AMED - DAKAP ve Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı’nın geçtiğimiz günlerde tutuklanan ve içlerinde muhabirimizin de olduğu 10 kadın için yaptığı açıklamada, “İktidarın asıl amacı faşizme direnen kadınların mücadelelerini engellemektir. Bizler, haklarımızdan, mücadelemizden ve özgürlüğümüzden asla vazgeçmeyeceğiz” denildi.

 

Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) ve Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, 25 Nisan’da yapılan gözaltı ve tutuklamalara ilişkin Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yaptı. Açıklamaya ağ bileşenleri ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Amed milletvekili adayı Ceylan Akça katıldı. Açıklamayı kadınlar adına Rosa Kadın Derneği avukatlarından Çiğdem Sevimli okudu.

 

‘Cezaevinde insanlık dışı koşullarda tutuluyorlar’

 

Çiğdem, 25 Nisan’da yapılan gözaltılar sonucu 10 kadının tutuklandığını hatırlatarak, “Birçok avukat, gazeteci, sanatçı ve hak savunucusu gözaltına alınmış, gözaltına alınanların evlerinde, işyerlerinde hukuka aykırı aramalar yapılmıştır. Ardından 24 saatlik avukat görüş yasağı getirilerek özgürlük ve güvenlik hakkı ihlal edilmiştir. Yürütülen bu soruşturma neticesinde haklarında gözaltı işlemi yapılan 10 kadın tutuklanmıştır. Tüm bu adaletsizliklerle cezaevine gönderilen arkadaşlarımız orada insanlık dışı koşullarda tutulmaktadır. İçme suyu, hijyen ve yaşamsal tüm diğer ihtiyaçların karşılanmadığı cezaevinde arkadaşlarımız depolarda mevcut olmasına ve sağlanma yükümlülüğüne rağmen demirbaş eşyaları dahi satın almaya zorlanmaktadır” dedi.

 

‘Geri adım attırılmaya çalışılıyor’

 

Tutuklanan kadınların, ağır sağlık sorunları olan, tıp, diş hekimliği gibi pratik sınavlara katılımı zorunlu olduğu halde eğitimi kısıtlanan, emzirme ve bakıma ihtiyacı olan çocuklarının cezaevine getirilememesi gibi hak ihlallerine tabi tutulduğuna dikkat çeken Çiğdem, seçimler öncesi yapılan bu gözaltı ve tutuklama operasyonunun “gözdağı verme çabası” olduğunu kaydetti. Çiğdem, “Toplumsal cinsiyet temelli şiddetle mücadelenin hukuki temellerini zayıflatan, kadınların, LGBTİ+'ların yaşam hakkı başta olmak üzere temel insan haklarına erişimlerini engelleyen, ayrımcılığı derinleştiriyor” diyerek kadınlara dönük devreye konulan politikalara işaret etti.

 

‘Geri adım attıramayacaklar’

 

Kürt oldukları gerekçesiyle kesişimsel ayrımcılığa maruz kalan "Kürt kadın insan hakları savunucularının" uzun süredir baskı altında olduğunu vurgulayan Çiğdem, “Uzun süre gözaltında tutulma, tutuklanma ve uzun süren yargı süreçleri sonucunda verilen astronomik cezalar ile susturulmaya çalışılmaktadır. Münferit olmadığını aksine sistematik bir devlet şiddeti olduğunu çok iyi bildiğimiz yargı tacizi pratikleriyle örgütlü mücadeleyi engellemeye yönelik bütün çabalar, içinde bulunduğumuz baskı ve tehdit ortamına rağmen vazgeçmeyen, zulüm karşısında direnen kadın hak savunucularından iktidarın ne derecede çekindiğini göstermektedir. İktidarın asıl amacı faşizme direnen kadınların mücadelelerini engellemektir. Erkek-devlet şiddetine karşı bu mücadeleyi yürütürken karşılaştığımız, karşılaşacağımız hiç bir güç biz kadınlara ve LGBTİ+'lara geri adım attıramayacaktır. Bizler, haklarımızdan, mücadelemizden ve özgürlüğümüzden asla vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

 

‘Yargı tacizini kabul etmiyoruz’

 

Çiğdem, ardından şu ifadelere yer verdi: “Yargı taciziyle muhalif olan kesim üzerinde caydırıcı bir etki oluşturmak hedeflenmekte ve toplumsal örgütlenmenin, sivil toplumun özünü oluşturan demokrasiye bu haksız uygulamalar ile hasar verilmektedir. Kadın düşmanı politikalarla temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran, anayasayı hiçe sayan keyfi uygulamalar ile yargı tacizine maruz bırakılarak tutuklanan kadın arkadaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır. Bizler, DAKAP ve Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı bileşenleri olarak kadın arkadaşlarımıza yönelen bu yargı tacizini kabul etmediğimizi, patriyarkal düzenin son bulması için her daim alanlardan, sokaklardan sesimizi yükselteceğimizi bir kez daha tekrarlıyoruz. Jin jiyan azadî.”

 

‘Buradayız, gitmiyoruz’

 

Son olarak konuşan Amed milletvekili adayı Ceylan Akça, “2022’nin son aylarında TJA’lı kadınlar buradan alınıp Ankara’ya götürüldüler. Buradan Ankara’ya kadar kelepçe ile işkence ile götürdüler. Gözaltında iken zaten hiçbir talepleri karşılanmamış, cezaevine götürdüklerinde de 1 ay boyunca aynı elbiseleriyle, su, sabun ve hijyen malzemeleri verilmemiş. Son 10 yıldır ayyuka çıkmış kadın düşmanı politikalar uygulanıyor. İktidar, ‘Kadını eve tıkacağız,  görmezden geleceğiz, şiddetten koruma kararlarını yok edeceğiz’ diyor. Kadınların ördüğü bu direniş önümüzdeki hafta sonu Erdoğan ve küçük yandaşlarına veda olacak. Biz kadınlar olarak buradayız ve gitmiyoruz” sözlerine yer verdi.