Türkiye ve Kuzey Kürdistan deneyimleri
- 09:03 24 Ocak 2025
- Jıneolojî Tartışmaları
"Fatsa’dan Gezi Direnişi’ne, demokratik konfederalizm ve yerel dayanışma ağları, halkın doğrudan katılımıyla toplumsal adaletin ve eşitliğin nasıl somutlaştırılabileceğini gösteriyor. Bu deneyimler, Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da alternatif bir yönetim modelinin mümkün olduğuna işaret ediyor."
Gurbet Aydoğan
Bu yazıda, demokratik konfederalizmin, Türkiye ve Kuzey Kürdistan deneyimleri, Rojava devrimi, Latin Amerika’daki mücadeleler, Zapatista Hareketi, Arjantin kadın kooperatifleri ve Hindistan’daki yerel örgütlenmelerde nasıl somutlaştığını da inceleyeceğiz. Bu deneyimler, otonom oluşumlarında toplumsal adalet ve eşitlik mücadelesindeki kritik rolünü vurgulayarak, demokratik konfederalizmin enternasyonel ölçekteki potansiyelini açığa çıkaracaktır.
Türkiye’de ve Kuzey Kürdistan’da demokratik konfederalizm ve otonom yapıların çeşitli örnekleri, özellikle Fatsa, Gezi Direnişi ve Kuzey Kürdistan’da yerel yönetim deneyimleri üzerinden somutlaşmaktadır.
Fatsa deneyimi
Fatsa deneyimi, 1970'lerin sonunda Fatsa’da gerçekleşen ve yerel yönetim anlayışıyla dikkat çeken bir örnektir. Bu deneyim, halkın katılımıyla oluşturulan ve yerel sorunların çözümünde etkin bir rol oynayan bir yönetim modelini göstermektedir.
Fatsa deneyiminde, belediye başkanı Fikri Sönmez öncülüğünde katılımcı bir yönetim modeli benimsendi. Her hafta düzenlenen halk toplantılarında ilçe sakinleri, belediye projeleri hakkında bilgilendiriliyor ve geri bildirimlerde bulunuyordu. Böylece, projeler halkın ihtiyaç ve istekleri doğrultusunda şekillendirildi. Karar alma süreçlerinde halkın doğrudan katılımını sağlamak amacıyla referandumlar ve açık oylamalar yapıldı. Bu sayede, yerel yönetim kararları halkın geniş katılımıyla alındı.
Fatsa deneyimini somutlaştıran bazı örnekler şu şekilde:
*Halk Komiteleri
Fatsa'da, mahalle sakinlerinin kendi bölgelerindeki sorunları belirleyip çözüm önerileri geliştirdiği mahalle komiteleri kuruldu. Bu komiteler, temizlikten altyapıya kadar çeşitli konularda mahalle sakinlerinin doğrudan katılımıyla kararlar alıyordu.
*Kadın Komiteleri
Kadınlar, sosyal yaşamın çeşitli alanlarında daha aktif rol alabilmek için kendi komitelerini oluşturdular. Bu komiteler, kadınların eğitim, sağlık ve istihdam gibi konularda daha fazla söz sahibi olmalarını sağladı.
*Tarım ve Kooperatif Çalışmaları
Fatsa'da, yerel çiftçilerin ekonomik durumlarını iyileştirmek için tarım kooperatifleri kuruldu. Bu kooperatifler, çiftçilerin ürünlerini daha iyi koşullarda satabilmelerini ve gelirlerini artırmalarını sağladı.
*Kültürel Etkinlikler ve Eğitim
Fatsa yönetimi, toplumsal dayanışmayı artırmak için çeşitli kültürel etkinlikler ve eğitim programları düzenledi. Tiyatro gösterileri, okuma yazma kursları ve diğer sosyal etkinlikler, halkın bir araya gelmesini sağladı.
Halkların Demokratik Kongresi
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Türkiye'de çeşitli sol, sosyalist, ekolojist ve özgürlükçü grupların bir araya gelerek oluşturduğu ve Türkiye’de ilk defa kongre formunda örgütlenen yapı olma özelliğini taşımaktadır. 2011 yılında kurulan HDK, toplumsal hareketlerin ve sivil toplum örgütlerinin ortak bir zeminde buluşmasını ve birlikte hareket etmesini amaçlar. HDK, kapsayıcı bir yapı olarak, farklı etnik, inanç ve kültürel kimliklerin temsil edilmesini, toplumsal cinsiyet eşitliğini temel ilke edinmektedir.
HDK'nin savunduğu temel değerler, Türkiye'nin sosyal ve politik yapısında köklü değişiklikler yapılması gerektiğine işaret eder. Bu bağlamda, HDK'nin faaliyetleri sıklıkla sosyal adalet, ekonomik eşitsizliklerin giderilmesi, ifade özgürlüğünün korunması ve demokratik hakların genişletilmesi gibi konular etrafında şekillenir. HDK, bu konularda kamuoyunu bilgilendirmek ve toplumsal farkındalık yaratmak en yerelden örgütlenmeyi esas alır.
HDK, tabandan yukarıya doğru bir örgütlenme modeli benimser ve bu yapı, katılımcı demokrasi ilkelerine dayanarak şekillenir. HDK'nin örgütlenme modeli, kadın, gençlik, emek, ekoloji, halklar ve inançlar, kültür ve sanat gibi meclisleri, yerel meclisler ve genel kurul gibi farklı düzeylerdeki yapıları içerir. HDK'nin temel yapı taşlarından biri yerel meclislerdir. Bu meclisler, mahalle, ilçe veya il düzeyinde kurulabilir ve yerel sorunlara odaklanarak çözümler üretmeyi amaçlar. Yerel meclisler, HDK'nin en geniş katılımlı organlarıdır ve farklı kesimlerden insanların bir araya gelmesini sağlar. HDK'nin en üst karar organı olan genel kurul, tüm bileşenlerin katılımıyla belirli aralıklarla toplanır. Genel kurul, stratejik kararların alındığı, politikaların belirlendiği ve örgütün genel yöneliminin tartışıldığı bir platformdur.
HDK'in tüm yapılarında, karar alma süreçleri mümkün olduğunca katılımcı ve şeffaf bir şekilde yürütülmeye çalışılır. Konsensüs ile karar alma, farklı görüşlerin dikkate alındığı ve ortak bir zeminde buluşulduğu bir yöntem olarak tercih edilir. Bu örgütlenme modeli, HDK'nin farklı toplumsal kesimlerin temsil edilmesini ve bu kesimlerin kendi seslerini duyurabilmelerini sağlar. Ayrıca, HDK'nin esnek yapılaşması, değişen toplumsal dinamiklere hızlı bir şekilde adapte olabilmesine olanak tanır.
HDK'nin karşı karşıya olduğu zorluklar arasında, siyasi baskılar, medya üzerindeki kısıtlamalar ve bazı grupların faaliyetlerine yönelik hukuki tehditler yer almaktadır. Ancak, HDK, bu zorlukları aşmak ve savunduğu değerleri hayata geçirmek için örgütsel kapasitesini geliştirmeye ve toplumsal desteği artırmaya yönelik çalışmalarını sürdürmektedir.
Gezi Direnişi
2013 yılında başlayan Gezi Direnişi, Türkiye'de toplumsal hareketlerin ve yerel dayanışmanın yeniden şekillendiği bir dönüm noktası oldu. Direniş süresince İstanbul başta olmak üzere ülkenin dört bir yanında kurulan park forumları ve halk meclisleri, vatandaşların doğrudan demokrasi deneyimlemelerine olanak tanıyan önemli platformlar haline geldi. Bu yapılar, mahalle sakinlerinin bir araya gelerek toplumsal ve politik meseleleri tartıştığı, kararlar aldığı ve hareket planları oluşturduğu toplantılardı. İstanbul’un Kadıköy ilçesinde Yoğurtçu Parkı Forumları, semt sakinlerinin katılımıyla düzenli olarak toplandı. Bu forumlar, yerel halkın çevre sorunlarından kentsel dönüşüme, eğitimden sağlık hizmetlerine kadar birçok konuda fikir alışverişinde bulunmasına ve doğrudan katılımcı demokrasiyi deneyimlemesine olanak sağladı.
Gezi Direnişi'nin ardından, mahalle dayanışma ağları oluştu. Bu ağlar, yerel toplulukların kendi ihtiyaçlarını karşılamak için bir araya geldiği platformlardı. Örneğin, İstanbul’un birçok mahallesinde gıda kooperatifleri ve takas pazarları kuruldu. Bu yapılar, ekonomik dayanışmayı artırmak ve tüketim alışkanlıklarını değiştirmek için somut adımlar attı.
Not: Yazının devamı “Kürdistan Deneyimleri” başlığıyla haftaya yayınlanacaktır.