‘Kelebek etkisiyle’ komünal yaşam inşa ettiler

  • 09:07 7 Mayıs 2023
  • Güncel
 
Dilan Babat
 
MEREŞ - Mereş’in Çiqle Mahallesi’nde depremin ardından dayanışma ile komünal bir yaşamı inşa ettiklerini söyleyen Pelin Renklitepe, “Yas tutma zamanı değil, mücadele zamanıydı” diyor ve ekliyor “Bir kelebek etkisi yarattık.”
 
Mereş (Maraş) merkezli 6 Şubat’ta yaşanan depremlerin üzerinden 3 ay geçti. Halka yardıma gitmeyerek enkaz altında bırakan iktidar, sonrasında da yardım ulaştırmadı ve halk kendi imkanları ve dayanışma ile yaşamını sürdürüyor. Depremde yıkımın yaşandığı yerlerden biri olan Mereş’in Çiqle (Çiğili) Mahallesi’nde dayanışmanın başka halini görmek mümkün. 350 haneli Çiqle’de 33 kişi yaşamını yitirirken halkın yarısı Mereş veya Dilok’ta (Antep) yaşamını sürdürüyor. 
 
3 mahallenin dayanışması
 
Birbirine yakın 3 mahalle ile birlikte ortak bir dayanışmayla halk, devletten bir beklenti oluşturmak yerine komünal bir yaşamı kurdu. İlk üç haftanın ardından yurt dışından gelen yardımlarla konteynırlar kurulurken konteynırların yanına da  brandalarla mutfaklar ile her evin ihtiyacına göre de banyo ve tuvaletler yapıldı. 
 
Depremde evi yıkılan depremzedelerden Pelin Renklitepe, dayanışma ile inşa ettikleri komün yaşamına ilişkin konuştu. 
 
‘Şahsi kepçeyle enkaz altındakilerini çıkardık’
 
Hiç yaşamadıkları bir durumla karşı karşıya kaldıkları için depremin ilk zamanlarında bir şok geçirdiklerini söyleyen Pelin, gençlerin çok soğukkanlı olduğunu kaydetti. Pelin, “Bir nevi mecbur kaldık. Mecbur kalmamızın sebebi hiçbir iletişim yoktu, gelen giden de yoktu. Üç gün boyunca enkaz altında kaldı insanlar. Mücadele gençlerle başladı. Gençlerimiz şahsi bir kepçe ile enkaz altında kalan insanlarımızı çıkardılar. Canlı çıkan oldu, yaşamını yitirenler oldu. Ben depreme Maraş’ta yakalandım. Araç olmadığı için büyük şeylere şahitlik ettik. Herhangi bir siren sesi ya da devletten doğru bir şey yoktu. Kendimize geldiğimizde bir şeyler yapmamız gerektiğini fark ettik. Havalar çok soğuktu ve sığınmamız gereken bir yer için bir şeyler yapmamız gerektiğini anladık” dedi.
 
‘Gelen yardımlar eşit paylaştırılıyor’
 
Depremin üzerinden birkaç gün geçtikten sonra insanların çadırda kaldığını ve insanlardaki matem havasını dağıtmak için 3 mahalle şeklinde dayanışmayla yeni bir yaşamı inşa etme girişimlerinde bulunduklarını dile getiren Pelin, “Gönüllü arkadaşlarla bir araya geldik, gelen yardımları koordine ediyoruz, eşit bir şekilde 3 mahalleye paylaştırıyoruz. Ne eksikse kendi mücadelemizle yapıyoruz. Kepçe tutuk, kanalizasyonun yapılması için. Babam tesisat ustası. Dağdan gelen kaynak suyu sadece bir eve akıyordu onun bütün konteynırlara dağıttık. Şu an ne su sorunumuz var, ne tuvalet. Sıcak suya erişmek için yıkımın içerisinde olan şofbenleri toplayarak onları her evin önüne yaptığımız banyolara yerleştirdik. Kendi imkanlarımızla elektrik sorunumuzu da hallettik. İnternet sistemlerini kurduk. Bunları yaparken de bir birlik vardı” diye belirtti.
 
‘Köy halkı ile birlikte başardık’
 
3 mahalle olduğu için herkesin kendi bölgesinden sorumlu olduğunu dile getiren Pelin, şöyle devam etti: “Bizim buradaki mahalle ile ilgilenen ben, kardeşim, on kişiyiz. Herkesin elinde ne varsa onu değerlendirdi. Ara ara toplantılar alarak ne eksiklerimiz var diye konuşuyoruz. Bu durum sadece bir şahısla ilgili değil, halkın birlikte yaptığı bir durum. Kimse kendini geri çekmedi, kim ne işe yarıyorsa, elinde ne imkan varsa, kimin elinde ne beceri varsa onları kullandık. Kadınlar girilmemesi gereken enkazlara girip gıda malzemeleri alıp köydeki yaşamı inşa etmeye çalışanlara yemek yaptılar. Biri küreği kaldırdıysa biri kazmayı kaldırdı öyle bir durumumuz vardı. Yurtdışının da etkisi var burada,  imkanlarını fazla zorladılar. Yurtdışındaki bir sistem uygulandı. Dayanışmak için bir hafta bir grup geliyordu, bir hafta başka bir grup. Maddi olanağı olmayan insanlara yardımcı oldular. Konteynırı indirecek vinçte bile kişinin parası yoksa komünal bir şekilde o para toplanıyordu. Halkla birlikte bunu başardık. Bir belediye söz konusu değil, şu mahallede ne yapıldıysa herkes kendi emek ve bütçesi ile yaptı. Gelen yardımları 3 kişi koordine ediyoruz. Hepimiz birlikte listelenmiş sistemle, kime ne lazımsa yetiştiriyoruz. Fazla olanları da dışarıya gönderiyoruz.”
 
Kelebek etkisi
 
Mahallelerinde komünal bir sistem uyguladıklarını ifade eden Pelin, gelen yardımları değerlendirdiklerine dikkat çekti. Pelin, “Elimizden geldiğince mağdur olmamaya çalıştık. Kimseden gelip bize bir tuvalet kurmasını beklemedik. Elektrik burada yoktu, sorundu bunu getirip tüm mahalleye dağıtık. Ortada bir su vardı nasıl herkese ulaştırırız dedik. Birimiz değil hepimiz burada nasıl düzenli bir şekilde oturabiliriz hesabını yaptık. İlk günden beridir burada koordine olan diğer arkadaşlarımız da var. Yeri geliyor uyku dahi uyumuyoruz ama elimizden geldiğinde kimin ne ihtiyacı var bunları halletmeye çalışıyoruz. Normal yaşama dönmek zorundaydık, yas tutma zamanı değil, mücadele zamanıydı. Halkla yardımların gelmesini beklememeleri, kendi yaşamlarını kurmaları için defalarca sohbet ettik. Ailem ile beraber çadırdaydık, babam köyün ortasına çamaşır makinası bırakarak herkesin çamaşırlarını atmasını söyledi. Babam bunu yaptıktan sonra başka bir komşumuz başka bir şey yaptı. Bir kelebek etkisi yaratık diyebiliriz” şeklinde konuştu.