Karadeniz Cezaevleri raporu açıklandı

  • 16:24 19 Nisan 2023
  • Güncel
 
WAN - Wan Barosu, ÖHD ve TUHAY-DER Cezaevleri Komisyonu, Karadeniz Cezaevlerine ilişkin hazırladıkları raporu açıkladı.
 
Wan Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şubesi ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) Cezaevi Komisyonları, Karadeniz Cezaevlerine dair hazırladıkları raporu Wan Barosu binasında yaptıkları basın toplantısı ile açıkladı. Açıklamaya Wan Barosu, ÖHD, İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şubesi avukatları, Baro Başkanı Sinan Özaraz ve TUHAY-DER yöneticileri katıldı. Açıklama öncesi kısa bir konuşma gerçekleştiren Baro Başkanı Sinan, Ezîdî toplumunun Çarşema Sor  Bayramını kutladı.
 
Ziyaret edilen cezaevleri
 
Cezaevi raporuna dair açıklamayı okuyan ÖHD avukatlarından Mehmet Fettah Keleş, raporun, tutsak ve ailelerinin talebi üzerine hazırlandığını söyledi. Açıklamada söz konusu talep üzerine; Karadeniz’de bulunan Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi, Samsun Kavak S Tipi Kapalı Cezaevi, Kavak Çocuk Kapalı Cezaevi, Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi, Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi, Giresun Espiye L Tipi Kapalı Cezaevi ve Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevlerini ziyaret ettiklerini paylaşan Mehmet, tutsaklar ile yapılan görüşmeler dışında tutsak aileleri ile yapılan telefon görüşmeleri ve mahpusların avukatlarına gönderdikleri mektup ve fakslardan edinilen bilgiler ile raporun hazırlandığı belirtildi.
 
Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi
 
Raporda Bafra Cezaevi’nde yaşanan ihlaller “Tutukluların, cezaevi revirinde yer alan doktordan hasta sevki istediği, hastane sevkleri sırasında jandarmalar tarafından ağız için arama yapıldığı, uygulamayı kabul etmeyen tutukluların hastaneye götürülmedikleri, buna dair 2 yıldır hastaneye götürülmeyen hasta tutukluların olduğu, cezaevinde ağır hasta tutukluların bulunduğu, cezaevi revirinde sadece ilaç yazıldığı ve yazılan ilaçların ise geç geldiği, gözlem kurulları tarafından tutukluların tahliyelerinin keyfi olarak engellendiği, cezası biten 30 yıllık tutuklulara gözlem kurulları tarafından “pişmanlık” dayatıldığı, koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik hakları kullandırılmadığı, avukat müvekkil görüşmelerinin gizliliğinin ihlal edildiği, tutukluların kitaplarına idare tarafından el konularak verilmediği, koğuş aramalarının sıklaştırıldığı ve aramaların amacı dışına çıktığı, muhalif gazete, kitap ve TV kanallarının engellendiği, kantin fiyatlarının çok fahiş olduğu, Kürtçe mektupların verilmediği, cezaevi girişinde çıplak aramanın dayatıldığı, görüntülü görüşme hakkından sadece adli tutukluların yararlandığı, yüksek elektrik faturalarının kesildiği, sosyal aktivitelerin sınırlandırıldığı, farklı koğuşlar arası iletişimlerin kesildiği” şeklinde sıralandı.
 
Giresun Espiye L Tipi cezaevi
 
Tutsakların hastane sevklerinin geç yapıldığı, ağız için aramaların dayatıldığı, tutsakların ayda bir cezaevi revirine gidebildikleri, sağlık haklarının engellendiği belirtilen raporda, birçok ağır hasta tutsağın çeşitli gerekçelerle tedavilerinin engellendiğine dikkat çekildi. Öte yandan, Erkan Benli ve Ekrem Alaca isimli tutsakların dosyalarının kesinleştiği, hükümlü statüsüne geçmeleri nedeniyle adli tutsakların olduğu tarafta hücreye alındıkları kaydedildi.
 
İnfazlar yakılıyor
 
Metin Uyar isimli tutsağa Kürtçe mektubundan dolayı disiplin cezası verildiği belirtilen raporda, toplamda 3 odada bulunan siyasi tutsakların ayrı bloklarda ve birbirinden uzak yerlerde izole bir şekilde tutuldukları ve ortak hiçbir sosyal etkinliğin yapılmadığı ifade edildi. Siyasi tutsakların tecrit altında tutulduğuna yer verilen raporda, Espiye Cezaevi’nde yaşanan diğer ihlaller şöyle sıralandı: “Fahiş kantin fiyatlarının olduğu, yemeklerin az ve sağlıksız olduğu, 8 kişilik koğuşlarda 21 kişi kaldıkları, bazı tutukluların yerde yattıkları, gardiyanların İsa Aslan isimli tutuklaya saldırıp darp ettikleri, bu koğuşta bulunan tutuklulara disiplin soruşturması başlatıldığı, bozuk telefonla telefon görüşmesi yaptıkları ancak yapılan görüşmelerde karşı tarafından çok az anlayabildikleri, Emin Edemen, İzzettin Sevilgen, Ahmet Zenger, Mehmet Aktaş, Asım Demir, Ercan İşcan ve Serkan Erkuş isimli mahpusların gözlem kurulları tarafından infazlarının 6 ay ertelendiği ve erteleme gerekçesi olarak ‘örgütten ayrıldığının tespit edilemediği’ gösterildiği” kaydedildi.  
 
Trabzon Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevi
 
Diğer cezaevlerinde yaşanan pek çok ihlalin Beşikdüzü cezaevinde yaşandığına yer verilen raporda, tutsakların Bakanlık veya başkaca kurumlara gönderdikleri dilekçelere sebepsiz yere hapishane idaresince el konulduğu,  hastane sevkinde yer alan kolluğun, kelepçeli muayene ısrarı nedeniyle revir ve hastane taleplerinin süresinde ve düzenli olarak karşılanmadığı ve cezaevi idaresince maruz kaldıkları hak ihlallerinden dolayı Temmuz ayından beri mahpusların 5’er günlük dönüşümlü açlık grevinde oldukları, ancak Mereş depremi nedeniyle açlık grevine son verdikleri kaydedildi.
 
Raporda, Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi ve Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’nde revir ve hastane sevklerinde tutsakların kelepçeli muayene yapıldığı, tutsaklarla ortak faaliyetlerinin tamamen kısıtlanarak odalar arasında sohbet veya ortak spora dair herhangi bir hakka izin verilmediği, mektuplara el konulduğu, eksik sayfa verildiği, tutsakların infazlarının ertelendiği şeklinde aynı ihlallerin yaşandığına yer verildi.
 
Kavak S Tipi Kapalı Cezaevi
 
Rapor’da, Samsun Kavak S Tipi Kapalı Cezaevi’nde, Mereş merkezli yaşanan depremle birlikte sevk gelen tutsakların cezaevi girişlerinde çıplak aramaya maruz bırakıldığı kaydedildi. Sevk gelen tutsakların eşyalarının getirmesine izin verilmediği bilgisine yer verilen raporda, cezaevi revirinde doktorun bulunmadığı, cezaevi personelinin provakatif yaklaşımlarının olduğu,  3 kişilik koğuşta 4 kişi kaldıkları, günlük rutin sayım sırasında koğuşta bulunanların ayağa kalkmalarının istendiği, ayakta sayımı reddeden tutsaklar hakkında disiplin soruşturmalarının açıldığı, odalar arasında sohbet veya ortak spora dair herhangi bir hakka izin verilmediği şeklinde ihlallerin yaşandığı sıralandı.
 
Kavak Çocuk Kapalı Cezaevi
 
Hatay Defne’de meydana gelen 6.4’lük depremden sonra Hatay Yayladağı Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevi’nde bulunan çocuk tutsakların işkence iddialarına dair depremden sonra sevk edildikleri Samsun Kavak Çocuk Kapalı Cezaevi’nde görüşme gerçekleştirildiği yer verilen raporda, “Tutukluların deprem öncesi yaşanan artçı depremler nedeniyle cezaevi idaresine dilekçe vererek sevk olmak istedikleri ve kendilerini güvenli alana çıkarmalarını talep ettikleri, deprem sonrası bir bölüm tutuklunun halı sahaya çıkarıldığı ve diğer tutukluların da aynı talepte bulundukları… cezaevi personeli içeri cop ile girip hakaret ve tehdit edip koğuşta olan kişileri güvenli alana çıkarmadıkları bunun üzerine cezaevi idaresi tüm koğuşlardaki mahpusları halı sahaya aldığı…Jandarma personelinin herkese saldırıp tüm çocuk mahpusları cop, demir, sopalar ile dövüp, ağza alınmayacak sinkaflı küfürler, hakaretler ve tehditler savurup aynı zamanda biber gazı sıktığı, bu olayda B.A ‘da yaralandığını, vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar ve şişkinlikler olduğunu, halı sahada herkesin sabaha kadar sıraya dizerek diz üstü çöktürerek soğukta bekletilip, kafalarının öne eğdirilip, kafasını kaldırana, kıpırdayana sopa ile vurulduğu, gün boyu su ve yiyecek verilmediği, bu olaylardan sonra mahpusların guruplar halinde Samsun Kavak Çocuk C.İ.K ‘e sevk edildikleri” kaydedildi.
 
Raporun sonuç kısmında, yasal ve uluslararası hukuk ilkeleri göz önüne alınarak yaşanan hak ihlallerinin bir an önce sonlandırılması, yaşanan ihlallerden sorumlu kişiler hakkında derhal inceleme başlatılması gerektiğine yer verildi.