PKK kurucuları için Tuzluçayır’da anma: Yeni yaşamın tohumunu attılar

  • 14:58 13 Mayıs 2025
  • Güncel
ANKARA - Yaşamını yitiren PKK kurucularından Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun için Tuzluçayır’da gerçekleşen anmada, her iki ismin mücadelelerde yaşayacaklarının mesaj verilerek, bu sürecin yeni bir mücadele dönemi olduğu kaydedildi. 
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat'ta yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" üzerine PKK, gerçekleştirdiği 12’inci Kongresi'nin sonuç bildirgesini 12 Mayıs’ta açıkladı. 12'nci Kongre'nin 5-7 Mayıs tarihleri arasında yapıldığına işaret edilerek, "Tarihi 12. Parti Kongremizi, Özgürlük Hareketimizin başından itibaren yer alarak bugüne kadar aralıksız mücadeleleriyle bizlere öncülük eden bu iki büyük şehit yoldaşa atfediyoruz” denilerek Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un yaşamını yitirdiği duyuruldu.
 
Rıza Altun “Özgürlük Yoldaşlığı Sembolü” olarak kabul edilirken,  Ali Haydar Kaytan ise “Hakikat ve Kutsal Yaşam Sembolü” olarak Kürt hareketinin tarihine yazıldı. 
 
Her iki isim içinde 14-15 Mayıs tarihlerinde Rıza Altun’un büyüdüğü evde ve Kürt Hareketi’nin filizlendiği Tuzluçayır’da anma gerçekleştirildi. Anma’da Rıza Altun’un ablası Nurhayat Altun ve Ali Haydar Kaytan’ın yakınlarının yanı sıra Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, Demokratik Alevi Dernekleri Federasyonu (DAD), Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Asrın Hukuk Bürosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi yer aldı. Ayrıca, son gerçekleşen İmralı ziyaretinde yer alan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Faik Özgür Erol, Kürt siyasetçiler Sebahat Tuncel ve Edibe Şahin’in yanı sıra Barış Anneleri de anmaya katıldı.
 
Program deyişler ile başladı
 
Taziyede Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un fotoğrafları, karanfiller yer aldı. Ayrıca gelen ziyaretçilerin yazması üzerine bir anı köşesi oluşturularak, bir anı defteri konuldu. Saygı duruşuyla başlayan programın ardından Alevi inancında yer alan cerağ yakılarak Kürtçe, Zazaca ve Türkçe deyişler okundu. 
 
Deyişlerin ardından Asrın Hukuk Bürosu Avukatı Özgür Erol, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın mesajını okudu. Mesaj sloganlarla karşılandı. 
 
Dönemin Prometusları oldular 
 
Ardından ise Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel söz alarak, “Özgür Arkadaşımız da söyledi. 52 yıl önce tam da bu alanda, bu mekanda 68 kuşağının devrimcileri yeni bir hayat yaratmak, yeni bir yaşam yaratmak için kendilerine dayatılan zulmü reddettikleri için bir tartışma yürüttüler. Bir mücadeleye giriştirler. Onlar sadece kendileri için değil bütün dünya halkları için bütün ezilen sınıflar, kadınlar, emekçiler için güzel bir yaşam istediler. Tam burada Sayın Abdullah Öcalan’la yoldaşlık yaptılar. Onun içindir ki Rıza Altun ve Ali Haydar Kaytan’ın ismi hakikat arayışı, yoluculuğu burada buluştu. Çünkü onlar bir şeye cesaret ettiler. Kürtlere dayatılan inkar, imha ve asimilasyon politikasına karşı Rosa Luxemburg’un dediği gibi ‘Vardık, Varız, Var olacağız ve bunun için kendi geleceğimizi kendimiz kuracağız” dediler. Bir ütopyaya cesaret ettiler. Onlar dönemin Prometusları olarak yeni bir yaşamı yarattılar” sözlerini kullandı. 
 
‘Yeni bir yaşamın tohumunu attılar’
 
“50 yıllık mücadele ve emek Türkiye ve Kürdistan halkları açısından, Orta Doğu halkları açısından yeni bir yaşamı filizlendirdi” diyen Sebahat Tuncel, “ Şimdi burada belki onlar hakka yürüdüler fizik olarak ama mücadeleleri emekleri, çabaları, düşünceleri bugün tıpkı bu evde 52 yıl önce yapılan başlangıç gibi şimdi yeni bir başlangıç; demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yeni yol ve yöntemlerle, halklarımızın özgürlüğü, işçi sınıfının geleceği, kadınların özgürlüğü için yeni bir yaşamın tohumunu attılar. 27 Şubat’ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla anlam bulan ve PKK’nin buna verdiği cevapla yeni bir yaşamı ilan ettikleri süreç hem Ali Haydar Kaytan’ın hem Rıza Altun’un ve halklarımız nezdinde yeni bir dönemi başlattığını ifade ediyor. Şimdi bizlere düşen görev bu yeni süreci örmektir. Gerçek anlamda barışın toplumsallaşmasını sağlamaktır. Bu konuda devlete düşen görev ve sorumluluklar var. Sayın Öcalan’ın dediği gibi bunu hukuki ve siyasi zemine çekmek konusunda devletin demokratik siyaset zeminini açması, Alevilerin, Kürtlerin, kadınların, gençlerin, sosyalistlerin mücadelesinin önünü açması ve hukuki zemini açması görevidir. Ama bize düşen görev de var. Toplumsal yaşamı, demokratik, komünal, sosyalist yaşamı inşa edecek olanlar bizleriz. Bu yeni bir başlangıçtır ve  mücadele dönemidir. Bize büyük bir sorumluluk düşüyor. Bu bir ölme değil. Ölüm yok. Hepimizin mücadelesinde, barış ve özgürlük mücadelesinde yaşayacaklar. Bize düşen barışı sağlamaktır” diye konuştu. 
 
Konuşmanın ardından Hayati Kaytan’ın mesajı ve Ali Haydar Kaytan’ın kaleme aldığı Akış Sevinci şiiri okundu. 
 
Anma, her iki ismi anlatan sinevizyon gösterimi ile sona erdi.