HABER MERKEZİ – “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle üç kentte bir araya gelen kayıp yakınları, barış için geçmişle yüzleşme ve Hakikat Komisyonu kurulması çağrısında bulundu. Yakınlarını gözaltında kaybeden aileler, adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini belirtti.

 

Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği’nin (İHD), her hafta “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla düzenledikleri eylem Amed, Êlih ve Colemêrg’de devam etti. 

 

Amed 

 

İHD Amed Şubesi ile kayıp yakınları, eylemlerinin 850. haftasında Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde buluştu. 24 Mayıs 1994’te gözaltına alınıp kaybedilen ve kemikleri toplu mezarda bulunan Selim Örhan (46), Hasan Örhan (40) ve Cezayir Örhan’ın (17) akıbeti soruldu.

 

İHD Amed Şube Sekreteri Ömer Saman, kayıpların bulunması ve onarıcı adaletin sağlanması için faillerin yargılanması gerektiğini belirterek, “Bu ülkeye barış gelecekse geçmişle yüzleşmek şart. Hakikat Komisyonu kurulmalı, aileler sürece dahil edilmeli” dedi.

 

Sûr Belediye Eşbaşkanı Adnan Örhan, gözaltında kaybedilen Selim Örhan’ın oğlu olarak konuştu. Henüz 11 yaşındayken babası, amcası ve kuzeninin devletin karanlık güçleri tarafından kaybedildiğini anlatan Adnan Örhan, şunları söyledi: “Babamla birlikte 8 kişinin kemikleri kimsesizler mezarlığında. Hâlâ teslim edilmedi. Bu ülkede faili meçhullerin üzeri örtüldü, dosyalar tozlu raflara kaldırıldı. Eğer gerçekten bir onarım süreci konuşuluyorsa, devletin kayıtlarındaki kayıplar açıklanmalı. Hakikat Komisyonu kurulmalı, failler yargılanmalı. Aksi halde kimse çıkıp da ‘onarıyoruz’ diyemez. Kayıp yakınları olarak adalet istiyoruz, ısrarla da aramaya devam edeceğiz.”

 

İHD Amed Kayıp Komisyonu üyesi Berfin Elçi ise Örhan ailesinin kayıp hikâyesini okuyarak anmayı sonlandırdı.

 

Êlih 

 

Êlih’te eylemin 686’ncı haftası Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirildi. Bu hafta 2 Mayıs 1994’te Şırnak’a giderken gözaltına alınan ve bir daha haber alınamayan Zeki Diril (16) ile İlyas Diril’in (12) akıbeti soruldu.

 

İHD Êlih Şube Eşbaşkanı Rumeysa Deniz Kaya, kayıp çocukların hikâyesini şöyle aktardı: “Diril ailesi, köyleri yakılınca İstanbul’a göç etti. Zeki ve İlyas bir süre çalışıp para biriktirdiler, köylerine dönmek üzere yola çıktılar. 2 Mayıs 1994’te askeri kontrol noktasında gözaltına alındılar. Gözaltı kayıtlarına giren çocuklar, sonrasında Uludere Jandarma Komutanı’na teslim edildi. Yetkililer, çocukların serbest bırakıldığını iddia etti. Ancak 1995’te bir tanık, çocukların işkence gördüğünü ve helikoptere bindirilip atıldıklarını duyduğunu söyledi.”

 

Ailelerin tüm başvurularına rağmen soruşturma takipsizlikle kapatıldı. Diril ailesi AİHM’e başvurdu, mahkeme Türkiye’yi mahkûm etti.

 

Colemêrg 

 

Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesinde yapılan 176’ncı eylemde, 9 Mayıs 1994’te gözaltına alındıktan sonra katledilen Namık Erdoğan anıldı. İHD yöneticisi Ozan Akbaş, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı olan Namık Erdoğan’ın, görev sırasında usulsüzlükleri ortaya çıkardığı için hedef alındığını belirterek şunları söyledi: “Evli, iki çocuk babasıydı. 8 Mayıs günü iş yerinden ayrıldı ve bir daha dönmedi. 10 Mayıs’ta Kırıkkale’de cesedi bulundu. Soruşturmada 8 şüphelinin ifadesi alındı ama dava sürüncemede bırakıldı. Yıllar sonra Ayhan Çarkın, Erdoğan’ın Özel Harekâtçılar tarafından gözaltına alındığını söyledi. Ayrıca Veli Küçük’ün evinden çıkan belgelerde, Erdoğan’ın ‘görmemesi gereken şeyler gördüğü’ yazıyordu.”

 

Namık Erdoğan’ın kızı Begüm Erdoğan, mahkeme kayıtlarına Tansu Çiller’in partisinden bir vekille görüştükten sonra babasının katledildiğini aktardı. Ozan Akbaş, “17 yıl sonra bile cinayetle ilgili kurşunlar yeni balistik incelemeye gönderildiyse bu, nasıl bir örtbas yapıldığının göstergesidir. Tüm şüpheliler yargı eliyle aklandı. Biz, Namık Erdoğan şahsında tüm kayıplarımız için adalet aramaya devam edeceğiz” dedi. 

 

Açıklamalar, her şehirde yapılan oturma eylemleriyle sona erdi.