‘Seçimlerde adresimiz Yeşil Sol Parti’

  • 20:55 26 Nisan 2023
  • Siyaset
ANKARA - Dikmen Sokullu’da halk buluşmasında konuşan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Seçimde tek adresimiz Yeşil Sol Parti. Seçim sonrası demokratik bir ülkenin kurulmasında rol alacağız bundan kimsenin şüphesi olmasın” dedi.
 
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) seçim çalışmalarına Dikmen’de Sokullu’da bulunan Ahmet Arif Parkı’nda düzenlediği halk buluşmasıyla sürdürdü. Buluşmaya Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halkların Demokratik Partisi il ve ilçe örgütleri, Emekçi Hareket Partisi (EHP), Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve Ankara Üniversitesi öğrencileri başta olmak üzere birçok kişi katıldı. Halaylarla başlayan halk buluşması konuşmalar ile sürdü. 
 
Halk buluşmasında ilk olarak söz alan HDP Ankara İl Eşbaşkanı Pakize Sinemillioğlu “15 Mayısta hep birlikte hem Edrine’den sevgili Demirtaşı çıkaracağız hem de Kobanê tutuklusu olarak bilinen bütün yoldaşlarımızı Sincan’dan konvoylarla alıp getireceğiz” dedi.
 
‘Demokratik cumhuriyeti yeşertmek için geliyoruz’
 
Ardından Ankara 1’nci Bölge 1’inci sıra milletvekili adayı Emirali Türkmen konuştu. 14 Mayıs’ta direnenlerin ve dayananların tarih yazmaya geldiğini belirten Türkmen, şunları kaydetti: “Savaşın karşısında hep birlikte barışı kurmaya var mıyız? Biz de 14 Mayıs’ta bu düzeni değiştirmek için yola çıkıyoruz. Bu yolculuk 100 yıllık bir hayatın değiştirme ve dönüştürme mücadelesidir. Bizler demokratik cumhuriyeti yeşertmek için geliyoruz. Bizler parklarda şarkı söyledikleri için parklardan çıkarılan gençlerin ütopyaları için geliyoruz. Bizler bu mahallede adını veren ama hala cemevlerine yasal hak kazandırılmamış Alevi yurttaşların eşitlik hakları için geliyoruz. Bizler Bedrettin’le, Mahir’le, Mahsun’la birlikte geliyoruz. Bunu yeni bir hayatı kurmak için herkesin özgür olduğu herkesin şarkısını söylediği neşelendiği bir bahar için geliyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Önümüzde güzel günler olacak’
 
Ankara 2. Bölge milletvekili adayı İhsan Seylan ise konuşmasını Kürtçe yaptı. İhsan, “Bugün arkadaşlarımız gözaltına alındı. Gözaltı sizin işiniz özgürlük de başarı da bizim işimiz. Maalesef itilmişiz, fakir bırakılmışız, baskıdan dolayı kendimizi ifade edemiyoruz. Herkesin bize ihtiyacı var. 14 Mayıs’ta kötülük kaybedecek, iyilik kazanacak. 14 Mayıs’ta sessizimizi güçlü bir şekilde büyütürsek -ki büyütüyoruz, kazanacağız- önümüzde güzel günler olacak” sözlerine yer verdi. Ardından Ankara 3’ncü Bölge Milletvekili Adayı Metin Kılıç söz aldı. Bir Çerkez olarak aday olduğunu söyleyen Metin, “3’üncü yolun yolcuları; birlikteyiz, birlikte kazanacağız, mutlaka kazanacağız” dedi.
 
‘Kazanan direniş olacak’
 
Buluşmada söz alan Çiğdem, Ankara’da kazanmanın işaretlerini gösteren büyük bir dayanışma ve mücadele ile karşılaştıklarını söyledi. Yeşil Sol Parti’nin kadim bir mücadele geleneğini devraldığını kaydeden Çiğdem şu sözleri kullandı: “Biz dün itibariyle Diyarbakır merkezli onlarca ilden yüzlerce arkadaşımızın gözaltına alındığı bir süreci yaşadık. Çok yabancısı olduğumuz bir süreç değil tek adam rejimi yol alırken kendisine en büyük engel olarak gördüğü toplumsal mücadele alanlarına yapabildiği tek şey gözaltına almak ve tutuklamak. Yüzlerce arkadaşımız cezaevlerinde. Bu mevcut tek adam rejiminin fotoğrafı. Bizler ise tutuklansak da gözaltına da alınsak da bu mücadeleyi cezaevinde büyüten bir fotoğrafa ve güce sahibiz. Gözaltına alınan arkadaşlarımız özgür sanatta ısrar eden AKP’ye biat etmeyen sanatçı arkadaşlarımız. Bu iktidarın toplumdan saklamaya çalışan gerçekleri toplumla bulaştırmaya çalışan özgür basın çalışanı arkadaşlarımız. Demokratik siyasetin hayat bulacağına inanan bunun mücadelesini yükselten siyasetçi arkadaşlarımız. Sabah da söylemiştim tekrarlayayım. Mevcut iktidarın ne kadar şiddeti varsa bu halkın ve gözaltına alınan arkadaşlarımız da ondan kat be kat direnişi var kazanan direniş olacak bundan kimsenin şüphesi olmasın.”
 
‘Halkın iktidarını kurmaya geliyoruz’
 
Seçime 18 gün kaldığını dile getiren Çiğdem şu ifadeleri kullandı: “Bütün siyasi partiler beyannameleriyle alandalar. Biz beyannamelerle değil de kendi gördüklerimizi söyleyelim. Mesela AKP’nin beyannamesini burada sizlerle birlikte yazabiliriz. AKP’nin beyannamesi bizim gözümüzde 6 Şubat’ta yaşanan depremde kurtaramadığı aksine sebebiyet verdiği ölümler var. Yine AKP’nin beyannamesinde açlık sınırıyla terbiye etmeye çalıştığı yüzde 99’luk bir kesim ile kendileri Avrupa’da mağaza kapatan bize de ekonomik krizle baş etme yöntemi olarak porsiyonları küçültün önerisinde bulunan bir beyannameleri var. Özgür basına operasyon demokratik siyasete inananlara operasyon ekoloji mücadelesi verenlere şiddet, kadın arkadaşlarımıza katliamlarla cevap veren failleri ödüllendiren bir tutumu var. Bütün bunlar halkın 20 yıldır iktidarın beyannamesine koyduğu addır. Kendileri karşımıza ‘doğru zaman doğru adam’ sözüyle çıktılar. Tek bir adamdan tek bir kişiden bahsediyorlar. Biz diyoruz ki yanlış zaman yanlış adam. Bunu lehimize çevirebiliriz tek adam rejimini yıkarak yerine demokratik bir ülkenin mümkün olduğunu demokratik siyasetin mümkün olduğunu göstererek bu zamanın doğru olduğunu gösterebiliriz. Beyannamelerinde bir şey daha var, 2018 yılında hayata geçirdikleri cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte tek adam rejimi. Bir inceleme araştırma yapmışlar büyük ihtimalle. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin güncel sorunlara cevap olamadığına kanaat getirmişler, restore etmeye karar vermişler. Biz bütün mücadele alanlarından gelen arkadaşlarımızla şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Hiç zahmet etmeyin restore etmek için tek adam rejimini yıkmaya, halkın iktidarını kurmaya geliyoruz.”
 
‘Mücadele ediyoruz’
 
Tek adam rejiminin sahada en çok Emek ve Özgürlük İttifakıyla mücadele ettiğine dikkat çeken Çiğdem, şöyle devam etti: “Sözcüleri AKP-MHP iktidarı döneminde, tek adam rejimi döneminde Kürtlerin ve Alevilerin kendilerini en rahat ifade edebildiği dönem olduğunu ifade ediyor. Öyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Eğer bugün Kürtler, aleviler kendi kimliklerini rahatça ifade edebiliyorlarsa tabii ki mücadeleleri ve ödedikleri bedel sayesindedir. Bu kimsenin lütfu değildi, tam tersine biz AKP-MHP iktidarının baskısına ve zulmüne rağmen kimliğimizden vazgeçemeyen, kimlik mücadelemizi yürüten, mücadele alanlarını yürüten bir mücadeleye sahibiz. Dolayısıyla söyledikleri her söz bugüne kadar yaptıklarının tersini ifade ediyor. Siyaset dediğimiz şeyin kendisi bir çözüm, müzakere aracıdır ama AKP eliyle tamamen sorun üreten bir araca dönüştürüldü. Biz Yeşil Sol Parti olarak bütün mücadele alanlarıyla birlikte siyasetin kendisini gerçek sahipleriyle buluşturmaya geliyoruz, yani siyasete müdahale ediyoruz, siyaseti demokratik bir hatta kavuşturmaya geliyoruz, tabii ki yine mücadele eden yol arkadaşlarımızla birlikte.
 
Onlar gidecek biz geleceğiz
 
Arada sıkıştırılmaya çalışıldığımız iki kutuplu bir siyaset var. Birincisi cumhur ittifakı, bu ittifakla ilgili özgün bir şey söylemek isterim; bu dönem seçimlere her birimiz ittifaklarla giriyoruz. Cumhur ittifakı da genişleme ihtiyacı hissetti ve bir ittifak kurma çabası içerisine girdi, ittifak kurabildiği iki güç kaldı Türkiye’de. Biri Kürt, diğeri kadın düşmanı. Bu alanı onlara daraltan biziz, ittifak kuracakları hiçbir güç kalmadı ancak seçimden seçime hatırladıkları bir halk var ve kadın düşmanı, Kürt düşmanı ittifakıyla birlikte biz onları hak ettikleri yere göndereceğiz, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bir de ikinci kutup olarak ifade edebileceğimiz millet ittifakı var. Türkiye’nin köklü sorunları var her birimizin tanıklık ettiği. Köklü bir cevabı köklü bir çözüm önerisi sunmayan daha çok restorasyon üzerinden kendisini tarif eden. Bir de biz varız. Beyannamenizde ‘dîsa em’, ‘reyna ma’ dedik. İçinde bizim olduğumuz, kendimizi kurucu özne yaptığımız bir yol tarif ettik. Bu yolumuzun adı üçüncü yol. İki siyasete de muhtaç olmadığımızı bizi yok sayan bizim mücadelemizi görmezden gelen bütün siyasi güçlere karşı yeni bir yol inşa ettik ve yolun yolcuları hepimiziz. Bugüne kadar bu iktidar bütün mücadele alanlarını karşı karşıya getirdik ama biz bütün mücadele alanlarını bugün hem emek ve özgürlük ittifakı altında hem de Kürdistan’da Kürt özgürlük ve demokrasi ittifakı adı altında bir araya getirdik, sahada güçlüyüz ve kazanacak olan biziz. Onlar gidecek biz geleceğiz, onlar kaybedecek bizler kazanacağız, hiç kimsenin kuşkusu olmasın.”
 
Biat etmeyen bir halk gerçekliğimiz var
 
Saldırılarla karşı karşıya kalabiliriz, dün yaşanan gözaltılar bugün konvoyumuza müdahale oldu, bugün burada toplanmamıza bile ciddi bir tahammülsüzlük var. Yine söylüyorum, bu kaybeden ittifakın fotoğrafı biz kendi fotoğrafımızı çoktan çizdik ve üçüncü yol iddiasıyla demokratik bir Türkiye’yi de cumhuriyetin demokratik bir hale gelmesini de kendi ellerimizle başaracağız. Bizim kadın mücadelemizde yakın dönem örneği vermek isterim, kayyım rejimine biat etmeyen bir halk gerçekliğimiz var. Siyasi ablukalara karşı direnen bir halk gerekliğimiz var. Önümüze konan bütün barajları aşa aşa gelen ve bugün kendi hedeflerini koyan hem Kürdistan’da hem de Türkiye açısından kendi hedeflerini koyan bu hedeflere koşarak giden bir mücadele ile birlikte geliyoruz. Bunun gücü, başarısı bize yeter.
 
Yarım kalan işimizi tamamlayacağız
 
Biz aynı zamanda 7 Haziran’da 2015 seçimlerinde bütün Türkiye halklarıyla birlikte emekçiler kadınlar gençlerle birlikte bir şey gösterdik bu iktidara ve devlete. Demokratik bir siyaset çoğulcu bir yapıyla mümkün. Demokratik bir siyaset önünde engel olabilecek hiçbir güç yok. Ama 7 Haziran seçimleri yarım kaldı. Şimdi bunu tamamlama zamanıdır. 14 Mayıs bizim kazanacağımız onların da kaybedeceği bir seçim olacak bundan hiç kuşkumuz yok. Burada mücadelenin en güçlü öznesi elbette kadın arkadaşlarımız. AKP iktidarını en iyi tanıyan güçlü duruş sergileyen hiç bir geri adım atmayan sokakları dolduran, sesini yükselten bir kadın mücadelesi var. Bu kadın mücadelesi kadın yaşam özgürlük oldu jin jiyan azadî oldu. Çoktan bu sınırları aştı. Biz kadınlarla birlikte tek adam rejimini yıkmaya İstanbul Sözleşmesini yürürlüğe koymaya geleceğimizi açıkça beyan ettik. Mevcut iktidarın kadın düşmanı bütün politikaları karşısında kadın bakanlığı kuracağız hiç kimsenin şüphesi olmasın. Mücadelemizin en önemli duraklarından biri olan 8 Mart’ı izin günü yapacağız. Şunu çok net biliyoruz kadın arkadaşlarımızın ev içi görünmez emeği üzerinden bu dünya dönüyor. Bunun da görünür kılınması için sosyal güvenlik ve emeklilik ifade ettik. Bir şey daha özellikle kadın cinayetleri ve katliamları karşısında devletin, iktidarın pozisyonunu değiştirmek üzere kadın ihtisas mahkemelerini tanımladık. Serbest bırakılan bütün faillerin gerçek adaletle yargılabileceği mahkemeler kurma kararı aldık. Bu mücadeleyi yükselten kadınlar aynı zamanda yeni yüzyılın kadın rengiyle kurucusu olacaktır. Kadınların her kazanımı sadece kadınları değil bütün mücadele alanlarını büyütecek.
 
Tek adresimiz Yeşil Sol Parti 
 
Sayılı günler kaldı, sandığa gideceğiz sandığa gitmenin kendisi bir seçim güvenliği. Oyumuzu kullanacağız ikinci seçim güvenliği, oyumuza sahip çıkacağız 3’üncü seçim güvenliği. Bu dönem parlamentoda varlığımızın güçlü olması bütün ideallerimizin hayata geçmesi noktasında çok önemli. Seçimde tek adresimiz Yeşil Sol Parti. Seçim sonrası demokratik bir ülkenin kurulmasında rol alacağız bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bunu başaracağız burada birlikte değiştireceğiz, buradayız kadınlarla ve gençlerle birlikte değiştireceğiz. Hepimizin yolu açık olsun en büyük halayımızı 15 Mayıs’ta kuracağız.”