Soykırımdan özgürlüğe doğru (3)

  • 09:01 31 Temmuz 2024
  • Dosya
Şengal’de yaşam Abdullah Öcalan’ın düşünceleri ile değişti!
 
Ronahî Zerdeşt
 
ŞENGAL - DAİŞ’in Şengal’e yönelik saldırısına ve fermana tanık olan Leylê Berkat, yaşamlarının Abdullah Öcalan’ın düşünceleri ile değiştiğini belirterek, “Eğer fermandan önce önderliğin düşüncelerini tanımış olsaydık ve kendimizi eğitmiş olsaydık fermanda kendimizi koruyabilir kadın ve çocuklarımızın düşmünın eline geçmesine engel olurduk” dedi. 
 
3 Ağustos 2014 tarihinde DAİŞ’in Şengal’e saldırısından üzerinden 10 yıl geçti. DAİŞ’in saldırısı ile  binlerce kadın katledildi, binlercesi kaçırıldı, köle pazarlarında satıldı. DAİŞ’in kaçırdığı kadınlardan birçoğunun akıbeti ise bilinmiyor. Êzidî kadınlar, DAİŞ’in Şengal’dan çıkarılması süreci ve sonrasında da  mücadele ve örgütlülüklerini güçlendiriyor.
 
DAİŞ’in Şengal’e saldırısına tanıklık eden Leylê Berkat, değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘DAİŞ Gir Zerê’ye geldiğinde anladık’
 
“Ferman çok acılıydı, erkekler katledildi, kızlarımız, çocuklarımız DAİŞ’in eline geçti” diyen Leylê, “DAİŞ’in adını duyduğumuzda, önce genel yol tutuldu, kimse o yolu kullanmıyordu, ne ordu ne de polis kullanamıyordu. Sorduğumuzda DAİŞ’in geldiğini ancak Êzidîler için gelmediklerini söylüyorlardı. Tilefer için geldikleri söyleniyordu. Bir ay kadar sonra Tilefer’den çıktılar ve bize yöneldiler. DAİŞ, Gir Zerê geldiğinde savaş başladı.  O zaman bize yönelik ferman olduğunu anladık. Bazı insanlar kaçtı.  Bazıları ise anlamadığı için yerlerinde kaldı. Bir süre sonra halk ve çeteler arasında savaş başladı. DAİŞ’in geldiğine ilişkin haber bize ulaştığında gece saat 2 civarı idi. Bir anda kalktık. Sabaha kadar silah seslerinden uyuyamadık, savaş çok şiddetliydi” ifadelerini kullandı.  
 
11 gün dağda kaldılar
 
DAİŞ’in kendilerine ağır silahlarla saldırdığını hatırlatan Leylê, “Biz kaçtığımızda hava çok sıcaktı. Birçok çocuk susuzluktan dolayı yaşamını yitirdi.  Biz aile olarak 11 gün dağda kaldık. Acı bir durumdu. Bir oğlum çok küçüktü, süt ve su olmadığı için ölür diyordum. Sadece benim değil birçok Êzidî çocuk bu durumdaydı. Açlık ve susuzluktan düşüyordu. Yine ferman günü kız ve erkek çocuklara nasıl farklı yaklaştıklarını gördük. Kız çocukları bırakıp erkek çocukları birlikte götürüyorlardı. Ben kız çocukları bırakmak istemiyordum. Ben ve kayınvalidem bırakılan kız çocuklarını birlikte dağa götürdük. Dağda 11 gün kaldıktan sonra PKK savaşçıları geldi. Bize  su ve yiyecek verdiler. Ardından bizi Rojava’ya götürdüler. Bir gün orada kaldıktan sonra Başûr’a geçtik” dedi. 
 
Güney’de 3 yıl
 
Ailesi ile birlikte 3 yıl Güney’de kaldıktan sonra Şengal’e dönen Leylê, şunları anlattı: “Herkes bize Şengal’e gitmeyin güvenli değil diyordu. Ancak ben Şengal’e döneceğimi çocuklarımın fermanın nasıl olduğunu bilmelerini istediğimi söyledim. Kendilerini ve topraklarını düşmana karşı  korumayı bilsinler istedim. Ne olursa olsun insan kendi topraklarında kendini koruyabilir. 3 yıl sonra köyüme geldiğimde kız ve erkek çocuklarımızın kendi topraklarını nasıl koruduklarını gördüm. Bu yüzden de bir damla kanımız kalıncaya kadar bu arkadaşlara destek olmalıyız dedim.”
 
Farklı yöntemlerle sürüyor
 
Fermanın bu gün de bitmediğini belirten Leylê, “Düşman bu gün de farklı yöntemlerle saldırıyor, fermanı sürdürmek istiyor ve bizi kültürümüzden, inancımızdan uzaklaştırmak istiyor” dedi.
 
Sorunlarını kendileri çözüyor
 
Topraklarına dönüp PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ideolojisini tanıdıktan sonra kendi toplumunun sorunlarını çözmek, tüm kadınlara ulaşmak, Êzidî toplumunun tekrar fermanlarla yüzyüze kalmaması için meclis çalışmalarına katılan Leylê, meclis çalışmalarına ilişkin de şunları dile getirdi: “Şimdi mecliste toplumumuzun sorunlarını ele alıp çözüm geliştiriyoruz. Toplumumuzun sorunlarınlarının hükümete gitmesini istemiyoruz.  Meclis olarak kendimiz çözmek istiyoruz.” 
 
Kadınların ve toplumun eğitimi
 
Êzidî toplumunun bir daha fermanlarla yüz yüze kalmaması,  saldırılara karşı kendisini koruyabilmesi kadın ve gençlerin  PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın düşünceleri ile eğitilmesini istediklerini dile getiren Leylê, “Eğer fermandan önce önderliğin düşünlerini bilseydik ve onun düşünceleri ile kendimizi eğitmiş olsaydık  fermanda  kadınların ve çocukların düşmanını eline geçmemesi için kendimizi koruyabilirdik. Kendisini önderliğin düşünceleri ile eğiten insanlar anla kendi kültür ve inanıcını unutmaz ve düşmanın tuzağına düşmez” dedi.  
 
Kamplardaki  Êzidîlere ‘dönün’ çağrısı
 
Leylê, son olarak şöyle dedi: “Kamplardaki Êzidîlerden isteğim kendi topraklarına dönsünler. Hiçbir insan arasına ayrım koymuyoruz. Kendi yer-yurtlarına dönsünler. Başka bir yer ve başka bir elbise onlara olmaz, uymaz. Umudumuz DAİŞ’in elindeki Êzidî kadınların kurtarılmasıdır.”
 
YARIN: Ferman, kurtuluş ve umudun öyküsü!