‘Nerede bir kazanım varsa devlet aklı müdahale ediyor'

  • 09:05 4 Ocak 2025
  • Güncel
Şehriban Aslan
 
AMED - Silêmanî kentinde geçtiğimiz günlerde asayiş birimleri tarafından çeşitli kadın kurumlarının kapatılmasına dönük konuşan kadınlar, “Nerede bir kadın kazanımı varsa devlet aklı orada bir müdahale ediyor” dedi.
 
Güney Kürdistan’ın Silêmanî kentinde 31 Aralık günü asayiş birimleri tarafından çeşitli kurumlara yönelik baskınlar düzenlendi. Bu baskınlar kapsamında, Kompanya Gizîngê Berbeyan adlı medya prodüksiyon şirketi basılarak faaliyetleri durduruldu ve kurum kapatıldı. Aynı gün sabah saatlerinde ise, kadın hakları savunucusu örgütlere yönelik operasyonlar dikkat çekti. Rêxirawên Jinên Azadixwaz ên Kurdistan (RJAK) bünyesindeki Niwêger Örgütü ve Merziye Örgütü merkezleri de hedef alınarak baskın düzenlendi ve ardından bu merkezlerin faaliyetlerine son verildi.
 
Yaşananlara ilişkin birçok kesimden tepki gelirken Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçeci ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Amed Milletvekili Adalet Kaya da tepki gösterdi.
 
‘Zihniyet her yerde aynı’
 
Berivan Bahçeci ilk olarak, prodüksiyona saldırının temel amaçlarından birinin Rojava’daki gelişmelerin ekranlara yansıması ve etki yaratmasından kaynaklı olduğunu belirtti. Kadın kazanımlarının olduğu her yere bir saldırı söz konusu olduğuna vurgu yapan Berivan Bahçeci devamında, “Kadın kazanımlarına saldıran zihniyet her yerde aynıdır. Bu erkek egemen zihniyetini bir üründür. Onlar da orada kadın çalışmalarının nasıl ön plana çıktığını, kadın katliamları ile ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesiyle büyüyen mücadeleyi yansıttıklarında etkisini bildikleri, örgütlü mücadelenin geliştiğini bildikleri için bu prodüksiyonu kapattılar. Aslında bu sistemin barbarlığını topluma yansımaması noktasında yapılan bil saldırıydı. Nerede bir kadın kazanımı varsa devlet aklı orada bir müdahale yapıyor. Rojava Devrimi kadın öncülüğünde yapılan bir devrimdi. Orada yine aynı güçte bir devrimin yaşanmaması, bunun toplumsallaşmaması için bir saldırı gerçekleştirildi. Oradaki barbarlığın açığa çıkmaması için basın yayın organlarının sesi kısıtlanmaya çalışılıyor. Cihan Bilgin ve Nazım Daştan da o yüzden katledildi. O açıdan nerede bir kadın kazanımı varsa erkek egemen sistemin bir saldırısı da oluyor” dedi.
 
‘Kadın noktasında verilen bütün hizmetleri durduruyorlar’
 
Kürdistan’ın her bölgesinde kadın kazanımlarının farklı alanlarına saldırılar yapıldığını kaydeden Berivan Bahçeci, kadın kazanımlarına saldırılara ilişkin şu örnekleri verdi: “Kadın kazanımlarına saldırıları değerlendirirken 4 parça Kürdistan’ı bir bütünen değerlendirmek lazım. Devlet aklı aynı noktada işliyor. Başur’da kadın prodüksiyonlarına saldırıyorsa burada da kayyım eliyle kadın kazanımlarına saldırı var. Kürdistan kentlerindeki belediyelerine kayyım atandığında yapılan ilk şey kadın bürolarını, derneklerini, evlerini kapatmak oluyor. Kadın noktasında verilen bütün hizmetleri durduruyorlar. Bunun için her türlü saldırılarını ve müdahalelerini devreye koyuyor.”
 
‘Eril zihniyetlere cevap olabiliriz’
 
Kadın kazanımlarına ve çalışma alanlarına karşı yapılan saldırıların nedenini, “Kadınlar eşitlikçi, özgürlükçü, paylaşımcıdır. Hegomon güçler de tekçi, iktidarcı ve rantçıdır. Bu noktada ‘yoluna taş koyan’ kadınlara iktidarlığını korumak için saldırıyorlar” diye ifade eden Berivan Bahçeci, bu saldırılara karşı öz savunmanın geliştirilmesi gerektiğine işaret ederek, “Bu açıdan bunlar yapılırken kadınlar da daha güçlenerek bu saldırıları bertaraf edeceklerdir. 21’nci yüz yılın kadın yüzyılı olacağını vurgulamak istiyorum. 2024’e baktığımızda kadınların çok katledildiği,  yok olduğu, çocukların da kaybettirildiği bir yıl oldu ancak, ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesinin de en çok doruğa ulaştığı bir yıl oldu. Saldırıların yoğunlaştığı yerde mücadelenin de büyüdüğünü söyleyebiliriz. 2025 yılının da kadın mücadelesinin, örgütlülüğünün en üst düzeylere çıkacağı bir yıl olacağına inanıyorum. Bizler ancak örgütlülükle bu eril zihniyetlere, iktidar yaklaşımlarına ve kendini kadın düşmanlığı üzerine var eden hegomon güçlere cevap olabiliriz” sözlerini kullandı.
 
‘Türkiye’yi kendine rol model olarak görüyor’
 
Saldırılara tepki gösteren DEM Parti Amed Milletvekili Adalet Kaya da, “Otokratik iktidarlar kendi güçlerini tahkim etmek için faşizm, ırkçılık, milliyetçilik ve cinsiyetçilik karşısında mücadele veren kadın kurumlarına saldırıyorlar. Başur’daki yönetim hem Irak merkezi yönetimi hem de Kürdistan bölgesel yönetiminin ortak kararı ve müdahalesiyle kadın kurumlarına baskınlar düzenlenerek kapatıldı. Fakat buna dair hiçbir hukuki gerekçe sunulmadı. Bu tür iktidarlar sıkıştıkları anda işledikleri suçları, topluma karşı ürettikleri ihlalleri belgeleyecek, gerçeği açığa çıkarmak için mücadele yürüten kadın örgütlerine, kadın prodüksiyon kurumlarına dönük saldırılarını gerçekleştiriyorlar. Türkiye de son 10 yıl boyunca sicili oldukça kötü bu konuda. Ne yazık ki Başur yönetimindeki Kürdistan Bölgesel yönetimi de Türkiye’yi kendine rol model olarak almış bir pratik ortaya koyuyor. Bu da kabul edilemez bir durumdur” dedi.
 
‘Gazetecilerin hedef alınmasına ilişkin tavır geliştirilmeli’
 
Adalet Kaya, gazeteciler üzerindeki baskı, şiddet ve katliama dikkat çekti. Adalet Kaya, “Hakikat mücadelesi veren gazeteciler üzerinde Türkiye’nin yürüttüğü gözaltına alma, tutuklama, MİT eliyle SİHA veya farklı şekillerle katledilme meselesi söz konusu… Yine Kürdistan Bölgesel Yönetimi bir göz yumma pratiğine tanıklık ediyoruz. Sadece son birkaç yılda o bölgede katledilen gazetecilere baktığımızda asla kabul edilemez savaş suçunun işlendiği bir durum söz konusudur. Tam da böyle bir süreçte savaşın bu kadar tırmandığı bir süreci açığa çıkarmak için mücadele eden ve halka doğru haberi ulaştırmak için gazeteciler ne yazık ki yaşamlarını ortaya koyuyor. Bunu en son Nazım ve Cihan’dan biliyoruz ve gördük. Hakikatleri yazmak için yaşamlarıyla ödemek zorunda kaldılar. Bu nedenle tabi ki diktatörlerin yaptıkları ilk şey kadın kazanımlarını yok etmek. Kapatılan kadın kurumlarına baktığımızda aslında bölgede hayata geçirilen kadın kırımına karşı bir hak mücadelesi veriyor. Bu yanlıştan bir an önce dönülmesi gerektiğini belirtiyoruz. Özellikle Türkiye ile yapılan işbirliği çerçevesinde gazetecilerin hedef alınması konusunda da bir tavır geliştirilmelidir” şeklinde konuştu.
 
‘Yaptıkları işler çok kıymetli’
 
Adalet Kaya son olarak, “Bugün artık ulusal birlik konusunda adımlar atılıp önem kazanmışken bu kadar düşmanca bir yerden yapılan bu pratik ve politikalar ne yazık ki doğru değil. Özellikle 4 parça Kürdistan’daki halkın vicdanını yaralayan bir pratiktir. Bundan dönülmesi gerekir. Ayrıca uluslararası kamuoyunun orda işlenen savaş suçlarının ulaşması ve haberdar olması açısından da bu kurumların hepsinin yaptığı çalışmalar çok kıymetlidir. Kadın kurumlarına bakıldığında yakılan, katledilen ve baskılanan kadınların hikâyelerini dünyaya ulaştırdıklarını görüyoruz. Bu nedenle bu işler çok kıymetlidir” dedi.