İkizköylülerden Limak’a: Topraklarımızdan defol!

  • 09:02 28 Eylül 2025
  • Ekoloji
   
 
Nazlıcan Nujin Yıldız
 
MUĞLA – Akbelen’de zeytin sökümüne karşı direnen İkizköylüler, “Toprağımızı, zeytinimizi vermeyeceğiz” diyerek, herkesi destek olmaya çağırdı.
 
Yeniköy-Kemerköy termik santrallerine yakıt sağlayan linyit madeni sahasının genişletilmesi için yapılan çalışmalar 2019'da başlamıştı. Ancak bu doğa talanı, köylülerin direnişiyle karşılaşmıştı. Maden ve enerji şirketlerinin önünü açmak amacıyla hazırlanan ve 24 Temmuz’da yayımlanarak yürürlüğe giren 7554 Sayılı Kanun, ilk olarak zeytinlikleri hedef aldı. Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Mahallesi’nde bulunan Akbelen Ormanı’ndaki zeytin ağaçları, 15 Eylül’de Yeniköy-Kemerköy Enerji Şirketi tarafından sökülerek taşınmaya başlandı. Ormana asker eşliğinde giren şirket, köylülerin direnişinin ardından birkaç ağacı söküp ormandan ayrıldı. Ancak yasanın yürütmesi durdurulmadığı sürece, başta Akbelen olmak üzere tüm zeytinliklerin maden ve enerji şirketlerinin tehdidi altında olduğu belirtiliyor.
 
Öte yandan, kanuna karşı 77 yurttaş tarafından 18 Ağustos’ta Danıştay 8’inci Dairesi’nde açılan yürütmeyi durdurma davasından hâlâ sonuç çıkmadı.
 
Bunun yanı sıra, YK Enerji 10 Eylül'de Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) ile Milas’ta zeytin ağaçlarının taşınma sürecini takip etmek amacıyla izleme ve raporlama protokolü imzaladığını duyurdu. Yapılan açıklamaya göre, sözleşme kapsamında TTKD’nin taşınan zeytin ağaçlarının gelişim ve sağlık durumlarını inceleyeceği, üç ayda bir rapor hazırlayarak “kamuoyunu bilgilendireceği” ifade edildi. TTKD’nin şirketle yaptığı anlaşmayı kabul edilemez bulan köylüler, bu protokolün zeytinliklerin talanını meşrulaştırmaya dönük bir girişim olduğunu söyledi.
 
Zeytinliklerin sökülmesine ve taşınmasına tepki gösteren İkizköylüler, bu kıyıma izin vermeyeceklerini vurgulayarak, “Ne olursa olsun, biz memleketimizi, havamızı, toprağımızı, suyumuzu, zeytinimizi asla vermeyeceğiz” dedi.
 
‘Zeytinimizi, toprağımızı savunmak suç mu?’
 
Yedi yıldır ağaçlarını korumak için mücadele ettiklerini söyleyen Aytaç Yakar, kendisinin alanda ağacı olmadığını ancak köylülerin ağaçlarına sahip çıkmak için direndiğini ifade etti. Aytaç Yakar, şunları dile getirdi: “Havamızı, suyumuzu, toprağımızı vermeyeceğiz dedik. Biz böyle söyledikçe Limak ve İçtaş gelip topraklarımıza yerleşti. Çadırlarımızı kurduğumuz alanı karakola çevirdiler; biz oraya artık Limak’ın karakolu diyoruz. Aramızda konuşurken, ‘Zeytinliklere girecekler’ dedik ve bu yönde bir duyum aldık. Bunun üzerine beş-altı arkadaş muhtarla birlikte dağın tepesine çıktık. Baktık ki zeytinliklerimiz sökülüyor. Muhtarımız ve birkaç arkadaşımız, ‘Yapmayın, üzerinde meyvesi var’ diye itiraz etti. Ancak daha girer girmez Limak’ın askerleri muhtarımızı aldı; dört saat boyunca jandarma karakolunda tuttular. Biz ne yaptık ki? Doğamızı, zeytinimizi, toprağımızı savunmak suç mu? Biz bu toprakların çocukları değil miyiz?”
 
‘Zeytinimizi asla vermeyeceğiz’
 
Sökülen zeytinliklerin üzerinde meyvesi olduğunu dile getiren Aytaç Yakar, “Yazıktır. İnsanın vicdanı varsa, kalp taşıyorsa bunu yapmaması lazım. Söktüler, şu anda durdu dediler. Niye durdu, onu da bilmiyoruz; planları nedir? Her şey ellerinde olduğu için onların planı bitmez. Bizim gibi garibanları böcek gibi eziyorlar ama ne olursa olsun, biz memleketimizi, havamızı, toprağımızı, suyumuzu, zeytinimizi asla vermeyeceğiz. Çeksinler ellerini bizden, defolsunlar bu memleketten. Hele ki Limak’a söylüyorum; Muğla’yı, Milas’ı, İkizköy’ü terk et! İstemiyoruz seni burada. Her gün kamyonlar geçiyor buradan. Geçen gün bir kamyon geçerken beni eziyordu. Nedir bu? Yol da toprak da bizim diyorlar. Yeter, bizim topraklarımızdan defolsunlar” dedi.
 
Köylülerden destek çağrısı
 
Zeytinliklerin sökülmesi için önce sayıma gelindiğini belirten Melahat Çulha, köyün muhtarına haber verip köylülerle birlikte alana gittiklerini söyledi. Köylülerin gelmesi üzerine sayım yapanların geri döndüğünü ifade eden Melahat Çulha şöyle konuştu: “Ertesi gün yukarı çıkmışlar, oradaki zeytinlikleri söktüler. Şirketin bir tarafında yer açmışlar, oraya götürüp dikeceklermiş. Şimdi zeytinlik dikilir mi? Hadi diyelim, tarlası olan götürdü, dikti ama benim tarlam yok. Ben evin ortasına mı dikeceğim zeytini? Yerim yok çünkü. Nereye götüreceğim ben söktüğüm zeytinleri? Zeytinlikleri olmayanlar var, onlar neden koşturuyor? Elbette bunun sebebi var. 48 tane köy var, ağaçların hepsini sökecekler. Buralar kalmayacak. Nereye götürecekler? Biz direniyoruz, söktürmeyeceğiz. Gelsinler, bize destek versinler.”