AKP ‘kendi gençliğini’ yaratmayı hedefliyor

  • 09:06 5 Mayıs 2024
  • Güncel
 
 
Nazlıcan Nujin Yıldız
 
İZMİR - Yeni müfredat taslağına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Eğitim-Sen İzmir 2 No’lu Şube Hukuk Sekreteri Fatma Çayır, AKP’nin kendi gençliğini yaratmayı hedeflediğine dikkat çekerek buna karşı daha örgütlü bir tavır sergilenmesi gerektiğini vurguladı.
 
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğretim kademelerindeki zorunlu derslere ait, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” yeni müfredat taslağını kamuoyu ile paylaştı. Müfredat taslağının bir süre internet sitesinde kalacağı ve müfredata yönelik görüşlerin toplanacağı belirtildi. 2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulanacak olan müfredatın, öneri ve paylaşımlar doğrultusunda ‘revize edilerek’ son haline getirileceği bildirildi.  Yeni müfredat taslağında MEB, Anadolu İmam Hatip Liselerinin 9’uncu sınıflarında okutulacak olan Temel Dini Bilgiler kitabında, dijital öğretme ortamları ve uygulamalarının, imkânlar çerçevesinde öğretme ve öğrenme süreçlerine dâhil edilmesi gerektiği belirtilirken Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından geliştirilen uygulamalar da örnek olarak gösterildi. Diğer taraftan 12’nci sınıf din dersi programına “cihat” kavramı da girdi. Aynı zamanda “Cihadın Çanakkale Muharebeleri, Millî Mücadele süreci ve 15 Temmuz’da olduğu gibi barışı sağlama ve vatanı savunmadaki rolüne vurgu yapılır” ifadelerine de yer verildi. Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda din dersi 4’üncü sınıftan 12’nci sınıfa kadar zorunlu olurken, Alevilik’e sadece 12’nci sınıfların kitaplarında ‘İslam düşüncesinde tasavvufi yorumlar’ başlığı altında yer verildi.
 
Eğitim-Sen İzmir 2 No’lu Şube Hukuk Sekreteri Fatma Çayır, yeni müfredat taslağına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Yeni müfredat 2004 yılından bu yana yapılan değişikliklerin sonucu’
 
Müfredat değişikliğinin yeni bir durum olmadığını söyleyen Fatma, yeni müfredatın 2004 yılından bu yana yapılan değişikliklerin bir sonucu olduğunu belirtti. 2017 yılında Evrim Teorisi’nin ders kitaplarından kaldırılmasının buna bir işaret olduğunu ifade Eden Fatma, “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in o zamana ait demeçleri var. ‘Birçok teori varken neden Evrim Teorisi kitaplarda var, bunu çok anlayabilmiş değilim’ der. Yine aynı kişinin, bu yönde devam ediyor olması, yine İslami jargonun, İslami ahlakın ve kültürün ders kitaplarına peyderpey konuluyor olması çok şaşırtıcı değil” dedi.
 
AKP ‘kendi gençliğini’ yaratmaya çalışıyor
 
Bu durumun evrensel eğitim anlayışıyla, özgürlükçü bakış açısıyla ya da aydınlık bir geleceğin inşa edilmesi şeklinde yorumlanmaması gerektiğini dile getiren Fatma, başta Eğitim-Sen olmak üzere diğer eğitim sendikalarının da bu durumu bu şekilde yorumlamadığını belirtti. Hedeflenen şeyin AKP’nin kendi gençliğini yaratmak olduğuna dikkat çeken Fatma, “Görmek istediği profil neyse, öğrencileri nasıl şekillendirmek istiyorsa müfredatı da bu şekilde şekillendirmek istediğini biliyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘AKP’nin mevcut politikasında bilimi reddeden bir tavrı var’
 
AKP’nin mevcut politikasında bilimi reddeden bir tavrı olduğunu sözlerine ekleyen Fatma, yapılan açıklamalardan ‘kitap okuyan bireyleri sevmediklerini’ bildiklerini ifade etti. AKP’nin, kadınların yerini evleri olarak gördüğü ve kadınların asli görevinin annelik olduğunu söylediği açıklamalarının da olduğunu paylaşan Fatma, “TÜGVA ve Ensar gibi vakıfların cemaat ve tarikatlarla işbirliği içinde olmaları onların anlayışına baktığımızda çok makul bir tavır olarak görünüyor. İşbirliği içinde olmalarını fütursuzca her kürsüde ilan ediyor olmaları da ayrıca sorgulanması gereken bir konu. Yeni müfredatta her ne kadar Bakan, ‘akademik çevrelerle işbirliği içindeyiz’ ya da ‘komisyonlar oluşturuldu, çalıştaylar yapıldı’ dese de bunun böyle olmadığını biliyoruz” diye ifade etti.
 
‘Bakan’ın bahsettiği akademisyenlerin kim olduğunu bilmiyoruz’
 
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bahsettiği akademisyenlerin kimler olduğunu bilmediklerini söyleyen Fatma, “Eğitim emekçilerinin, veli derneklerinin ya da velilerin taleplerinin ne olduğuyla ilgili bir fikirleri yok diyeceğim ama var ve bu pek de hoşlarına gitmiyor’ diyerek ÇEDES kapsamında tarikat ve cemaatlerle yapılan işbirliğinin öngörülebilir bir durum olduğunu kaydetti.
 
Müfredat değişikliklerinde ‘var olanı biraz daha bozalım’ anlayışı var
 
Mevcut iktidarın başa geldiğini andan itibaren gelen her bakanın müfredatta yeni bir değişiklik yapmak istediğini vurgulayan Fatma, bu değişikliklerin hep ‘revize etme’ şeklinde dile getirildiğine dikkat çekti. Fatma, “Her gelen bakan bir önceki bakanın yaptığı yenilikleri reddetti. Sürekli bir yapboz hali var. Burada aslında ‘denedik olmadı, bir daha deneyelim’ tarzında bir tavır yok. Tam tersine ‘var olanı bozalım, biraz daha bozalım’ anlayışı var. Dolayısıyla çocukların ruh durumu, bilişsel düzeyi, kişilikleri nasıl şekillenmiş ya da nasıl şekillenecek çok da ilgilendiklerini düşünmüyorum” diye belirtti.
 
‘Değerler kulübü’ adı altında yapılan aktivitelerden velilerin haberi yok   
 
ÇEDES projesinin velilere olduğu gibi anlatılmadığının altını çizen Fatma, sene başlarında hazırlanan kulüplerin arasında ‘değerler kulübü’ adında yeni bir kulüp olduğunu söyledi. ‘Değerler kulübünde’ öğrencilerin belli aktivitelere dâhil olacağı hakkında velilere bilgilendirme yapıldığını belirten Fatma, “Tabi veliler çocuklarının mezar temizlemeye gideceğini düşünmüyorlar. Ya da ölen kişilerin ziyaretine gidileceği düşünülmüyor. Ya da maketten Kâbe yapıp etrafını tavaf edeceklerini düşünmüyorlar. Veliler durumdan çok da haberdar değiller ama biz Eğitim-Sen olarak hem alanlarda hem okul önlerinde dağıttığımız bildirilerle, velileri bu konuda bilgilendirmeye çalışıyoruz” dedi.
 
‘Daha örgütlü bir tavır sergilenmeli’
 
Tüm bunlara karşı daha örgütlü bir tavrın sergilenmesi gerektiğini vurgulayan Fatma, son olarak şu ifadelere yer verdi: “Velilerin duruma kayıtsız kaldığını kısmen söyleyebilirim. Eğitim-Sen üyesi arkadaşlarımız haricinde diğer arkadaşlarımızın da durumu kanıksadığını söyleyebilirim. Bununla ilgili İzmir genelinde çalışma yürüten Eğitim-Sen’dir. Tabi, tek başına bir şeyleri birilerine anlatmaya çalıştığınız zaman da yeterli verim elde edilemiyor ne yazık ki”