Meclis üyesinin iddiasıyla işten çıkarıldı, direnişe geçti

  • 09:02 14 Ocak 2025
  • Emek/Ekonomi
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL – Grev kırıcılığı yapan Meclis üyesi Özkan Özdemir ile yaşadığı tartışmanın ardından KOD 26 gerekçesiyle işten çıkarılan belediye işçisi Belgin Taş, Kartal Belediyesi önünde direnişini sürdürüyor. Belgin Taş, yaşananların aynı zamanda kadınların yoksullaşmasının önünü açtığını ifade ederek, "İşin içerisinde CHP olduğu için herkes kör, sağır, dilsiz. İşçinin ahı indirir şahı diyoruz. Bu onurlu mücadeleye destek istiyorum" dedi. 
 
Uzun yıllardır belediye çalışanları, çeşitli KOD’lar kullanılarak tazminatsız bir şekilde işten çıkarılmaya maruz kalıyor. İşçinin emeğini yok sayan bu anlayışa karşı, emekçiler seslerini yükseltiyor. Son olarak, Kartal Belediyesi’nde çalışan 11 yıllık işçi Belgin Taş, KOD 26 gerekçesiyle işten çıkarıldı. Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine başlayan grev sırasında, grev kırıcılığı yapan Belediye Meclis Üyesi Özkan Özdemir ile yaşadığı tartışmanın ardından işinden olan Taş, 18 Kasım’dan bu yana “İşimi geri istiyorum” pankartıyla her pazartesi belediye önünde direniş gerçekleştiriyor. Belgin Taş, yaşadığı süreci ve direnişini JINNEWS’e anlattı. 
 
Meclis üyesinin beyanları ile işinden atıldı
 
 2014 yılından bu yana belediyede çalıştığını, son beş yıldır ise Sosyal Yardım Müdürlüğü'nde görev yaptığını belirten Belgin Taş, Kartal Belediyesi’nde çalışan işçiler olarak Genel-İş ve SODEM-SEN arasında yapılan Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve başladıklarını ifade etti. Belgin Taş, “Grev sürecinde çöp toplamaya gelen Beykoz Belediyesi'nden işçi arkadaşlara yaptıklarının yanlış olduğunu, grevimizin devam ettiğini, bu yaptıklarının doğru olmadığını, grev kırıcılığına girdiğini söyledim ama ne yapayım dedim, emir kulusunuz deyip çıktım o alandan. Sonra bir sonraki çöp konteynerinde yine ellerinde eldivenle çöp toplayan birini gördüm ve aynı şeyleri ona da söyledim. Daha sonra onun seçilmiş bir meclis üyesi olduğunu anladım. ‘Sen meclis üyesi değil misin?’ dedim, o da ‘Evet, ben meclis üyesiyim’ dedi. Sonra tartışmanın şekli daha da farklılaştı. Bana ‘Sen belediyeden ekmek yiyorsun lan, nankörlük yapma’ demesiyle olayın boyutu daha da alevlendi. Birbirimize karşı bir takım kelimeler sarf ettik. 
 
Meclis üyeleri çöp temizliğindeymiş
 
O gün sadece Özkan Özdemir değil, diğer meclis üyeleri de başka yerlerde çöp temizliğindeymiş. Özkan Özdemir'e uyarıda bulunduğum sırada, bir anda arabalardan çıkan erkekler tarafından etrafım sarıldı. Sonradan öğrendim ki çöp arabasındaki ve çöp toplayan kişiler, koruma aracılığıyla çöp toplamaya teşvik edilmiş. Belediye başkanının talimatıyla, bütün meclis üyeleri ve ilçe başkanları dahil olmak üzere hepsi sahadaymış. Bu olay 3 Kasım Pazar günü yaşandı. 4 Kasım’da işime son verildi. Özkan Özdemir ise 18 Kasım’da benden şikayetçi olmuş. Bunu geçen hafta ifade vermem için karakoldan arandığımda öğrendim."
 
‘Kabul edilemez’
 
İkili tartışma sonucunda işten atılmasının kabul edilemez bir durum olduğunu belirten Belgin Taş, “Haklarını gidip başsavcılıkta ya da cumhuriyet savcılığında arayacaktı. Ama kendisi artık belediye başkanıyla nasıl bir kirli ilişkiye sahipse, ‘Ya o ya ben’ diye bir tercih yaptırmış. Belediye başkanına gelince, sen koskoca Kartal’ın belediye başkanısın, nasıl böyle bir karara varabiliyorsun? Özkan Özdemir geldi, sana yalan beyanda bulundu. Çünkü benim Özkan Özdemir’e ve diğerlerine karşı sinkaflı kelimeler kullandığımı iddia etmiş. Böyle bir şey yok. Birtakım kelimeler söylendi, ama sinkaflı kelimeler asla olmadı. Zaten sonradan böyle bir şey olmadığı ortaya çıktı. 
 
Kod 26 ile işten çıkarıldı 
 
Belediye başkanına soruyorum: Sen Özkan Özdemir’i dinledin, peki biz insan değil miyiz? Çağırıp, ‘Sen böyle bir şey yaptın mı, yapmadın mı?’ diye sormak bu kadar mı zor? Diyelim ki yapmış olsam dahi, karar verme yetkisi sizde değil. Hakim misiniz? Savcı mısınız? Bu kadar görev karmaşasının manası ne? Baştan sona tutarsızlık! Nereden tutsan elinde kalıyor. Kod 26 ile işten çıkarıldım. Disiplin kurulu kararını net bir şekilde görmedim. Sadece, ‘İş akdiniz feshedildi, gelip tebligatınızı alabilirsiniz’ denildi. Gittiğimde ise sadece Kod 26’yı gördüm. Beni Kod 26 ile işten çıkartıyorlar; tazminatımın, başka bir yerde çalışmamın ve işsizlik maaşı almamın önüne geçiliyor” dedi.
 
‘Sendika kış uykusunda’
 
İşçiyi işten çıkarmanın en kolay yolunun KOD’lar olduğunu dile getiren Belgin Taş, yaşananların aynı zamanda cinsiyetçi bir saldırı olduğunu belirtti. Kadın yoksullaşmasının ve kadının eve kapatılmasının önünün açıldığını ifade eden Belgin Taş, şunları söyledi: “Benim 11 yıllık haklarımı gasp edemezsin. Eğer bir erkek olsaydım, tam tersi, belki de ödüllendirilecektim. Çünkü belediye başkan yardımcısına bıçak çeken bir adamı koordinatör yaptılar. Onların gözünde güçlü. ‘Kadın olarak bir şey yapamaz, bir yere gidemez, hakkını arayamaz’ mantığıyla yaklaştıkları için bunu yapıyorlar. Kadının gücü tartışmaya kapalıdır. Ben şu an tek başınayım; sendika yok, işçi yanımda yok. Sendika kış uykusunda, umarım uyanırlar. Herkes kör, sağır ve dilsiz. Haklarımızı grev alanında alacağımızı düşündük ama olmadı. Genel merkezin SODEM-SEN ile el sıkışması sonucunda işçiyi de satmış bulundular.
 
Direniyorum 
 
Eğer farklı bir belediyenin çalışanı olsaydım ve bu iş sonlandırma konusu gündeme gelseydi, kahraman ilan edilirdim. Ama işin içinde Cumhuriyet Halk Partisi olduğu için herkes kör, sağır ve dilsiz. Özgür Çelik, Mert Polat, Gökhan Yüksel hikayelerimi görüyor ama kör, sağır ve dilsiz davranmaya devam ediyorlar. Greve çıktığımız için 300’e yakın işçiye tutanak tutulmuş, savunma istenmiş. Arkadaşlarla konuşuyorum, ‘Ne durumdasınız?’ diyorum. Onlar da bana, ‘Abla sen direndiğin sürece bir tanemizi dahi çıkaramayacaklar,’ diyorlar. Arkadaş, ben direniyorum da, siz de bana destek olun.”
 
‘Hak yediklerini biliyorlar‘
 
İşten çıkarıldıktan sonra hakkının peşini bırakmadığını ve direnişe geçtiğini ifade eden Belgin Taş, “Hemen ilk pazartesi basın açıklamamızı yaptık. Sonrasında, ‘Bir kişi dahi kalsam, tek başıma bile olsam, bu basın açıklamasını her pazartesi belediyenin önünde yapacağım’ dedim. Onurlu bir direnişin içerisindeyim. Ben basın açıklaması yapıyorum, camlar kapanıyor. Başkanlar, müdürler içeride dolaşıyor. Benim basın açıklaması yaptığım saatlerde, belediye çalışanlarının dışarıda sigara içmesi bile yasaklanmış durumda. Bir kadının direnmesinden korkuyorlar. Çünkü hak yediklerini biliyorlar. Bu direniş, aslında emeğin kutsallığını savunma mücadelesi. Ben de davamı açtım. Geçtiğimiz günlerde arabuluculuk görüşmesi yapıldı. Orada, ‘Kesinlikle işe iadesi yapılmayacak, herhangi bir ödeme de yapılmayacak’ denildi. Biz davamızda ve yolumuzda haklıyız. Bu dava süreci boyunca, her pazartesi oradayım.”
 
‘Bu onurlu mücadeleye destek istiyorum’
 
Belgin Taş, son olarak şu çağrıda bulundu: “Bu dava, hak davası, ekmek davasıdır; herkesin sahipleneceği ve kucaklayabileceği bir dava. Bu onurlu mücadeleye destek istiyorum. İnsanların omuz vermesini, yanımda olmalarını istiyorum. İşçinin gücünün farkına varmasını istiyorum. İşçiler inanılmaz derecede korkak davranıyor. Oysa ki, işçinin ahı şahı indirir diyoruz. Bunları boş yere söylemiyoruz. İşçi, gücünün farkında değil. Bir kere gücünün farkına varsın istiyorum. Rızkı veren Hüdadır; bu kadar korkak davranmanın bir anlamı yok. Belgin Taş’a bir şey olmadı, onlara da bir şey olmaz.”  
 
 
 

Etiketler:

jinnews