
Bir yıl sonra hâlâ cevapsız: Rojin Kabaiş’e ne oldu? (4)
- 09:01 28 Eylül 2025
- Dosya
Wan sokaklarında ortak ses: Rojin katledildi, failler korunuyor”
Neslihan Kardaş - Öznur Değer
WAN – Bir yılı geride bırakan Rojin Kabaiş dosyasında hâlâ ilerleme kaydedilmezken, Wan sokaklarında konuştuğumuz kadınlar, “Rojin katledildi, failler korunuyor” diyerek adalet çağrısını yineledi. Kadınlar, dosyadaki gizlilik kararının üst düzey kişileri korumak için alındığını savundu.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Çocuk Gelişimi birinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024 akşamı yurttan çıktıktan sonra kayboldu. En son 18.30’da annesiyle konuşan Rojin’in, saat 19.00-20.00 arasında sahile gittiği belirlendi. Ancak ailesine kaybolduğu bilgisi 15 saat sonra ulaştı. Günler süren aramaların ardından Rojin’in cenazesi, 15 Ekim’de Mollakasım Mahallesi’nde göl kıyısında bulundu. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) 14 Kasım 2024 tarihli raporunda ölüm nedeninin “suda boğulma” olduğu belirtildi. Raporda darp ve cinsel saldırıya dair bulguya yer verilmedi; ölüm zamanı ve suda kalma süresine ilişkin de herhangi bir bilgi paylaşılmadı. Ayrıca Rojin’in üzerinden iki erkeğe ait DNA örneği çıkmasına rağmen, bu DNA’ların kime ait olduğu hâlâ açıklanmadı.
Bir yılı geride bırakan dosyada gizlilik kararı sürerken, Rojin’in telefon incelemesinin dahi tamamlanmamış olması şüpheleri daha da derinleştiriyor. Dosyamızın son bölümünde bu kez Wan sokaklarındaydık. Kadınlara “Rojin Kabaiş’e ne oldu?” diye sorduk. Kimileri şiddet görme kaygısıyla konuşmayı reddetse de, konuşmayanların ortak vurgusu aynıydı: “Güvende değiliz.”
Rojin’in sesini duyurmalıyız
Avşin Yalvaç: “Artık sokağa çıkmaya bile korkuyorum. Güvende değiliz hiçbirimiz. Türkiye’de adalet yok.”
Berivan Kevibeden: “Kadınlar kendilerini yeterince savunamadıkları için katliamlar daha da artıyor. Yaşanan olumsuz olaylara sessiz kalınmamalı. Tüm kadınlar ayağa kalkmalı ve Rojin’in sesini duyurmalıyız. Sessiz kalındığı sürece kadın katliamları daha da artacaktır. Kadınlar olarak hep beraber bir şeylerin üstesinden gelmemiz gerekiyor. Kadın katliamlarının en büyük nedeni cezasızlık politikaları. Devletin bu durumlara sessiz kalması failleri daha çok yüreklendiriyor. Olabildiğince yeni yasalar çıkarılmalı.”
‘Gerekli cezalar alınsaydı hiçbirimiz korkuyla yaşamayacaktık’
Edanur Tunç: “Kadınlar olarak şu an hiçbirimiz güvende değiliz. Türkiye’nin son durumu zaten belli. Kadınların bu şekilde öldürülmesi ve korkarak yaşaması hiç normal değil. Keşke bu yaşananlara bir el atılsaydı. Umarım bir an önce Rojin’in katilleri bulunur. Onun yerinde biz de olabilirdik. Bu durum hepimizi çok etkiledi. Türkiye’de kadınları katledenlere ağır bir ceza yaptırımı yapılsaydı kimse böyle bir şeye cesaret edemezdi. Keşke erkekler cezalarını alsaydı. Eğer gerekli cezalar alınsaydı hiçbirimiz böyle korkuyla yaşamayacaktık.”
Gülcan Kılıç: “Ülkede çok fazla katliam var ve bu yüzden kadınlar güvende değil.”
‘Katilleri serbest bırakıyorlar’
Yağmur Çağlı: “Kadınlar olarak güvende değiliz. Artan kadın katliamlarının nedeni bence cezasızlık politikası. Katilleri serbest bırakıyorlar ve katliamlar gittikçe artıyor. Kadın katliamlarının önüne geçmek için kadınlar daha fazla ses çıkarmalı.”
İsmini vermek istemeyen bir kadın: “Artık her yerde şiddet var. Bunlara devletin artık el atması lazım. Kadınların hiçbir yerde güvencesi yok.”
‘Cezalar artırılmalı’
Güler Çelik: “Rojin Kabaiş’in ölümünü resmen örtbas ettiler. Hiçbir kurum ve kuruluş Rojin’in ölümünün üzerinde durmadı. Yani Rojin, cinayete kurban gitti diyebiliriz. Bu dönemde kadınların hiçbiri güvende değil. Saldırıya maruz kalan ve katledilen her kadının failleri için cezalar artırılmalı.”
‘Kadınlar örgütlenmeli’
Sultan Ece: “Hiçbirimiz tabii ki güvende değiliz. Suçlular çok çabuk serbest bırakıldıkları, ağır cezalar almadıkları için kadın katliamlarında artış var. Çünkü cezalar caydırıcı değil. Rojin’in de faili meçhul. Bence bunun sebebi de faillerin arkalarının sağlam olmasıdır. Kadınlar, kadın katliamlarının önüne geçmek için örgütlenmeli, ses çıkarmalı.”
‘Eli kolu uzun insanlar var işin içinde’
Gülistan Arvas: “Biz kadınlar kesinlikle güvende değiliz. Bence eli kolu uzun insanlar var işin içinde, o yüzden saklıyorlar. Bu yüzden bizim de güvenliğimiz yok. Hele ki seni öldüren kişi çok üst sınıflardan biri ise kim vurduya gidiyorsun. Kadınlar faillerin ortaya çıkması için bugüne kadar yapabileceklerini yaptılar. Mitingler yapıldı, sloganlar atıldı ama kimse duymadıktan sonra her şey yapılabilir. Kadınların sesinin duyulması önemli. Bu her ülkede de öyle.”
‘Polisler gelene kadar katlediliyoruz’
Halime Karanfil: “Biz kadın katliamlarına karşıyız. İnşallah bu zulüm biter. Biz güvende değiliz. Bize haksızlık yapıyorlar, inşallah buna bir çare bulunur artık. Devlet tarafından daha fazla önlem alınmalı. KADES var ama bir işe yaramıyor. Polisler gelene kadar katlediliyoruz.”
İsmini vermek istemeyen bir başka kadın: “Güvende değiliz. Ne kadın hakkı var ne de başka bir şey. Kadınlar eziliyor.”
‘Verilen cezalar caydırıcı olmadığı suç işleniyor’
Soyadını vermek istemeyen Semra: “Ben Rojin olayının sıradan bir olay olduğunu düşünmüyorum. Tıpkı Gülistan Doku ve Narin Güran gibi. Bunlar sıradan olaylar değil. Bunların tamamen toplumun nabzını ölçen ve bilinçli yapılan olaylar olduğunu düşünüyorum. Bu olayların altında ciddi bir sistem var diyebilirim. Bunlar tüm ülkeyi etkileyen ve bize kendimizin de güvende olmadığını düşündürecek kötü olaylar. Bu olaylarla bizi çok ciddi etkilediler, derinden yaraladılar, uzun süredir unutamıyoruz ve psikolojik olarak etkileniyoruz. Genel bulunduğum alanda güvende olabilirim ama yalnız başıma kaldığımda güvende değilim. Bunlar için ciddi adımların atılması gerekiyor. Bu tür olayların en büyük nedeni ülkede adaletin tam olarak sağlanmaması.
Bu insanlar ceza almıyorlar. Başta bunlara bir ceza veriyorlar, sonrasında ‘iyi hal indirimi’ gibi gerekçelerle serbest kalıyorlar. Verilen cezalar caydırıcı olmadığı için gönül rahatlığı ile suç işlenebiliyor. Kadınların güvende olmaması ve kendilerini güvende hissetmemelerinin nedeni aslında adaletin sağlanmıyor olmasıdır. Suçlulara işlediği suçun verilmemesidir. Rojin’in failleri hâlâ elini kolunu sallayarak ortalarda gezmiyor olsalardı bu başka olaylarda caydırıcı olurdu. Bu tür olaylarda caydırıcı cezalar verilmeli. Mesela müebbet hapis cezası gibi. Uyuşturucu satan, hırsızlık yapanlar, katiller kol geziyor. Bu durumda insanlar neden korksunlar ki, neden Rojin’i, Narin’i öldürmesinler ki? Adalet olmadığı için bunlar devam edecekler. Konuşmamızın, oy toplamamızın, anket yapmamızın hiçbir anlamı yok. Bu insanlar korkmuyorlar. Ne yazık ki en sonunda Afganistan gibi bir Orta Doğu ülkesi olacak burası da. Çünkü insanlar gittikçe suça yöneliyorlar ve adaletten korkmuyorlar.”
Selma Aydemir: “Kesinlikle güvende değiliz. En yakınımızdan bile her an her şey gelebilir. Güvensiziz, ailede en yakınımızdan bile şiddet görebiliyoruz. Bizler tedirginiz.”
‘Bugün tacize uğradım’
Sozdar Ağdal: “Ben daha bugün bile tacize uğramış bir insanım. Ben bu ülkede minibüs bile bekleyemiyorsam nasıl huzurla yürüyebileceğim? Ben kadınlara yeterince sahip çıkıldığını düşünmüyorum. Her zaman kadınlara yardım ettiklerini söylüyorlar ama biz kadına yönelik şiddette ve kadın cinayetlerinde görüyoruz ki kadınlara yeterince yardım edilmiyormuş. Rojin Kabaiş dosyasında eğer ki iki farklı kişinin DNA’sı bulunduysa o kişilerin hemen söylenmesi gerekiyor. Onların hak ettikleri cezayı almasını istiyorum. Rojin’in dosyasında gizliliğin olmasının nedeni bence üst düzey birilerinin olmasıdır. Bence saklanmasının tek nedeni bu.”
‘Güvende değiliz’
Irmak Kalkan: “Maalesef güvende değiliz. Akşam saat dokuzdan sonra bile dışarıda tedirgin oluyoruz. Arkamıza sürekli bakıyoruz. Kulaklığımızın sesini açmıyoruz ki arkamızdan biri yürüyorsa ayak seslerini duyalım. Bence Rojin Kabaiş davası da cinayet. Rojin’in babasını gördükçe çok üzülüyorum. Umarım en yakın zamanda failleri bulunur. Katliamların önüne geçmek için cezalar verilirse belki insanlar bundan korkup bu suçları işlemezler. Ama maalesef adalete dair yorum yapamıyoruz.”
‘Üstü kapatılıyor’
Güneş Kaya: “Rojin’in davası kesinlikle üstü kapatılmış bir dava. Okul zan altında kalmasın diye bence üstü kapatılıyor. Bu da diğer kadın davaları gibi kapatıldı. Benim de bir kızım var. Okutuyoruz ama bu yaşananlar bizi de düşündürüyor. Böyle olacak diye uzak bir yere okula göndermeyi düşünemiyoruz. Bu tür suçlarda caydırıcı cezalar verilmeli. Türkiye’de kadın olmak çok zor. Kadın yetiştirmek çok zor.”
‘Cesaretlenmek ve ayağa kalkmak lazım’
Berfin Kaya: “Biz kadınlar olarak sadece dışarıdaki erkekler tarafından şiddete maruz kalmıyoruz. En yakınlarımız tarafından da psikolojik şiddete maruz kalıyoruz. Şiddete maruz kalınca ‘idare et, biz böyle gördük’ diyorlar. Aslında cesaretlenmek ve ayağa kalkmak lazım. Ama hepimiz de çok korkuyoruz. Şiddete uğramaktan, öldürülmekten çok korkuyorum. Susmak mecburiyetinde kalıyoruz çünkü susturuluyoruz. Hepimiz katlediliyoruz, öldürülüyoruz, şiddete maruz kalıyoruz. Hiçbirimizin psikolojisi iyi değil, hepimiz kötüyüz.”