlik ruhuyla, zihinsel değişim ve devrimci bir dönüşümle bu sürece dahil olmaya ve üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.